Yıllardır izliyoruz:
Türkiye eğitimde de sağlıkta da işleri bir türlü rayına oturtamadı. Konunun uzmanları bunu yanlış politikalara, uygulamalara ve giderek artan nüfusa bağlıyor.
Daha da açıkçası Türkiye eğitim harcamalarına gereken parayı ayırmıyor.
Her ne kadar bizi yönetenler eğitime, sağlık hizmetlerine büyük önem verildiğini, güzel şeyler yapıldığını söylüyorlarsa da, gerek eğitim gerekse sağlık alanında şikâyetlerin giderek artış gösterdiğini izliyoruz.
Her iki sektörde var olan sıkıntıların artış gösterdiğini OECD raporlarında da görmekteyiz. Bazı okurlarımız bizi “felaket tellallığı” yapmakla suçluya bilir. Ortadaki gerçekleri biz uydurmuyoruz, resmi rakamlardan ve raporlardan alıntı yaparak sizlerle paylaşıyoruz.
OECD 2019 yılı eğitim raporuna göre her bir öğrenci için eğitim harcamasında Türkiye, Meksika ve Kolombiya’dan sonra OECD ülkeleri arasında sondan üçüncü sırada yer alıyor.
Şimdi raporun önemli noktalarına göz atalım:
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün (OECD) 2019 yılı eğitim raporu, Türkiye'de, her bir öğrenci için eğitime harcanan paranın, OECD ortalamasından iki misli daha az olduğunu ortaya koydu.
Türkiye bu sıralamada Meksika ve Kolombiya'dan sonra 3. gelirken, Lüksemburg, ABD ve Avusturya ise eğitime en fazla yatırım yapan ülkeler olarak kayıtlara geçti. Rapora göre Türkiye'de ilkokuldan, yüksekokula kadar her bir öğrenci için yapılan harcama OECD ortalamasına göre çok gerilerde kalıyor.
Türkiye'de, Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'ya (GSYİH) oranla eğitime verilen katkı 2010 yılından bu yana yüzde 24 artış gösterdi. Bu artışın önemli bir kısmı ise yüksek öğrenime ayrıldı.
Ancak eğitime ayrılan bütçede yaşanan bu artış bile Türkiye'yi OECD sıralamasında yukarılara taşımadı, zira diğer ülkeler eğitime ayırdıkları bütçeleri daha fazla artırdılar.
Türkiye'de ilköğrenimden yükseköğrenime kadar yapılan harcama GSYİH'nın yüzde 5,4’üne tekabül ediyor. Bu verilere çerçevesinde Türkiye'de ilkokuldan üniversiteye kadar her bir öğrenci için eğitim kurumlarına 5 bin 633 dolar harcanırken, OECD ülkelerinde ortalama oran bunun iki misli, yani 10 bin 502 dolar civarında.
Eğitime kişi başına harcamada, Meksika 3 bin 632 dolar, Kolombiya 3 bin 661 dolar ile Türkiye'nin hemen önünde yer alırken, en fazla harcama yapan ülkelerde Lüksemburg 21 bin 470 dolar ile ilk, ABD 16 bin 987 dolar ile ikinci, Avusturya ise 15 bin 806 dolar ile 3. sırada yer aldı.
OECD raporuna göre Türkiye'de son 10 yılda yükseköğrenim veren okullara kayıt yaptıranlar iki misli artarken, yüksek eğitim diplomalı genç yetişkinler için istihdama katılım oranı son 10 yılda yüzde 6 puan geriledi.
Bu dönemde yüksek eğitim almayıp, istihdama katılanların oranında ise iyileşme gözlendi. Lise mezunu yetişkin gençlerde istihdam oranı ise 5 puan artış gösterdi.
Türkiye'de OECD ülkelerine kıyasla yükseköğrenime katılım oranı da düşük. Türkiye'de 25 ila 34 yaş grubu gençlerin sadece yüzde 33'ü yükseköğrenimini bitirirken, bu oran yüzde 44 olan OECD ortalamasının 11 puan altında.
OECD ülkeleri ortalamasıyla kıyaslandığında, Türkiye'de üniversite bitirip, istihdam edilen genç yetişkinlerin oranı (yüzde 66), OECD ülkeleri ortalamasıyla kıyaslandığında en alt seviyede.
İşin en ilginç ve düşündürücü tarafı da şu:
Üniversiteden mezun olanlar iş bulamıyor. Son yapılan araştırmada hemen her üç evde bir üniversitelinin işsiz olduğunu gösteriyor. Bu da üniversite mezunu gençlerin iş bulamadıklarını ortaya koyuyor.
Dikkat edilecek olursa yeni öğretim ve eğitim yılı başladı ama sıkıntılı başladı. Ard arda gelen şikâyetler bunu gösteriyor.
Eksikler ve yapılan yanlışlar ortada. Bunları düzeltmek ve rayına oturtmak da bizi yönetenlerin görevi. Eğitim ve sağlıktaki sıkıntılar sürerse toplumsal rahatsızlığın da artacağını söyleyebiliriz.
.