Eski bir CIA Ajanı olan Amerikalı Philip Giraldi, Irak, Libya ve Suriye’deki Amerikan saldırganlığının arkasında İsrail lobisinin olduğunu belirten açıklamaları ile dikkatleri üzerine çekiyor.
Şimdiki hedefin ise İran olduğunu, eğer İran’a bir saldırı düzenlenirse bunun tamamen İsrail yüzünden olacağının altını çiziyor. Giraldi, İran’a saldırının yakın zamanda gerçekleşebileceği görüşlerini de kamuoyu ile paylaşıyor.
2003’teki Bush çetesinin Irak işgaline karşı çıktığı için teşkilattan ayrılmış olan Giraldi’nin açıklamaları şu gerçeği açık biçimde yansıtıyor:
“Özellikle Ortadoğu’daki gelişmelerde Amerika’nın politikalarını İsrail çizmektedir.”
Bizi takip eden okurlarımız anımsayacaklardır.
İran konusunda son yazdığımız yazılarda İsrail’in yayılmacı politikalarına değinirken, İran üzerinde oynanan oyunların tamamen bir İsrail projesi olduğuna değinmiş ve “Bölgeyi kan gölüne çevirmek için Amerika İsrail’in her istediğini yerine getirmeye çalışacaktır” demiştik.
Giraldi’nin, Globalresearch sitesinde çıkan yazısında, yaptığı açıklamaları, içinde bulunduğumuz coğrafyada özellikle ileride nelerin gelişebileceğini görmemiz açısından önemlidir.
Dikkat edilecek olursa Amerika, bölgede şimdi İran üzerinde oynuyor. İran’ı bölgede en büyük düşman olarak gören Amerika, önce İran üzerinde ambargo başlatıp, yıpratıp, güçsüzleştirecek ve daha sonra da rejimin çökmesi için düğmeye basacak.
Ancak şunu da ekleyelim:
Özellikle Amerika’nın müttefikleri AB üyesi ülkeler, gelişmeleri yakından izledikleri için Amerika’nın İran oyununa gelmemeye özen gösteriyorlar.
İran’a karşı ambargo çağrısı yapan Amerika’nın bu çağrısına uymayacaklarını açıklayan AB ülkeleri, İsrail’in Ortadoğu’yu kana bulamak için tehlikeli adımlar atmakta olduğunu da söylemekten kaçınmıyorlar.
Daha önce Irak, sonra Libya, ardından Suriye’yi çökerten planların İsrail tarafından yapıldığı, şimdiki hedefin ise İran olduğunun görülmesi üzerine Amerika’nın müttefiklerinin de daha dikkatli hareket etmeye başladıklarını da görebilmekteyiz.
Dilerseniz, eski CİA Ajanı Giraldi’nin sitesindeki açıklamalarına kısaca göz atalım ve konuyu daha iyi anlamaya çalışalım. Giraldi, özellikle “Küresel para babaları ve bu güçlü lobi sayesinde İsrail’in Filistinlilere yaptığı tüm zulümlerin dünya çapında görmezden geliniyor” diyor.
“CIA basamaklarını çıktıkça bir şeyi fark ettim. ABD’deki devasa güvenlik bütçesini yeterince besili ve dolgun tutmak için bir sürü komplo teorisi küresel tehdit hikayeleri üretiliyordu. Türkiye’de görev yaparken, gelen istihbarat raporlarının ağırlıklı olarak İsrail kaynaklı olduğu ve İsraillilerin bunlara kendi gündemlerini sokuşturdukları dikkatimi çekti. Gelen bilgi palavradan ibaret olsa da, gerçek bilgilerle harmanlanıp doğru ve kesin istihbarat havası yaratılıyordu. ABD Hükümeti bu raporlardaki, Arap ve İranlıların temelden güvenilmez ve SSCB ile aynı yatakta olduğu görüşlerini satın almak zorunda bırakılıyordu. Eğer Amerika İran’a karşı bir savaşa girişirse, ki bunun giderek olasılık kazandığını görüyorum. Burada tamamen belirleyici olan İsrail Devleti ve Washington - Wall Street finans ekseni olacaktır. Küresel para babaları ve bu güçlü lobi sayesinde İsrail’in Filistinlilere yaptığı tüm zulümlerin dünya çapında görmezden geliniyor. Trump-Rusya skandalında başroldeki damat Jared Kushner’in pek çok diğer danışman görevden alınıp tasfiye edilirken, adeta bir dokunulmazlık perdesi altında yükselmesi de Kushner’in güçlü İsrail ilişkilerine bağlamak doğru bir teşhis olacaktır. Pentagon’daki Paul Wolfowitz – Douglas Feith ikilisinin daha sonra bu raporların, yeterince değerlendirilmediği edebiyatını kullanarak Irak’ı işgalin zeminini hazırladılar.. Wolfowitz-Feith ikilisinin İsrail istihbaratı ve diplomasisiyle iç içe olduğunu ve bu ikilinin İsrail’in Pentagon’daki temsilcileri olduğunu öğrendim. İsrail’in ABD’nin bir müttefiki olmasının çok ötesinde, ABD’nin Ortadoğu politikalarının temel belirleyicisi olduğunu da öğrendim. Irak’ın haksız işgali öncesi CIA’dan ayrıldım, Çünkü bu olayın temelde İsrail’in çıkarlarını gözetmek için yapıldığını biliyordum.”
Daha önce İran’ın içinin karıştırılması olayını anımsarsak, bu ülke üzerinde nasıl bir oyunun sahnelenmeye çalışıldığını daha açık biçimde görebiliriz.
İran konusu, hiç kuşkusuz Türkiye’yi de çok yakından ilgilendiriyor.
Bütün bu gelişmelerin çok iyi değerlendirilip, bölge ve İran konusunda yeni politikaların geliştirilmesi gerektiği görüşündeyiz.
Görebildiğimiz kadarı ile İran üzerinde akla hayale gelmeyecek planların devreye sokulması için çalışmalar önümüzdeki dönemde de sürecektir.