Bizi yönetenlerden hep şunu duyuyoruz:
“İhracatımız artıyor ve rekor üzerine rekor kırıyoruz.”
Doğrudur ve ihracatımızdaki artışların yüzleri güldürdüğünü de biliyoruz.
Peki, ama ya ithalatımız ne olacak? Çünkü ithalata verdiğimiz para, yaptığımız ihracatı neredeyse ikiye katlıyor.
Yine bizi yönetenler, ihracatımızdan övgü ile söz ederken, ithalatımızı hiç gündeme getirmiyor.
Şimdi aşağıda size vereceğimiz verilere baktığımızda ihracat ve ithalatımız konusunda yaşananları daha iyi analiz etme şansını görebileceğiz.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığının dış ticaret verilerine göre, Türkiye'nin dış ticaretinde alarm zilleri çalmaya devam ediyor. Verilere göre ihracat Nisanda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 8.59 artarak 13 milyar 879 milyon dolara, ithalat da yüzde 15.42'lik artışla 20 milyar 531 milyon dolara çıktı.
Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) Salı günü Kayseri'de açıkladığı verilere göre Nisan ayı ihracatı 13 milyar 549 milyon dolar olarak gerçekleşmişti. Nisan dış ticaret açığı yüzde 32.83'lük artışla 6 milyar 652 milyon dolara ulaştı. İthalat ile ihracat arasındaki farkı gösteren dış ticaret açığı Ocak-Nisan döneminde 27 milyar 369 milyon dolara ulaştı.
Nisanda en çok ithalat yapılan fasıl ise 3 milyar 96 milyon dolarla 'mineral yakıtlar, mineral yağlar ve bunların damıtılmasından elde edilen ürünler' yani kısaca petrol ve petrol ürünleri oldu.
İhracattan söz ederken, AB ülkelerini de unutmayalım. Çünkü Türkiye en fazla ihracatı adı geçen ülkelere yapıyor. Bu nedenle Türkiye-AB ilişkileri her açıdan önem kazanıyor. İhracatımız kadar, ithal edilen malların önemli bir bölümünü de yine adı geçen ülkelerden alıyoruz.
İşte Nisan ayında en fazla ihracat 1 milyar 367 milyon dolarla Almanya'ya yapıldı. Bu ülkeyi 852 milyon dolarla İngiltere ve 786 milyon dolarla İtalya izledi. En fazla ithalat ise 1 milyar 978 milyon dolarla Almanya'dan gerçekleştirildi. Bu ülkeyi 1 milyar 890 milyon dolarla Rusya ve 1 milyar 779 milyon dolarla Çin takip etti.
Gümrük idareleri tarafından Nisan ayında tahsil edilen vergiler 11 milyar 365 milyon lira oldu. Türkiye'deki şirket sayısı Nisan itibarıyla aktif limited şirket sayısı 759 bin 854, ticari işletme sayısı 718 bin 280, şube sayısı 196 bin 539, anonim şirket sayısı 123 bin 945, kooperatif sayısı 35 bin 263, kolektif şirket sayısı 10 bin 862, komandit şirket sayısı bin 783 olarak belirlendi.
Türkiye genelinde nisan ayı itibarıyla aktif firma sayısı 1 milyon 846 bin 526, esnaf ve sanatkar iş yeri sayısı da 1 milyon 847 bin 228 oldu.
S&P Türkiye'nin notunu kırdı Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard&Poor's (S&P), Türkiye'nin kredi notunu düşürdüğünü duyurmuştu.
S&P'den yapılan açıklamada, Türkiye'nin yabancı para cinsinden kredi notunun 'BB'den 'BB-'ye, yerli para cinsinden notunun 'BB+'dan 'BB'ye düşürüldüğünü, görünümünün 'durağan' olduğunu bildirdi.
Kredi notunun düşürülmesiyle ilgili olarak, Türkiye'nin makro ekonomik dengesizliklerinin arttığı belirtilen açıklamada, enflasyon görünümünün bozulduğu, Türk lirasında değer kaybı ve hareketlilik görüldüğü ifade edildi. Türkiye'nin mali pozisyonunun zayıfladığına dikkatin çekildiği açıklamada, ekonominin aşırı ısındığı da vurgulandı.
Açıklamada, Türkiye'nin dış finansman koşullarının ve Türk lirasının konumunun daha da bozulması ve özel sektörün hassaslaşması durumlarında ülkenin kredi notunun yeniden düşürülebileceği uyarısında bulunuldu. S&P'nin döviz kurlarında ciddi değişikliğe yol açmadı. Çarşamba günü Dolar 4.11, Euro ise 4.94 seviyesinden işlem gördü.
Kredi notumuzun düşürülmesine de tepkiler oldu. Ancak, ortada olan bazı gerçekleri de görmezden gelemeyiz.
Enflasyon önlenemiyor.
Dolar’daki artış sürüyor.
Ekonomimizin iyi olduğunu söylemek doğrulardan uzaklaşmak demektir.
Son söz:
Türk Lirası Nisan ayındaki enflasyon ve Dolar’daki yükseliş nedeni ile yine değer kaybına uğradı.
Ve biraz daha fakirleştik.
Necdetbuluz@gmail.com
www.facebook/com.necdet.buluz