Seçimler sonrası vatandaşların beklentisi şuydu:
Ekonomi rayına oturacak, dövizdeki tırmanış duracak, özellikle gıda fiyatlarında ucuzlama başlayacak, enflasyon rakamları aşağılara inecekti.
Tam tersi oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimlerden önce de sonra da verdiği mesajlarda “Ekonomi benden sorulur. Gereken her türlü önlemi alıp, ekonomiyi rayına oturtacağız” demişti.
İlk ağızdan yapılan bu açıklamayı biz de çok önemsedik.
Gıda fiyatlarındaki yükselmenin her kesim tarafından eleştirildiğini ve bu konuda şikâyetlerin arttığını görüyoruz.
Yerel seçimin ardından gelen zamlarla vatandaşların geçim şartları daha da ağırlaştı. Et fiyatlarından sonra ekmek, tavuk gibi mutfak harcamasında önemli ağırlığı bulunan gıda maddelerindeki fiyat artışı aile bütçesini olumsuz etkiledi. Geçim sorunlarının büyüklüğü açlık ve yoksulluk sınırı araştırmalarında elde edilen sonuçlarda daha net görülüyor.
Evli olmayan, çocuksuz bir çalışanın yaşama maliyeti dahi mevcut 2 bin 20 TL olan net asgari ücreti dahi geçmiş durumda. Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), çalışanların geçim şartlarını ortaya koymak amacıyla gerçekleştirdiği "açlık ve yoksulluk sınırı" araştırmasının Nisan 2019 ayı sonuçlarını açıkladı.
Araştırma sonuçlarına göre, 4 kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilme için yapması gereken aylık minimum harcamayı gösteren açlık sınırı 2 bin 107, gıda ile birlikte giyim, kira, elektrik, su, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması gereken harcamaları ifade eden yoksulluk sınırı ise 6 bin 863 TL olarak hesaplandı. Evli olmayan, çocuksuz bir çalışanın yaşama maliyeti de 2 bin 601 lira oldu.
Açlık ve yoksulluk sınırları Mart ayında sırasıyla 2 bin 14 lira ve 6 bin 560 lira seviyelerinde gerçekleşmişti. Türk-İş'e göre 'mutfak enflasyonu' aylık yüzde 4.61 seviyesinde gerçekleşti.
Seçim sonrasında yağmur gibi gelen zamların etkisiyle son bir ayda sadece mutfak harcaması için yapılması gereken harcama 93 TL artış gösterdi.
Türk-İş araştırmasına göre yılın ilk dört ayının sonunda mutfak harcamalarına gelen ek yük 166 TL'ye, son bir yıl itibariyle ise 427 TL'ye ulaştı. İnsan onuruna yaraşır bir yaşam için dört kişilik bir ailenin yapması gereken toplam harcama tutarı ise son bir ayda 302 TL arttı.
Yılbaşına göre aile bütçesine gelen ek yük 540 TL olarak hesaplandı. Son bir yılda dört kişilik ailenin geçim maliyetindeki artış ise 1.389 TL oldu. Gıda enflasyonunda son on iki ay itibariyle artış oranı ise yüzde 25.39 olarak hesaplandı.
Her Ramazan öncesi olduğu gibi bu Ramazan'da da özellikle gıda fiyatları üzerinde oynamalar dikkat çekiyor. Son zamanlarda döviz fiyatlarının sürekli artış göstermesi tavuk yemlerinin pahalanmasına ve nakliye ücretlerinin artması neden oldu.
Şimdi sıkı durun:
Tavuk fiyatları geçen aya göre yüzde 30 artış gösterdi. Vatandaşlar, balık ve kırmızı et fiyatlarında da Ramazan'a zam yapılmadan girilmesini istiyor.
Yeni Mesaj Gazetesi et ve tavuk fiyatları konusunda yaptığı araştırma haberde konunu hassasiyetini paylaşmış.
Tavuk fiyatlarının inanılmaz oranda arttığını ifade eden tavuk satıcısı Mevlüt Bal, "Geçen aya göre tavuğa yüzde 30 zam geldi. Gelen zammı direkt fiyatlara uygularsak tavuk satma şansımız hiç kalmıyor. Önümüz Ramazan olduğu için insanlar tepki gösteriyor. Her şey çok pahalanmış. Bizler, vatandaşlar yesin diye fiyatlara zam yapmamaya çalışıyoruz. Ramazan'a kadar 1-2 zam daha bekliyoruz ama bunu fiyatlara yansıtmamaya çalışacağız" dedi.
Kırmızı ete zam yapmadıklarını belirten kasap Ali Küçük ise "Fiyatlarımızda bir artış olmadı. Ramazan yaklaştıkça işlerimiz de hızlandı. Tavuk fiyatları çok arttı. Ete şu anda zam gelmedi. Ramazan'dan önce de geleceğini düşünmüyorum" dedi.
Özetleyelim:
Dikkat edilecek olursa her ürüne gelen zam, olduğu gibi kalıyor. Ucuzlama da bu nedenle beklenmiyor.
Kaldı ki Ramazan ayı öncesi sadece et, tavuk,ekmek değil, diğer gıda ürünlerinin de zamlanmaya başladığı haberleri geliyor.
.