İstanbul’da son yaşanan depremden sonra ortaya çıkan tablo, Türkiye’nin daha şiddetli depremlerle her an sarsılabileceği gerçeğini bir kez daha ortaya koydu. Bu nedenle depremlere karşı hazırlıklı olmamız gerektiğini yinelememize gerek var mı bilmiyoruz?
Depremleri ciddiye almak ve ona göre de hazırlıklı olmak durumundayız. İstanbul’da yaşanan deprem sonrası bu konudaki yanlışlarımızı ve eksiklerimizi gördük. Bundan sonra neler yaşanabileceğini işin uzmanları anlattı. Yetkililer gereken dersi çıkarıp, önlem almak için çalışmalara başladılar mı bunu da tam olarak bilemiyoruz.
Daha önce yapılan açıklamalarda İstanbul’da beklenen büyük depremin bir tsunamiye neden olmayacağı açıklanmıştı.
Şimdi ise son yapılan çalışmalarda bu noktalarda bir tsunami tehlikesinin varlığından söz ediliyor. “Adalar fayında yamaçlar var. Orada birçok yerde yamaçlarda oluşan büyük heyelanlar ciddi tsunamiler yaratabilir” deniliyor.
Fransız ANR ve EMSO kuruluşlarının TÜBİTAK işbirliğiyle yürütülen, Marmara Earthquake Gap Assessment and Monitoring for İstanbul (MAREGAMİ) Projesi’nde, Marmara Denizi’nde deniz tabanı sismolojisi, haritacılığı, gözlem istasyonu dizaynı ve tsunamiler üzerine yapılan araştırmalar ilk sonuçlarını vermeye başladı.
Fransa Ulusal Araştırma Ajansı(ANR), Avrupa Çok Disiplinli Deniz Tabanı ve Su Kolonu Gözlemevi (EMSO) ve TÜBİTAK işbirliğiyle gerçekleştirilen projede görev alan İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ziyadin Çakır, 2,5 yıldır süren araştırmada ilk bilgileri açıkladı.
Proje hakkında bilgi veren Prof. Dr. Ziyadin Çakır’ın çalışmalarla ilgili verdiği bilgiler de son derece çarpıcı:
"2016 yılında MAREGAMİ Projesi kabul edildi. Bu projede toplanan verilerin sürekliliğini sağlamamız gerekiyor. Bu verilerin analizi, modellenmesi ve deprem olarak bize neler söyleyebilir ve bunların daha iyi anlaşılması için yapılan bir proje. Dört farklı konumuz var. Bir tanesi deniz tabanı sismolojisi ve gözlemi. Biliyorsunuz sismoloji ağları karada oluyor. Ancak faylar 15-20 km uzakta deniz açıklarında bulunuyor. Bunların konumlarını özelliklerini bulmak için daha yakın olmamız gerekiyor. Deniz tabanına deniz sismometresi denilen cihazlar yerleştiriliyor. Buradan elde edilen kayıtlar karada bulunan AFAD ve Kandilli’ye aktarıyoruz. Tsunami meselesi var. Kuzey Anadolu Fayı doğası gereği tsunami yaratan bir fay değil. Ancak bazı bölümlerde fay özelliğini değiştiriyor. Düşey yönde harekete neden olacak depremde oluşturabilir. Adalar fayında yamaçlar var. Orada birçok yerde yamaçlarda oluşan büyük heyelanlar ciddi tsunamiler yaratabilir. Bunlar tarihi kayıtlarda mevcut”
Özetleyelim:
İstanbul’da son yaşanan deprem yıkıcı olmadı ama görülmemiş bir panik yaşandı. Bazı binalarda çatlaklar oluştu. Olası bir depremle hangi noktalarda toplanılması gerektiği tartışıldı. Telefonlar çalışmadı.
Türkiye’de bir deprem gerçeği var ve bundan kaçamayız.
İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem Dairesi Başkanlığı Türkiye'de 1900 ile 2019 arasındaki son 119 yılda meydana gelen depremlerle ilgili istatistikleri paylaştı.
Sartısıntıların neden olduğu afetlerde büyük kayıplar yaşandığını ortaya koyan AFAD Deprem Dairesi'nce hazırlanan verilere göre; Kuzey, Doğu ve Batı Anadolu fay hatlarındaki deprem kuşağında bulunan Türkiye'nin çeşitli kentlerinde 1900 ile 2019 tarihleri arasında can kaybı, ağır hasar veya yıkıma neden olan 240 deprem meydana geldi.
Son 119 yılda 4.0 ile 7.9 arasında değişen büyüklüklerde ise 13 bin 687 deprem meydana geldi. Bu depremlerde 86 bin 456 kişi hayatını kaybetti, 603 bin 131 yapı ise ya yıkıldı ya da ağır hasar gördü. Yüzlerce hayvanın da telef olduğu Türkiye'de 1900 sonrası meydana gelen değişik büyüklükleri gösteren deprem haritasında ise afetin yıkıcı etkisi görülüyor.
Belirtilen tarihlerdeki verilere göre, her yıl can kaybı ya da hasara neden olan 2 deprem meydana geldi. Yine istatistiklere göre, büyüklükleri 4.0 ile 4.9 arasında her dört günde bir, 5.0 ile 5.9 arasında ayda iki, 7.0 ile 7.9 arasında her altı yılda bir ve 6.0 ile 6.9 arasında her yıl iki deprem meydana gelme olasılığı bulunuyor.
Bunlar resmi açıklamalar ve resmi veriler.
İçinde yaşadığımız durumu görmezden, yoğun gündem nedeni ile de depremleri görmezden gelemeyiz.
Son derece ciddiye aldığımız deprem gerçeğini unutmamız gerektiğini bugün yine kalınca altını çizerek anımsatmak istedik..
.