Yazımızın başlığına dikkat:
Eğer mutfaklardaki yangın büyüyor ve mutfak harcamalarına para yetmiyorsa pahalılık ve getirdiği enflasyondan söz ediyoruz. Yoksulluktan ve geçinmemekten sıkıntı yaşayanların ortak sesinin mutfaklardaki yangını büyümekte olduğunu seslendirmesini dikkat almak gerekiyor.
Çünkü, mutfaklardaki yangın söndürülemiyorsa, insanları mutlu etmek de mümkün olmuyor.
Türk-iş tarafından yapılan” Açlık ve yoksulluk sınırı” araştırmasına göre mutfak enflasyonu % 26’ya dayanmış bulunuyor.
Bunu çok önemsiyor ve ciddiye alıyoruz.
Bunun ne anlama geldiğine de bakalım:
Çalışanlar mutfak harcamalarına daha fazla para harcıyor. Mutfağın götürdükleri, çalışanları fakirleştiriyor. Alınan paraların önemli bölümünün çarşı-pazarda harcanması özellikle asgari ücretle çalışanları daha da sıkıntıya sokuyor. Kaldı ki, her ay mutfaklara harcanan para daha da yükseliyor.
Çalışanların ve emeklilerin aldıkları maaşların artık mutfak harcamalarını bile karşılayamayacak noktaya gelmesi çeşitli kesimlerce tartışılıyor. Memurlar, emekliler ve diğer alışanlar bu nedenle maaşlarında artışların olmasını bekliyor.
“Açlık ve yoksulluk sınırı” araştırmasının Mayıs 2019 sonuçlarını açıklayan Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), vatandaşların gerçek ve değişmez gündemi olan geçim sorununa dikkatleri çekti.
Çalışanların geçim şartlarını ortaya koymak için Türk-İş'in 32 yıldan bu yana her ay düzenli olarak yaptığı "açlık ve yoksulluk sınırı" araştırmasının Mayıs 2019 ayı sonucuna göre; dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 2 bin 123 lira 93 kuruş oldu.
Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 6 bin 918 lira 33 kuruş olarak hesaplandı.
Araştırmaya göre evli olmayan-çocuksuz bir çalışanın aylık “yaşama maliyeti” ise 2 bin 625 lira 42 kuruş oldu.
Yaşanan yüksek fiyat artışları nedeniyle çalışanların geçim koşullarının bozulduğuna dikkat çekilen Türk-İş açıklamasında, gıda fiyatlarındaki artışların enflasyonu geride bıraktığına vurgu yapıldı.
Türk-İş açıklamasında şu noktalara değiniliyor:
"Özellikle ücretli çalışanların ve emeklilerinin, düşük gelirlilerin harcamaları içinde önemli ağırlığı olan gıda fiyatlarındaki artış hesaplanan tüketici enflasyonun üzerinde gelişme gösteriyor. İktisaden dar ve sabit gelirli kesimlerin karşı karşıya kaldığı geçim şartları, yerel seçimler sonrası süren seçim tartışmalarının gölgesinde kaldı. Dört kişilik bir ailenin sadece gıda için yapması gereken zorunlu harcama tutarı yılın ilk beş ayı sonunda 183 TL arttı ve yürürlükteki asgari ücretin gerisinde kaldı. Aynı şekilde bir çalışanın sadece kendisi için yapması gereken harcama tutarını karşılayabilmesi için net asgari ücretin 632 TL/Ay artması gerekiyor.”
Türk-İş raporu, 2019 Mayıs ayında "mutfak enflasyonun” daki değişimi de gözler önüne serdi. Buna göre; Ankara'da yaşayan dört kişilik bir ailenin "gıda için" yapması gereken asgari harcama tutarı Mayıs'ta bir önceki aya göre yüzde 0.81 oranında arttı.
Yılın ilk beş ayı sonunda fiyatlardaki artış ise yüzde 9.42 oranında oldu. Gıda enflasyonunda son on iki ay itibariyle artış oranı da yüzde 25.97 olarak hesaplandı. Yıllık ortalama artış oranı ise yüzde 22.12 oldu.
Özetleyelim:
Gıda maddelerine halen zam üzerine zam geliyor.
Bu satırlar yazılırken tavuk etine % 50 Süt ve süt ürünlerine % 20 oranında zam geldiği haberlerini aldık.
Gıda harcamalarına giden paraların geçim sıkıntısını daha da artırabileceği hesaplanıyor.
Pahalılığı ve enflasyonun yükselmesini önleyebilmek için bugüne kadar alınan tüm önlemlerin hiçbir işe yaramaması, yapılanların yanlışlığını ortaya koyuyor. Bunun için çok daha kalıcı ve sağlıklı önleme ihtiyaç var. Bizi yönetenlerin bu konuda çok daha ciddi adımları atması gerekiyor.
.