Başlığı okuduğunuzda hemen ne olduğunu anlamamışsınızdır. Hemen açıklayalım.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ı darbe korkusu sardığı haberleri geliyor. Koltuğu sağlama almanın tek yolunun Amerika ile iyi ilişkiler olduğuna inanan Suudi Veliaht Prensi Seman, şimdi Amerika ne isterse yapmaya hazır duruma geldi.
Veliaht Prens, Kraliyet ailesinin bazı üyelerinin kendisine karşı bir darbe düzenleyebileceği korkusuyla, ülke içindeki askeri birlikleri yeniden konuşlandırdı. Veliaht Prens, askeri birlikler arasındaki kaydırmayı, geçen hafta başladığı yurt dışı programından hemen önce gerçekleştirdiği de gelen haberler arasında yer alıyor.
Ülkede tüm gücü kendi elinde toplayan Veliaht Prense karşı, Cemal Kaşıkçı cinayeti sonrasında Kraliyet ailesi ve kabileler arasında artan hoşnutsuzluk ve alternatif arayışının güçlendiğine yönelik haberlerde artış dikkat çekmişti.
Prens Muhammed geçen Şubat ayında Suudi ordusunun üst kademelerinde değişikliğe gitmişti. Veliaht Prens geçen hafta bölgedeki müttefikleri Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır dışında Tunus’u kapsayan ve G20 Zirvesi’ni de içeren ziyaret programına başlamıştı.
Program, Prens Muhammed’in bozulan uluslararası imajını düzeltme amacı taşıyor. Prens’in programına başlamadan önce, ülkenin doğusu ve batısındaki eyaletlerde bulunan askeri birliklerin bir kısmını, kendi yokluğunda gerçekleşecek bir darbeye karşı önlem amacıyla başkent Riyad’a konuşlandırdığı da bir gerçek olarak değerlendiriliyor.
Koltuğu kaybetmeme korkusu neler yaptırıyor neler. Daha önce de Suriye’deki PYD/PKK’lılara Amerika’nın isteği doğrultusunda para yardımı yapan Suudiler şimdi de Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile yeni bir işbirliğine başladı.
Haberin ve gelişmelerin detaylarına bakalım:
Suud-BAE ortaklığının Suriye’de terör örgütü PKK ile ilişkisi, maddi yardımdan daha ileri bir boyuta dönüşüyor.
Hafta başında Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden Suriye’ye gelen üst düzey asker, istihbarat görevlisi ve siyasiler, ABD destekli terör örgütü PKK’nın işgal ettiği bölgeyi ziyaret etti.
Suud ve BAE vatandaşlarından oluşan heyet, Haseke, Ayn el-Arab, Münbiç, Tel Abyad ve Ras’ul Ayn’ı gezerek Türkiye sınırında inşa edilecek gözlem noktalarına ilişkin PKK’lı teröristlerden bilgi aldı. Körfez heyeti, ABD tarafından PKK’yı korumak için kurulacak gözlem noktalarının finansmanını da üstlendi.
Kurulacak üslere ilişkin arazi çalışması yapan PKK ise, sınır hattında Türkmenlerin arazilerine el koyup bazı ev ve arsaları da ‘ABD üs yapacak’ bahanesiyle gasp ediyor.
Suudi Arabistan’ın Ortadoğu’dan sorumlu bakanı Samir Sebhan’ın başkanlık ettiği Suud-BAE heyeti, önce Haseke’de ABD Başkanı Donald Trump’un Özel Temsilcisi Brett McGurk ile görüştü. Körfez heyetiyle McGurk arasında gerçekleşen görüşmede, ‘sınır muhafızları’ adı altında kurulacak 30 bin kişilik terör grubunun maaş, eğitim, silah ve cephane giderlerinin karşılanması konusunda anlaşmaya varıldı.
Suud-BAE heyeti ayrıca, sınır koridorunda kurulacak gözlem noktaları için tüm giderleri karşılama vaadinde bulundu. Öte yandan söz konusu iki ülke, terör örgütüne cephe hattında açıktan desteğe de başladı. Suud ve BAE askerleri Deyrizor’da çatışma bölgesinde görüntülendi.
Özetleyelim:
Bizi düşmanlık edenler sadece Amerika ve AB ülkeleri değil. Körfez ülkelerine yüzümüzü döndüğümüzde düşman ülkeler arasında Suudileri ve BEA’yı hemen görebilmekteyiz.
Suudilerin, FETO darbe girişiminde bile Türkiye’de bir darbenin gerçekleşmesi konusunda çaba harcadıkları ortaya çıkmıştı.
Şimdi ise bir yandan PKK/PYD’ ye destek sağlanıyor, diğer yandan İran ile olan ilişkilerimizin bozulması yönünde çalışmalar yapılıyor.
Kaldı ki Suudi Arabistan Filistin sorunu konusunda bile Arap ve İslamiyet’e yakışmayan adımlar atıyor. Amerika’nın peşinde İsrail’in bölgedeki çıkarlrına hizmet ediyor.
Bunlara nasıl güveneceksiniz?
Geçmiş yıllarda da Suudilerin Osmanlı’yı arkadan vurduğu gerçeğin ışığı altında adımlarımızı nasıl atmamız gerektiğini artık söylemeye gerek görmüyoruz.
.