Seçimler sonrası ortaya çıkan tartışmalar ve kazananların mazbatalarını almasından sonra, Türkiye’nin iç ve dış sorunlarının çözümü yolunda hızlı şekilde adımların atılması gerektiği görüşü öne çıktı.
Ülkeyi yönetenlerin yanında tüm muhalefet partilerinin, her kesimin iç ve dış sorunların çözümü yönünde bir araya gelmesi, tek yumruk olması, çelikten bir duvar örmesi kaçınılmaz duruma geldi.
Bu nedenle herkesin, her kesimin bu hassas konulara gereken duyarlılığı göstermesi gerekiyor.
Şu görüşümüzü yansıtalım:
Ekonomide sıkıntılarımız sürüyor. Pahalılık ve enflasyon yine en büyük sorun olarak devam ediyor. İşsizliğin önlenmesinde olumlu adımların atılması için yatırım ve istihdamlara önem verilmesi gerekiyor. Bunların yanında dış sorunların da Türkiye için çok önemli olması gerektiğini bir kez daha belirtelim.
Coğrafyamızda ilginç gelişmeler oluyor. Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak isteyen güçler boş durmuyor.
Bunları göz önünde bulunduracak olursak, birlik ve bütünlüğümüzün her şeyin önünde olduğu gerçeğini görüyoruz. Ekonomik yönden bizi çökertmeye çalışanlar şimdi de etrafımızı sararak stratejik alanlarda da bizi tehdit etmeye başladılar.
Şu 3 noktaya dikkat:
Suriye’deki PYD’lilere operasyon yapmamızın önü kesildi. Beka sorunumuz olarak gördüğümüz eli silahı 40 bin terörist Amerikalılar tarafından korumaya alındı. Kaldı ki, Suriye’den askerlerin çekeceklerin açıklayan Amerika, bu konuda da olumlu adımlar atmıyor.
Amerika, Türkiye’nin Rusya ve İran ile olan yakınlaşmasını istemiyor.
Doğu Akdeniz’de Kıbrıs ve Türkiye’yi hedef alan Amerika, Yunanistan, Kıbrıs Rum kesimi, İsrail ve Mısır ittifakı önemli bir tehdit oluşturuyor.
Bu gelişmeleri alt alta koyduğumuzda bugün için birlik ve bütünlüğümüzün her şeyden önemli olduğunu söyleyebiliriz.
O nedenle artık içeride seçim tartışmalarını, ya da başka konularını tartışmak yerine birlik ve bütünlüğümüzü sağlayarak 82 milyon olarak dik durmak, iç ve dış düşmanlara karşı tek yumruk olmak durumundayız.
Nitekim, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin önündeki sıkıntı ve tehlikelerin önemini görmüş ve bu konuda birlik ve beraberlik çağrısında bulunmuştur Bunu yerinde ve olumlu buluyoruz:
“Türkiye'nin başarısını hazmedemeyenler var. Çok daha iyi bir noktaya geleceğiz. Bütün bunlarla birlikte benim bir Cumhurbaşkanı olarak arzum isteğim; birlikte olursak o zaman bizi kimse yıkamayacaktır. Türkiye'nin buna ihtiyacı var. Türk, Kürt, Laz, Çerkes önümüze getiriliyor. Bizim kitabımızda yok. Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına mecburuz. Millet kavramının içinde herkes vardır. Millet bir çeşnidir. Bunu farklı yerlere çekmenin hiç bir anlamı yok. Allah bizleri farklı kavimler halinde yarattı, yoksa üstünlük yoktur. Üstünlük sadece Allah'a ne kadar yakın olursak onunladır."
Özetleyelim:
Özellikle dış sorunlarımızın üstesinden gelebilmemiz için güçlü bir ekonomik yapıya sahip olmamız gerekiyor.
Demokrasi, hukukun üstünlüğü, basın özgürlüğü, insan hakları gibi konularda ülkemiz üzerindeki tartışmaları noktalayabilmeliyiz.
Dışarıda daha çok dost edinmek, düşmanlıkları sonlandırmak için olumlu adımları atabilmeliyiz.
İçeride artık ayrıştırma, öteleme gibi sivri dil kullanmamalıyız. Toplumun tümünü kucaklamak, şeffaf yönetime yönelerek milletimizin tümünü rahatlatabilecek kararları devreye sokarak insanlarımıza özledikleri ortamı sağlayabilmeliyiz.
Millet olarak zor günlerde birbirimize kenetlenmeyi, tek yumruk olmayı, iç ve dış düşmanlara karşı mücadele etmeyi çok iyi bilen bir toplumuz. Söz konusu birlik ve bütünlüğümüz ise, bunun karşısında hiçbir güç ayakta duramaz bunun da bilincindeyiz.
Atılacak her olumlu adım bizi yönetenlerce atılmalı, arkasından millet olarak bu adımları izleme bizim milli bir görevimiz olmalıdır.
.