Amerika’nın ambargo uyguladığı İran’a karşı Arap ülkeleri ve Körfez birleşti. Suudi Arabistan'ın Mekke kentinde düzenlenen olağanüstü Arap zirvesine katılan liderler, Körfez bölgesinin güvenliğinin önemini vurguladı. Suudi Arabistan'ın Mekke düzenlenen olağanüstü Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) zirvesinde İran'a "bölgeyi savaş sürüklememe" çağrısı yapıldı.
KİK üyesi ülkelerin güvenliğinin birbirinin ayrılmaz parçası olduğunun ve bu ülkelerden herhangi birine yapılacak bir saldırının diğer ülkelere de yapılmış sayılacağının vurgulandığı bildirgede, Husilerin başkent Riyad'daki petrol istasyonlarına yönelik saldırıları ile Suudi Arabistan'a yönelik balistik füze saldırıları kınandı.
Mekke'deki zirve, Filistin İntifadası döneminde Mısır'ın başkenti Kahire'de düzenlenen olağanüstü zirveden 19 yıl sonra düzenlenen ilk olağanüstü zirve olma özelliği taşıyor.
Zirveye, Amerika’nın kontrolündeki Arap ülkeleri katılması dikkat çekiyor. Suudi Arabistan, Ürdün, Mısır, Katar, BAE, Tunus, Irak, Kuveyt, gibi Amerika’ya göbekten bağlı Arap ülkeleri tam birlik ve bütünlük içinde hareket edeceklerini ve İran’a karşı Amerika’nın yanında yer alacaklarını da toplantı sonunda dile getirdiler.
Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz başkanlığında gerçekleşen zirvenin kapanış bildirgesinde İran'a yönelik eleştiriler ağırlık kazandı.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan'a yönelik son saldırıların akabinde bölgenin tehlikeli ve olağanüstü bir aşamadan geçtiğine dikkat çekilen bildiride, İran'a, "bölgeyi savaşa sürüklememe, bölge ülkelerinin içişlerine müdahale etmeme, terör örgütlerini desteklememe ve uluslararası deniz ulaşımını tehdit etmeme" çağrısı yapıldı.
Zirveye katılan liderlerden Ürdün Kralı 2. Abdullah yaptığı konuşmada, Körfez bölgesinin güvenliğinin bölgenin istikrarının temelini oluşturduğunu söyledi.
Arap dünyasında yaşanan sıkıntıların Arap ülkelerinin atacağı ortak adımlarla üstesinden gelineceğine işaret eden 2. Abdullah, "Filistin meselesine iki devletli çözüm ve Arap Barış Planı temelinde bir çözüm bulunmadan bölgede istikrar sağlanamaz." dedi.
Tunus Cumhurbaşkanı El-Baci Kayid es-Sibsi ise bölgenin yeni bir istikrarsızlık ve gerilim dalgasına sürüklenmesinin kabul edilemez olduğunu belirtti. Başta Filistin meselesi olmak üzere bölgenin temel meselelerine çözüm bulunması yoluyla istikrarın sağlanmasının öncelikleri arasında yer aldığına değinen Sibsi, çıkar çatışması ve görüş ayrılıklarının başka ülkelerin iç işlerine müdahaleyi ya da bölgenin istikrarını sarsacak davranışları mazur gösteremeyeceğini kaydetti.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi de Körfez bölgesinin güvenliğinin Mısır'ın ulusal güvenliğinin ayrılmaz parçası olduğunu söyledi. "Zirvemiz, Arap ulusal güvenliğinin özellikle de büyük stratejik ehemmiyeti haiz Körfez bölgesinin benzeri görülmemiş tehditlerle karşılaştığı bir zamanda düzenleniyor." diyen Sisi, Körfez bölgesine yönelik bir saldırıya karşı koymak için kararlı bir duruş sergilemek gerektiğinin altını çizdi. Sisi, bölgede istikrarın, Filistin halkının, "Bağımsızlık, işgalin sona ermesi, 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletinin kurulması" taleplerini karşılayacak bir çözüme varılmaksızın sağlanacaktır” dedi.
Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih ise Körfez'in güvenliğinin Irak'ın güvenliği olduğunu hatırlatarak söz konusu krizin, uygun şekilde çözülmediği takdirde savaşa evrilebileceği uyarısında bulundu. "Ortalığı kasıp kavuracak bir savaşın belirtilerini taşıyan bölgesel bir kriz yaşıyoruz. Bölgemizin bugünkü durumu dünkünden daha iyi değil." diyen Salih, Irak'ın istikrarının komşu ülkelerin iş birliğine ihtiyaç duyduğunu aktardı.
Kuveyt Emiri Sabah el-Ahmed el-Cabir es-Sabah da bölgede yaşanan gerilim karşısında çatışma değil diyaloga başvurulması çağrısı yaptı. Bölgede yaşanan gerilimi endişeyle takip ettiklerini kaydeden Sabah, Arap ülkeleri olarak, gerilimin taraflarını diyalog masasına oturmaya ikna etmeleri gerektiğine belirtti. Bu gerilime neden olan yanlış uygulamaların düzeltilmesi için harekete geçilmesi gerektiğine işaret eden Sabah, düzenlenen zirvenin, mevcut gerilimin oluşturduğu tehlikeye yönelik farkındalığı gösterdiğini sözlerine ekledi.
Sudan'daki Askeri Geçiş Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan, ülkesinin, Körfez ülkelerinin kendi güvenliklerini korumak adına atacağı adımları destekleyeceğini söyledi. Sudan'ın, Körfez ülkelerinin güvenliğini hedef alan davranışları kınadığını aktaran Burhan, Yemen'deki meşru yönetimi destekleyeceklerini ve Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçleri bünyesinde kalmaya devam edeceklerini dile getirdi.
Bildiride ayrıca, KİK ülkeleri ile ABD arasında bölgenin güvenlik ve istikrarını tesis edecek ikili anlaşmalar olduğuna işaret edildi ve ABD'nin İran'a yönelik atacağı adımların destekleneceği vurgusu yapıldı.
Bahreyn'in 25-26 Haziran'da başkent Manama'da "Refah için Barış" adlı ekonomik çalıştaya ev sahipliği yapması planlanıyor.
ABD ile Bahreyn tarafından düzenlenecek ortak çalıştayın, ABD'nin İsrail-Filistin meselesinin çözümü konusunda yakında açıklaması beklenen "Yüzyılın Anlaşması" planı kapsamındaki ilk organizasyon olduğu ifade ediliyor.
.