Kadına ve çocuklara şiddet, taciz ve cinayetlerde geçtiğimiz 2017 yılının rekor yılı olduğunu söylersek şaşırmazsınız değil mi? Ne acıdır ki, her geçen yıl Türkiye kadına ve çocuklara şiddette, taciz ve cinayette rekor üzerine rekor kırıyor.
Kadın cinayetlerinde 2017 rekor yılı Türkiye'de kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri tablosu giderek ağırlaşıyor. 2016 yılında erkek şiddeti nedeniyle hayatını kaybeden kadın sayısı 328 iken, bu rakama geçtiğimiz yıl 409’a yükselmiş bulunuyor.
“Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu” verilerine göre, 2015 yılında 303 olan kadın cinayeti, 2016 yılında 328, geçtiğimiz yıl ise 409’a yükselerek son yılların en yüksek rakamına ulaştı. 2017 yılında kadınların 88’i kendi hayatına dair karar almak, 30’u ise boşanmak istediği için cinayete kurban giderken, 134 şüpheli ölüm ve 110 bahanesi tespit edilemeyen kadın cinayeti gerçekleşti.
Cinayete kurban giden kadınların yaş aralığı incelendiğinde, 15-25 yaş aralığında toplam 65 kadının öldürüldüğü belirlendi. Yıl içerisinden yaşanan cinayetlerde 57 ölümle İstanbul başı çekerken, İzmir’de 32, Antalya’da 25, Bursa’da 18, Adana’da 17, Gaziantep’de 15, Konya’da ise 12 kadın cinayeti gerçekleşti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadına ve çocuğa yönelik şiddet olaylarına ilişkin olarak yaptığı açıklamalarla yüreklere su serpti ama, önemli olan bu şiddet ve cinayetlerinin önüne nasıl geçileceğidir. Biz, bu konuda alınan ve alınmakta olan önlemleri yeterli görmüyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konuda yaptığı açıklamaya hep birlikte göz atalım:
"Bu konunun aslında izahı söz konusu değil. Bunlar cani. Bunlar insanlıktan nasibini almış değil. Gerçekten bu son dönemde yaşadıklarımız hakikaten, televizyon ekranlarında izlediğimiz zaman 'Acaba' diyoruz 'Bu medyayı mı suçlasak; Bunları göstermeyin' Toplum bunalımın içerisinde giriyor. Diğer taraftan da 'İbret olabilir mi?' düşüncesine giriyorsunuz. Bunu gördüğü zaman bazı vatandaşlarımız 'İdam' diyor. O yavruları nasıl öldürürsün ya. Sende zerre kadar vicdani bir şey yok mu? Kendini öldürsen ne yazar öldürmesen ne yazar. Hemen yorumlar başlıyor, ruhsal bunalım neticesinde böyle oldu. Tamam, da ruhsal bunalıma girmeyen de var. Buna toplumsal olarak vereceğimiz tepki çok çok önemli. Onları bu toplumun içinde önce kendi akrabalarından yakınlarından başlamak üzere yalnızlığa itmek, ya da onları bu psikolojik sıkıntılardan çıkarmak için önce yakınlarının bazı adımlar atması gerekir. Burada Diyanet'e düşen büyük görev var."
“Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu”, basından ve kendilerine ulaşan ailelerden edindikleri verilerle kadın cinayetleri raporu hazırlamış ve bunu da kamuoyu ile paylaşmıştı. Kadın hareketinin kadın cinayetlerine ilişkin tahlillerine de yer verilen rapordan kısa bir alıntı.
Kadın cinayeti verilerinin, adının "Kadın Bakanlığı" olması gereken Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı koordinasyonluğunda devlet tarafından takip edilmesi gerektiği, ancak devletin böyle bir girişimi olmadığı belirtiliyor. Bunun nedeni ise raporda şöyle açıklanıyor:
"Nedenleri ve nasıl gerçekleştiği araştırılmadan veya bilinmeden bir sorunun önüne geçmek mümkün değildir. Yetkililerin 2015’te dile getirdiği “kadına şiddete 0 tolerans” çözüme giden her somut adımın atılmasını gerektirmektedir. Bu somut adımlara kadın hareketinin çalışma ve deneyimleriyle ortaya koyduğu her talep somut sebepleriyle dahildir. Kadın cinayetleri verileri de devlet tarafından “aile içi, ev içi” gibi evli olmayan kadını görmezden gelen terimlere sığınmadan, gerçekleri kırpmadan, “kadın cinayetlerine 0 tolerans’ın gerçek bir politika olduğunu gösterecek şekilde kadınların ve toplumun bilgi edinme hakkını ihlal etmeden açıklanmalıdır.”
Kadın cinayetlerinin artması ile ilgili 2015’den günümüze kadar olan gelişmelere de bakalım:
2015 yılında 303 kadın kardeşimiz kadın olduğu için öldürüldü. 2013’te 237 ve 2014’te 294 kadın cinayeti işlendi, buna göre 2015’te kadın cinayetlerinde ciddi önlemleri gerektiren bir artış görülüyor. 2015 Ağustos’ta 27, Eylül’de 32, Ekim’de 21, Kasım’da 28 ve Aralık’ta 32 kadının öldürülmesiyle yılın son aylarında kadınlar daha fazla öldürüldü. En çok kadın cinayeti işlenen İstanbul’da 44, İzmir’de 20, Ankara’da 15, Diyarbakır’da 13, Antalya ve Bursa’da 12, Adana, Gaziantep ve Muğla’da 11, Kocaeli’de 10, Mersin’de 9 kadın hak mücadelesi verirken hayatını kaybetti.
Görüşümüze gelince:
Kadınlarımız, ikinci, üçüncü sınıfta görülmemelidir. Kadının toplumumuzdaki yeri bellidir. Siyaset ve sivil toplum örgütleri başta olmak üzere, kadınlarımıza gereken önem verilmiyor. Kadını yükseltecek, yüceltecek ve toplumdaki yerini sağlamlaştıracak adımların atılmasını bekliyoruz. Kadınlarına değer vermeyen ülkeler çağdaşlığı da yakalamaktan uzak kalmışlardır. Özellikle yaşadığımız şu günlerde buna öylesine ihtiyaç duyduğumun altını kalınca çizelim.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz