Başkanlık sistemine geçişimizden sonra tabloya bakalım:
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a KHK ile verilen yetkiler için “KHK’den de beter” ifadeleri kullanılıyor. Yeni dönemin Türkiye için çok daha sıkıntılarla dolu geçeceğini söyleyenlerin sayısı da giderek artıyor.
Seçimden yenilgi ile ayrılan ana muhalefet partisi CHP’de kazan kaynıyor. Kılıçdaroğlu ile İnce arasında başlayan parti içi mücadelenin sonucunun nereye varacağını bilemiyoruz.
MHP, İYİ Parti, HDP ve diğer muhalefet partileri iç hesaplaşma içindeler. Parti içi dalgalanmalar hala devam ediyor.
Başlığa aldığımız “Ortalık yangın yerine döndü” cümlesini biz aslında pahalılık ve artan enflasyon için kullandık. Şimdi, bunun içine muhalefet partilerindeki iç hesaplaşmaları da kattığımızda çerçeveyi daha da genişletebiliriz.
Önümüzde yerel seçimler var, ancak AK Parti seçimleri öne alarak muhalefetteki iç tartışmalardan da istifade ederek bu seçimlerden de başarı ile çıkmanın yollarını arıyor.
Başarılı olurlar mı, bu gidişle olurlar.
Çünkü muhalefet partileri şu anda yapmaları gerekenleri yapmıyor.
Bakınız, mutfaklarda yangın var, pahalılık almış başını gidiyor, enflasyon resmi rakamlara göre %15’in üzerinde, çarşı-Pazar alev alev yanıyor. Geçim sıkıntısı çekenlerin sayısı hızla artıyor. Derdine derman arayanlar çare bulamıyor.
Memura, işçiye, emekliye sadaka gibi verilen zamları çok önemli gibi büyüterek gösterip, algı operasyonları ile gözleri boyayanların bu işlerde de başarılı olduğunu görmekteyiz.
Böyle durumlarda çare muhalefettir.
Gelin görün ki, muhalefet iç sorunlar yüzünden bu işlerle uğraşamıyor.
O zaman millet şöyle diyor:
“Kendi sorunlarını çözmeyenler, bizim sorunlarımızı nasıl çözsün?”
Hiç, gücenmeye, alınmaya gerek yok. Doğru olan budur.
24 Haziran seçimlerinde muhalefet “dip dalga” beklentisi içindeydi. Umut da olmuştu. Ortaya çıkan sonuç, muhalefetin yenilgisi ile noktalandı.
Şimdi ise silkelenme, yenilenme ve daha sıkı muhalefet yapma zamanı olmasına rağmen muhalefet olanları ortada göremiyoruz.
Yerel seçimlerde bu anlayış içindeki bir muhalefetin başarılı olabilmesi mümkün mü? Görebildiğimiz kadarı ile mümkün görünmüyor.
İç sorunlarımız yığınla ortada, dış sorunlar giderek artıyor. Ekonomide alarm zilleri çalıyor. Hukuk sistemimizdeki sıkıntılara yeni halkalar ekleniyor. Terörle mücadelede etkili olunmasına rağmen halen şehit haberleri ile sarsılıyoruz. Yanı başımızdaki ülkelerin durumu bizi de yakından ilgilendiriyor.
Şimdi soruyoruz:
Muhalefet partileri bu konularda ortaya ne koyuyor, ne üretiyor, hangi çözüm sistemlerini getiriyor?
Bir öneriniz, söyleyecek sözünüz varsa getirin ortaya koyun ve açıklayın. Milletin içini ferahlatın. Umut olun. Yol gösterici konumuna geçin.
Milletin beklentileri var. Muhalefetin sesini duymak, çözüm önerilerini görmek, sıkıntılarına derman olmayı bekliyorlar. Ama ortada muhalefeti gören var mı?
Demek ki, “İzmir’in dağlarında çiçekler açar” şarkısını koru halinde söylemekle bu işler olmuyormuş.
Seçim meydanlarında kadınlardan eşarp toplamakla da sorunlara çözüm getirilmiyormuş.
“Cumhur ittifakı” içinde yer alıp, Meclis’te yer almakla da muhalefet partisi damgası taşınmıyormuş.
24 Haziran seçim sonuçlarının değerlendirilmesinde işin siyasi boyutunun yanında sosyolojik boyutunun da önemli rol oynadığı görüldüğü halde hiçbir muhalefet partisinin bu yönde ciddi bir çalışma içine giremediğini de gördük.
Bütün bunları alt alta koyup topladığımızda soruyoruz:
Peki, seçimi nasıl kazanacaksınız ?..
Bunlardan ne köy olur ne kasaba.. Tabanlarını aldatıyorlar.. Dolayisiyle milleti de aldatiyorlar.