Ana muhalefet partisi CHP, kurultayını yaptı ama tartışmalar bitmedi. Atatürk’ün partisi üzerinde kara bulutlar dolaşıyor. İç sorunlar dışa yansıyor. Özellikle Kılıçdaroğlu karşısında yenilgiye uğrayan Muharrem İnce’nin açıklamaları parti üzerindeki kara bulutların kolayca dağılmayacağını da gösteriyor.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve ekibinin bu gemiyi götüremeyeceğini söyleyenlerin sayısının giderek artması, CHP’de “kan kaybı”nı da gündeme getiriyor. Hatta bazı analistler “CHP, ana muhalefet partisi olmaktan da uzaklaşabilir” diyor.

Bunun anlamı İYİ Parti’nin ana muhalefet partisi koltuğuna oturabileceği tahminleridir.

Bugün, konuyu yakından takip eden gazeteci arkadaşlarımızın görüşlerinden alıntılar yaptık. CHP’de yaşananların siyasi hayatımıza ne getirip, ne götüreceğini bu analizlerden yola çıkarak tahmin edebiliriz.

Muharrem İnce ile ilgili Sedat Ergin’in görüşlerine göz atalım:

“Muharrem İnce’nin aldığı oy miktarı yabana atılmamalıdır. Toplam 1266 delegeden 447’si İnce’ye oy vermiştir. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na 790 oy çıkmıştır. Delegelerin yüzde 64’ü Kılıçdaroğlu’na, yüzde 36’sı İnce’ye oy vermiştir. Kılıçdaroğlu’nun adaylık başvurusuna 1081 delege imza atmıştı. Bu durumda genel başkanın adaylığına imza atanlar içinde hatırı sayılır bir kesimin (muhtemelen 291 kişi) sandıkta tek başına kalınca oyunu İnce’ye yönelttiği anlaşılıyor.

Bu sonuç, CHP tabanında sayıca azımsanmayacak bir kesimin partide işlerin gidişinden hoşnut olmadığını ve bazı şeylerin değişmesini talep ettiğini gösteriyor. Her halükârda İnce’nin sesi bundan sonra daha güçlü çıkacaktır. Kılıçdaroğlu, pek zorlanmadığı bir marjla seçilmiş olsa da bu kesimin mesajına kulak vermek durumundadır.”

Güneri Cıvaoğlu, Milliyet’teki köşesinde “patinaj” başlığı altında CHP ile ilgili yazınının son bölümünde neler diyor, kulak verelim:

“Peki...

Bütün bu artılarına, özgün misyonuna rağmen CHP neden genel seçimlerde sandıktan “iktidar” olarak çıkamıyor?

Neden topluma “umut” veremiyor?

Heyecan rüzgârı estirememesinin sebepleri neler?

Ecevit ve ekibi neden ve nasıl CHP oylarını yüzde 42’ye yükseltebilmişti de sonradan gelenler yüzde 25 bandında kaldılar?

Bu soruların cevapları gerçekçi olarak saptanmadıkça, akılcı çözümler üretilemedikçe, ne yazık ki yazının başlarında yansıttığım “hep aynı yerde dönerek, bir santim bile ilerlemeyen teker” gibi “patinaj” metaforu kaderi olur.

Milyonlarca Atatürkçü, laik, Cumhuriyet’in kuruluş DNA’larını taşıyan Türkiye insanının bu manzaradan içi acır.”

Son notumuz:

CHP, içeriden olduğu kadar dışarıdaki rakiplerince de hırpalanıyor. Partide bu sorunlar aşılır gibi bir hava estiriliyor. Son kurultay aslına bakılacak olursa partideki enerjiyi de ortaya koydu. Toplam 60 kişilik bir parti meclisi için 488 adayın çıkması ve liste için kıyasıya bir mücadelenin sergilenmesi partideki enerjiyi ortaya koyması açısından önemsenmelidir.

CHP’nin içinde değil de dışarıdaki siyasi rakiplere karşı verilecek mücadele olduğunda, birleşme, bütünleşme ve parti içi enerjiyi dışa yayma çabaları beklenen hedeflere ulaşabilirse bir toparlanma olabilir. Bu da sanırız Kılıçdaroğlu’nun son şansı olacaktır.

Can Ataklı da “CHP’de Başken değişimi çok zor” başlıklı yazısının bir bölümünde şöyle diyor:

“CHP’yi iktidara taşıyabilecek siyasi fikirleri savunanlar bulunmuyor mu? Var onlar da hiçbirinde cesaret yok. “Genel başkan hariç parti yönetimi değişmeli” anlayışında onlar. Yani bir anlamda genel başkandan “listeni oluştururken bizi tercih et” diyen bir kesim bu. Koskoca İstanbul’da biliyorsunuz mevcut il başkanı dışında kimse cesaret edip de aday olamadı. Son anda mevcut başkanın karşısına konulan aday da az farkla seçimi kazandı. 20 milyonluk İstanbul’da cesaretli bir kişi bile çıkmaz mı? Genel başkanın karşısına çıkacak cesareti olanlar ise parti içinden değil parti dışından çıktı. Onlar da gerçi parti üyesiydiler elbette ama parti içinde bir taban oluşturamamışlardı Daha doğrusu hesap hatası yaptılar. Parti içi dengelerle kamuoyunun beklentilerini karıştırdılar. Partide iktidar olanların kamuoyunun beklentilerini hiç hesaba katmadığını görmediler. Aday olarak ortaya çıkan tek kişi de zaten daha önce de aynı yolu denemiş ve aşağı yukarı aynı sonucu almıştı. Ancak bu kurultaydaki tavrına baktıktan sonra bu adayın da CHP genel başkanlığı için çapının yetmeyeceği fikri bende ağırlık kazandı.”

necdetbuluz@gmail.com

www.facebook.com/necdet.buluz

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.