Maliyetlerindeki artışı sattığı ürün fiyatlarına yansıtamadığından yakınan kırmızı et sanayicileri, ete zam yapmaya hazırlanıyor. Yeni zamlarla birlikte artık eti vitrinlerden seyretmeye başlayacağız.
Aslında hiçbir zaman zam haberi vermek istemiyoruz ama hayatımızın bir parçası haline gelen tüketim mallarındaki artışları da görmezden gelmemiz mümkün değil.
Bugün sadece et ve et ürünlerine gelecek yüklü zamdan söz etmek istedik. Bunun yanında süt ve süt ürünlerinin de pahalılıktan yanına yaklaşılamadığını söylemeden geçemeyeceğiz. Kısacası sorun sadece et ve ürünlerine gelecek zamlarla sınırlı klamayacak gibi gözüküyor.
Bizi yönetenler et sorununu yıllardır ithal et ederek çözmeye çalışıyor. Ancak, bu sitem de tersine döndü ve hayvan üreticileri üretimi bıraktı. Yerli üretim de giderek düştü. Bu durum piyasada et sıkıntısını ardından pahalılığı getirdi. Şimdi ise sorunun çözüm yolları aranıyor.
Kırmızı Et Sanayicileri ve Üreticileri Birliği Derneği (ETBİR) Başkanı Ahmet Yücesan, “2018’de kırmızı et üreticisinin maliyeti yüzde 30-35 arttı. Ancak perakende fiyatlar yalnızca yüzde 10 artabildi. Yüzde 20’lik bir kaybımız varken sütteki zam yüzde 30’u, beyaz etteki zam yüzde 37’yi buldu. Bu yüzden Kurban Bayramı’ndan 1 ya da 1.5 ay sonra kırmızı ete yüzde 20’lik bir zam gelebilir. Piyasa bu oranı kaldırmazsa da fiyatlar en az yüzde 5-10 artacaktır” dedi.
Böyle bir artış zaten pahalı olan eti artık alamaz duruma geleceğiz. Pahalı et aynı zamanda enflasyonu da artıracak.
Son 10 yıldaki maliyet artışları 2018’e kadar makul seviyede artarken, ekonomik krizin derinleştiği 2018’in ağustos ayından itibaren belirgin bir şekilde artmaya başladığını ve üreticiyi zora soktuğunu kaydeden Yücesan, “Bu durum halkın satın aldığı ürünlerde de anormal fiyat artışlarına yol açtı” dedi.
Öte yandan canlı hayvan ithalatı bu yılın ilk 6 ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 63 azalırken, ihracatta yüzde 32’lik artış kaydedildi. Geçen yılın ilk yarısında yapılan 884 milyon dolarlık canlı hayvan ithalatı 558 milyon dolar azaldı.
ETBİR olarak sahada yaptıkları araştırmalar sonucunda, 2018’de yıllık kişi başı kırmızı et tüketimi 14 kilo iken 2019’da 9 kiloya düştüğünü kaydeden Ahmet Yücesan, “Sanayicinin satın aldığı ette yüzde 30, yurttaşın aldığında ise yüzde 35-40 talep daralması oldu. 2018’in temmuz ve ağustos aylarında yaşadığımız olumsuz tablo, 2019’da da aynı şekilde devam ediyor. Üretim düşüyor, tüketim azalıyor. Yılsonuna kadar da bu olumsuzluğun düzeleceğini sanmıyorum. Tablo değişmeyecek” dedi.
Öte yandan, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, Türkiye’deki yıllık kişi başı kırmızı et tüketimi 8.6 kilo olarak öne çıktı.
Hesap ortada. Bu gidişle artık et bulunamaz duruma gelecek. Bulunduğunda da pahalı alınacak.
Yapılan araştırmalarda dünyada kırmızı eti en pahalı yiyen birkaç ülkeden biri haline geldiğimizi görmekteyiz. Bu gidşle yakında birinciliği de yakalamış olacağız.
OECD ülkeleri ile Türkiye kıyaslandığında, Türkiye’deki tüketimin OECD tüketim ortalamasının altında kaldığı görülüyor. Buna göre, OECD ülkelerinin ortalama yıllık kişi başı kırmızı et tüketimleri 14.6 kilo iken, Türkiye’de 8.6 kilo. Aynı tablo beyaz et için de geçerli. OECD ülkeleri yıllık kişi başı 30.7 kilo beyaz et tüketirken, Türkiye’deki yıllık kişi başı beyaz et tüketimi 19.4 kilo.
Geçen yıl kanatlı sektöründeki maliyet artışları en az yüzde 52.5 olmuş, ülke genelinde 14 bin üreticiyi kapsayan 18 entegre tesiste üretim yapan sermayedarlardan bazıları konkordato ilan etmiş, üreticilerin bu firmalardan alacağı birikmişti. Yine konkordatolar sebebiyle Adana ve Mersin’deki üretim tesislerinde 300 bini bulan civciv ölümleri yaşanmış, yaşanan tüm bu sıkıntılar beyaz ete ardı ardına zam gelmesine sebep olmuştu. Yalnızca 2018’in ilk 8 ayında yüzde 200 zamlanan beyaz et, TÜİK verilerine göre yalnızca 2019 Ocak’tan 2019 Temmuz’a yüzde 29.6 zamlanarak 14 TL’ye çıktı.
Kırmızı ette sorunlar şimdilik böyle.
Peki, kanatlı ette durum nasıl, şimdi de ona bakalım:
Tavuk eti fiyatlarındaki yükseliş de önlenemiyor. Çünkü tavuk yetiştiricileri de dertli ve kümes hayvan yetiştirilmesinde de sıkıntılar var. Bu da piyasada tavuk eti fiyatlarını artırıyor. Neredeyse tavuk eti fiyatları et fiyatlarını yakalamak üzere.
Ete zam geldikçe et ürünleri de zamlanıyor.
Her zaman söylediklerimizi yineleyerek yazımızı noktalayalım:
Yerli üretime önem verelim ve üreticileri destekleyelim. Başka çıkış yolu yok.
.