Yanı başımızdaki Ermenistan kaynıyor. Başkanlıktan vaz geçip, parlamenter sisteme dönen Ermenistan’daki olaylar için yapılan yorumlarda “Koltuk hırsı kaybettirdi” yorumları yapılıyor. Sözü fazla uzatmadan, Ermenistan’daki olaylara kısaca göz atmak ve fazla da bir yorum yapmak istemiyoruz:
Ermenistan’da 2015’te yapılan referandumla Başkanlık Sistemi’nden Parlamenter Sistem’e geçildi. Bu referandumun ardından yürütme yetkileri de cumhurbaşkanından başbakana verildi.
Ermenistan Anayasası’na göre, cumhurbaşkanı 5 yıllığına seçiliyor ve bir kişi en fazla 2 dönem bu görevde kalabiliyor. O dönemde Sarkisyan’a, 2 dönem cumhurbaşkanlığı yapmasının ardından bir daha seçilemeyecek olmasından dolayı yürütme yetkisini başbakana aktaran bir sisteme geçiş yapmak istediği eleştirileri yöneltilmişti. Sarkisyan ise bu eleştirileri reddetmiş ve başbakan olmayacağını açıklamıştı.
Ancak Ermenistan Parlamentosu, Sarkisyan’ı başbakan seçmiş, bu gelişmenin ardından da geniş katılımlı protestolar başlamıştı.
Ermenistan’da, gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan muhalif lider Nikol Paşinyan, Geçici Başbakan Karen Karapetyan ile bir araya gelerek durum değerlendirmesinde bulunmuş, daha sonra da açıklamalar yapmıştı.
“Kadife Devrim kazandı” diyen Paşinyan yine de bunun kendileri için sadece bir ilk adım olduğunu söyledi. Yönetime talip olan Paşinyan, yaptığı açıklamada da, “Ermenistan Cumhuriyeti’nin gururlu vatandaşları. Siz kazandınız. Kimse bu zaferi sizlerden alamaz. Hepinizi kutluyorum” ifadelerini kullandı.
Ermenistan Parlamentosu’nun üyelerinden Paşinyan, istifa eden Başbakan Serj Sarkisyan karşıtı protesto gösterilerinin önde gelen ismiydi. Paşinyan ile birlikte iki muhalif lider ve 200’e yakın gösterici de protestolar sırasında gözaltına alınmışlardı. Serj Sarkisyan’ın 2 dönem süren cumhurbaşkanlığının ardından başbakan olması sonrası Ermenistan’ın başkenti Erivan’da 11 gün boyunca gösteriler düzenlenmişti.
Peki Ermenistan'da neler oluyor? ABD bu gelişmelerin neresinde? CIA Erivan'da ne kadar güçlü?
Bu soruların yanıtını vermeye çalışacağız:
4 Nisan 2018'de daha eylemler başlamamışken "ABD istihbaratı Erivan'ı sardı" haberleri dünyaya servis edilmişti.
Konu hakkında bilgi veren kaynaklar, darbe uzmanından CIA görevlisine birçok ismin, Erivan’da diplomasi adı altında istihbarat operasyonlarında bulunduğunu savunuyorlar.
Haberi satırbaşları ile okuyalım:
ABD’nin Avrupa’daki en büyük diplomatik misyonuna evsahipliği yapan Ermenistan, akla gelen ilk ülke olarak öne çıkıyor. Ermenistan Dışişleri Bakanlığı sitesine göre, ülkede eşleri ile birlikte 84 ABD’li diplomat bulunuyor, ancak sayının daha fazla olduğu tahmin ediliyor. Güvenlik kaynaklarına göre söz konusu ‘diplomatlardan’ bazılarının, alanı dışında faaliyet yürüttüğüne dikkat çekiliyor.
ABD’nin Kafkasya’daki faaliyetlerine mercek tutan Elminbar sitesi, 21 Şubat günkü haberinde ABD’nin nasıl olup da Ermenistan gibi küçük bir ülkeye böylesi bir yığınak yaptığını masaya yatırmıştı.
Rusya merkezli ‘Maksalexandrov.livejournal.com’ sitesi de ABD’li diplomatların Erivan’da casusluk ağı kurduğunu detaylı biçimde kamuoyuna duyurdu. İddialar karşısında sessizliğini koruyan ABD Büyükelçiliği ise Ermeni medyasına daha sonra yaptığı açıklamada haberlerin gerçeği yansıtmadığını savundu, ‘maksatlı’ yorumunda bulundu.
Ancak, Kafkasya coğrafyasına hakim güvenlik kaynakları, yaptıkları açıklamada, ABD istihbaratının bakanlıklardan muhalefet partilerine, medyadan sivil toplum kuruluşlarına kadar sızdığını söylüyorlar.
ABD istihbaratının yapılanması hakkında bilgi veren kaynaklara göre tepede yer alan iki isim, Büyükelçi Richard Mills ve ABD Uluslararası Yardım Ajansı (USAID) Ermenistan Sorumlusu Debroah Grieser. Barack Obama döneminde göreve gelen Mills, daha önce ABD Dışişleri Bakanlığı Sovyet masasında yer almış, geçen hafta kapatılacağı açıklanan Rusya’nın St. Petersburg Konsolosluğu’nda bulunmuştu.
ABD’nin işgal ettiği Irak’a 2009 yılında Demokrasi Danışmanı olarak giden Mills’i Türkiye kamuoyu açısından önemli olsa da sözde Ermeni Soykırımı karşısındaki tutumu olmuştu. Elçi, tarihte yaşanan olayların taraflarca içten ve eksiksiz biçimde tanımlanması için çalışacağına söz vermişti.