Pahalılık ve enflasyon rakamlarını küçümseyemeyiz. Her ne kadar bazıları ”Dolar düşüyor, pahalılık ve enflasyon sona eriyor” diyorsa da bunun inandırıcılığının olmadığını görüyoruz.
TÜİK, enflasyon rakamlarını düşük gösteriyor. Ortada gerçekler var ve bunları saklamanın da bir anlamı yok.
Elektriğe, şekere, süt ve ürünlerine, et, tavuk gibi gıda maddelerine, akaryakıta yapılan % 15-20’lerdeki zamları nasıl görmezden gelebiliriz? Kaldı ki, bu zamların bazı yeni zamları tetikleyeceğine de dikkat çekiliyor.
Evlerde tencereler kaynamaz oldu. Üretici ile pazarda satılan ürünler arasında neredeyse fark 4’e katlandı. Piyasalar fren tutmuyor. Çarşı-pazarda fiyatlar el yakıyor. Alım gücü giderek düşen ve pahalılıktan sürekli yakınan halkın enflasyonunun yüzde 50’leri aştığı da ifade ediliyor.
Pahalılık ve enflasyon sadece tarım ürünleri ile de sınırlı kalmıyor. Arabadan, beyaz eşyaya, hemen her ürünün fiyatının ikiye katlandığı günümüzde pahalılıktan ve enflasyondan şikâyet etmeyen yok gibi.
Piyasaların nabzını en iyi tutanlardan biri de Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’dır. Tarım üretiminin pahalılık ve getirdiği enflasyonda çok önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Bayraktar, tarım ürünlerindeki pahalılığa dikkat çekiyor.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Haziran ayında market ve üreticide yaşanan fiyat değişimleri konusunda açıklamada bulundu. Bayraktar, Haziran ayında markette ve üreticide fiyatı en fazla artan ürünün sivri biber, fiyatı en fazla düşen ürünün ise karpuz olduğunu belirtti. Haziran ayında market fiyatlarında kuru fasulye, Antep fıstığı, zeytinyağı ve toz şeker fiyatında değişim görülmezken, fiyat düşüşünün yüzde 60.88 ile karpuzda meydana geldiğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
"Karpuzdaki fiyat düşüşünü yüzde 44.71 ile şeftali, yüzde 33.98 ile çilek, yüzde 31.04 ile kiraz, yüzde 18.25 ile patates, yüzde 15.35 ile domates, yüzde 13.89 ile yumurta, yüzde 12.86 ile yeşil fasulye, yüzde 12.20 ile maydanoz, yüzde11.95 ile marul, yüzde 11 ile kuru soğan, yüzde 10.97 ile kuru üzüm izledi. Markette en fazla fiyat artışı ise yüzde 32.51 ile sivri biberde yaşandı. Sivri biberdeki fiyat artışını yüzde 24.22 ile elma, yüzde 20.46 ile limon, yüzde17.50 ile kabak, yüzde 17.05 ile fındık takip etti."
Haziran ayında üreticide ise yüzde 84.47 azalmayla fiyatı en fazla düşen ürünün karpuz olduğunu belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi: "Karpuzdaki fiyat düşüşünü yüzde 42.34 ile domates, yüzde 40 ile şeftali, yüzde 39.53 le patlıcan, yüzde 30.43 ile kiraz, yüzde 24.91 ile yumurta, yüzde 23.81 ile çilek, yüzde 20 ile havuç, yüzde 12.28 ile kuru soğan izledi.
Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 40.83 ile sivri biberde görüldü. Sivri biberdeki fiyat artışını yüzde 39.81 ile kırmızı mercimek, yüzde 34.78 ile kabak, yüzde 23.75 ile limon, yüzde 21.15 ile salatalık takip etti"
Haziran ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkının en fazla salatalıkta yaşandığına dikkati çeken TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, salatalığın 4.9, domates ve karpuzun 4.8, kuru kayısının 4.5, patlıcanın 4.3, kuru incirin 4.1 kat fazlaya tüketiciye satıldığını vurguladı. Bayraktar, "üreticiden markete fiyat salatalıkta 53 kuruştan 2 lira 59 kuruşa, domateste 64 kuruştan 3 lira 10 kuruşa, karpuzda 32 kuruştan 1 lira 53 kuruşa, kuru kayısıda 9 liradan 40 lira 5 kuruşa, patlıcanda 98 kuruştan 4 lira 15 kuruşa, kuru incirde 15 liradan 62 lira 8 kuruşa çıkmaktadır" dedi.
Şunu unutmayın:
Faiz oranları düşmeden enflasyonda düşüş beklenmez. Bugün bankların faiz oranları resmi olarak yüzde 24 olarak işlem görüyor. Merkez bankası da bu oranları bir türlü düşüremiyor. Bugünkü ortamda faiz oranları yüze 27 olarak görüldüğüne göre resmi enflasyon rakamlarının da bu boyutta olması gerekiyor Bunun tersi yapılan açıklamalar ve algılar tamamen gerçek dışıdır.
Eğer Merkez Bankası faiz oranlarını düşürmeye kalkarsa dolar bir anda fırlayacak ve belki de 7 lirayı ve daha üstünü görecektir. Doları frenleyen de faiz oranlarındaki yüksekliktir.
İlerleyen zaman içinde bugünleri ve bugünkü rakamları bile arar hale gelebileceğimizi unutmayalım. Konuyu da çok ciddi biçimde ele almamız gerekiyor.
Toparlayacak olursak:
Bugünkü anlayışla pahalılığı önlemek ve enflasyonu düşürmek mümkün değildir. Çok daha kalıcı ve gerçekçi önlemlerin alınması gerekiyor. Belki de acı bir reçeteye ihtiyaç vardır. Bu konuda da cesur olmak ve bu çıkmazdan kurtulmamız kaçınılmazdır.
.