Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim üyesi Prof. Dr. Şerif Barış, Türkiye’nin depremlere açık bir konumda olduğunu söylüyor. Barış, “Doğa gereği bulunduğumuz coğrafya gereği bizim depremlerden kaçınmamız mümkün değil. Dolayısıyla deprem tehdidi altındayız. En tehlikeli kuşak olarak Avrupa ülkeleri arasında Türkiye birinci sırada yer alıyor” diyor.
Depremlerle ilgili yazdığımız her yazıda şunu vurgulamaya çalıştık:
“Türkiye, bir deprem kuşağındaysa, her an depremlerle karşı karşıysak, bunun önlemlerini de önceden almak durumundayız. Her yaşanan depremden sonra alınan geçici önlemlerle bu işin önlenmesi mümkün değil. Bu nedenle deprem konusunda herkesin ve her kesimin eğitilmesi gerekir. Bir deprem anında ne yapabileceğimizi bilmemiz gerekir. Bu konudaki çalışmaların yeterli olduğunu söyleyemeyiz.”
Bu nedenle deprem konularını gündeme getiren uzmanların görüşlerinin de bize yol göstereceği inancındayız.
İTÜ’nden Prof. Dr. Osman Turan’ın bu konudaki uyarılarından bazı bölümleri sizlerle paylaşıyoruz:
“Söylenildiği gibi Marmara’da 30 yıl içerisinde kesinlikle yeniden büyük bir deprem olacak sözü doğru değil. Şu an istatistiklere bakıldığında Türkiye'nin suskun bir deprem döneminde olduğunu görüyoruz. Sadece 2 tane çok büyük deprem oldu. Dolayısıyla önümüzdeki 10 yılda 7’den büyük depremlerin olabileceği arka arkaya olabileceği bir döneme girecek. Bizim çocuklarımız mutlaka bu büyük depremleri yaşayacaklar ve görecekler. Marmara’da İstanbul’u etkileyecek 3-4 tane fay bulunuyor. İstanbul örneğini vereyim size. 99 depreminden sonra yapılan bir çalışmada 30 yıl içerisinde Marmara’da 7’den büyük bir depremin olma olasılığı İstanbul için 50 kilometre çevreleyen bir alanda söylüyorum. Yüzde 65. Ama bu depremlerin olduktan sonra etrafına yaklaşık yüzde 20 kadar bir gerilme birikimi aktardığı için geçici oluşan bir riskti. Dolayısıyla 99 yılını ilerleyen izleyen 30 yıl içerisinde yüzde 65 olasılıkla İstanbul’da yeniden bir depremin olma ihtimali fazlaydı. Ancak zaman ilerledikçe bu istatistik yavaş yavaş geri dönmeye başladı. Yani yüzde 60’lara dönmeye başladı. Böyle bir depremin olma olasılığı normalde yüzde 80, 100 içerisinde yüzde 80, yüzde 90’a çıkacak"
Son yıllardan en çok tartışılan konulardan biri de Marmara’da 30 yıl içinde mutlaka bir büyük depremin olabileceğinin iddia edilmesidir. Bu konuda Prof. Dr. Turan farklı bir görüş ortaya atıyor:
“Söylenildiği gibi Marmara’da 30 yıl içerisinde kesinlikle yeniden büyük bir deprem olacak sözü doğru değil. İstatistikî bir sonucu bile çarpıtarak insanlara söylediler. Ülkenin gerçek deprem riskini Marmara Bölgesi'ne aktardılar. Marmara’da İstanbul’u etkileyecek 3-4 tane farklı fay var. Gemlik, İznik fay’ı işte Tekirdağ fayı var. Bütün bunların olasılıkları bizim ayrı ayrı hesaplamamız lazım. Yediden büyük bir depremin 30 yıl olma olasılığı da 4-5 farklı fay için toplanmış bir olasılık. Biz bu olasılıkları alırız, önümüzdeki 10-20 yıl 50 yıl içerisinde olma ihtimalini hesaplarız. Olma ihtimali ne zaman yüzde 100 ise depremin olmasını beklersiniz ama öyle değil. O sadece depremin olasılık olarak depremin olma olasılığını söyler. Yer küre ya da tabakalar bu olasılığı bilmiyor, kendi dinamikleri var. Biriken gerilmenin ne zaman kırılacağı ve kırılmayı oluşturacağını biz henüz bilemiyoruz problem o zaten”
Türkiye’de deprem haritası değişti mi? Yanıtını yine Barış hocadan alalım:
“22 sene sonra değişen Türkiye Deprem Tehlikesi Haritası’na göre, Türkiye’de 46 ilde deprem tehlikesi azalırken, 6 ilde ise risk artmıştır. Deprem tehlikesinin azaldığı iller arasında Batı Karadeniz Bölgesi’nden Zonguldak, Bartın ve Karabük illeri de var. Eski deprem haritasında Zonguldak geneli 2. derecede, Bartın ve Karabük geneli de birinci derece ve ikinci derecede deprem bölgesinde yer alıyordu. Ancak yeni deprem haritasında derecelerin kaldırıldığı, düşük ve yüksek tehlikeli yerler şeklinde renklendirme yapılmıştır. Eski harita ile yeni harita arasındaki temel farklılıklar, deprem tehlikesi azalan iller Adana, Adıyaman, Ağrı, Antalya, Ardahan, Artvin, Balıkesir, Bartın, Batman, Bilecik, Bitlis, Bursa, Çanakkale, Çorum, Çankırı, Diyarbakır, Eskişehir, Gaziantep, Gümüşhane, Hakkari, İçel, Iğdır, Isparta, Kahramanmaraş, Karabük, Kars, Kastamonu, Kayseri, Kırıkkale, Kırşehir, Malatya, Mardin, Muğla, Muş, Nevşehir, Ordu, Osmaniye, Samsun, Siirt, Sivas, Şanlıurfa, Tokat, Uşak, Van, Yozgat, Zonguldak. Deprem tehlikesi artan iller ise Aksaray, Karaman, Erzurum, Tekirdağ, Trabzon, Rize. Türkiye’de meydana gelen depremler, dünyadaki birçok ülke kadar, hatta onlardan da eşdeğer daha fazla olduğu aktivite açısından söylemek mümkün. Japonya ile kıyasladığımızda bizde hasarın ağır olmasının sebeplerinden biri, bizde fayların şehir altlarından geçmesi. Deprem tehlikesi faylarla, depremlerle ilgili bir olay. Doğa gereği bulunduğumuz coğrafya gereği bizim depremlerden kaçınmamız mümkün değil. Dolayısıyla deprem tehdidi altındayız. En tehlikeli kuşak olarak Avrupa ülkeleri arasında Türkiye birinci sırada yer alıyor. Ortadoğu coğrafyasına baktığımızda biz her iki bölge arasında köprüyüz. Tehlike olarak da maalesef her ikisinden de daha fazla tehlikeli bir bölgedeyiz”
Deprem konusunu çok önemsiyoruz. Bu nedenle konu ile ilgili yazmaları sürdüreceğiz.