Önce habere göz atalım:
Ankara’da bir grup gazeteciye konuşan ABD’li üst düzey bir yetkili Türkiye’nin hem Rusya’dan S-400, hem ABD’den Patriot füzeleri almasının mümkün olmayacağını belirterek “Türkiye, S-400 alırsa ABD, Türkiye’ye Patriot’ların satışı için yürüyen süreci durduracaktır, ABD hükümetinin görüşü bu yöndedir” dedi.
Rusya ile olan ilişkilerimizi ve S-400 füzelerini gündeme taşıyan Amerika, bu konudaki endişelerini bu açıklamalarla ortaya koyuyor.
ABD’li yetkili, “Burada gerçekten iki yol var; birinci yol, Türkiye ile ABD arasındaki iyi askeri işbirliğinin süreceği, Türkiye’nin F-35 programına katılımını tehlikeye atmayacak ve Türkiye’nin yaptırıma maruz kalma olasılığını ortaya çıkarmayacak bir yol, diğeri ise iyi sonuçlar doğurmayacak bir yol. Bir ortak ve bir dost olarak Türkiye’nin, böyle sorunlara yol açmayacak yolu seçeceğini umuyoruz” ifadelerini kullandı.
Dikkat edilecek olursa Fırat’ın doğusu ve Menbiç konusu üzerinde Amerika yeni yol haritası çizerek Türkiye’yi oyalama yoluna gitmişti. Suriye’den çekileceğini duyurmasına rağmen bugüne kadar da bu konuda olumlu bir adımı atmadı. İşi yavaştan alıyor ve her gün yeni bir açıklama ile de kafaları karıştırıyor.
ABD’li yetkilinin açıklamalarına devam:
“Yapıcı, üretken ve olumlu görüşmeler gerçekleştirildi, bu görüşmeler sürecek. Türkiye ve ABD, Suriye’de ortak bir çözüm yolu bulmak için çalışıyorlar. Şunu kesin olarak söyleyebilirim, çekilme gerçekleşecek, bu konuda hiçbir tereddüt yok. Çekilme, IŞİD’in tamamen yenilgiye uğratılmasını sekteye uğratmayacak şekilde gerçekleşecek. Bu, Sayın Çavuşoğlu’nun da katıldığı Washington’da yapılan toplantıda da vurgulandı. Türkiye’nin güvenlik endişelerini de giderecek şekilde Suriye’den çekilme konusunda Türkiye ile görüşmelerimiz sürüyor.”
Hep açıklama yapılıyor, konuşmalar ard arda geliyor ama bizim için atılması gereken adımlar atılmıyor.
Amerika, bölgeden çekildikten sonra burayı kim ya da kimler dolduracak, kontrol edecek? Bölgedeki sayıları 40 bini bulan teröristlere verilen silahlar ne olacak? Bizim için bunlar önemli.
ABD’li yetkili, Suriye’nin kuzeyinde oluşturulması gündemde olan güvenli bölgenin kim tarafından kontrol edileceği konusundaki soruya net bir yanıt vermekten kaçınırken “Güvenli bölgenin, Türkiye’nin güvenlik endişelerini giderecek şekilde oluşturulması için çalışmalarımız sürüyor” diyor.
Dikkat ediniz hep kaçamak yanıtlar geliyor. Somut açıklama ve adımlar neden atılmıyor biz de bunu soruyoruz.
Teröristlere verilen silahların toplanı toplanmayacağı konusunda da yine kaçamak yanıtlar var. “Bu konudaki endişeleri anlıyoruz. Bu konuda Türk hükümetine sözler verdik. Bu sözler, sahadaki koşullar elverdiği ölçüde yerine getirilecek ki bildiğiniz gibi sahada çok zorlu koşullar mevcut” deniliyor.
Menbiç’e operasyon yapılacak mı? Türkiye’nin bir beka sorunu var, bu nasıl çözülecek? Erdoğan “Fazla beklemeyeceğiz, ya çözecekler ya da biz çözeceğiz” diyor. Bu kararlılığı sonuna kadar destekliyoruz.
Peki, Amerikalarılar bu açıklamaya ne diyor? İşte yanıt:
“Türk hükümetinin bu konudaki sabırsızlığının farkındayız. Türk hükümetinin, ABD’nin çekilmesi bağlamında kuzey Suriye’den kaynaklanan güvenlik endişelerinin meşru temelleri olduğunun da farkındayız. Türkiye’nin ulusal güvenlik endişelerinin giderilmesi için askeri operasyon düzenlenmesinin de olası senaryolar arasında olduğunu biliyoruz. Fakat bu güvenlik endişelerinin askeri operasyon yerine barışçıl yollarla giderilmesi için Türkiye ile birlikte çalışarak elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Türk muhataplarımızın da bunun farkında.”
Sözü uzatmaya gerek yok:
Amerika, Menbiç’e bir askeri operasyon istemiyor. Yapılan bu açıklamada da “barışçı yol” çağrısı bunu açıkça ortaya koyuyor.
Bugün buraya aldığımız Amerikalı yetkilinin açıklamaları ve ortaya koyduğumuz görüşler dost ve müttefikimizin halen oyalama taktiği içinde olduğunu gösteriyor. Üstelik hem oyalıyorlar, hem de aba altından sopa gösteriyorlar ve tehditlerini sürdürüyorlar.
Daha fazla ısrarcı olduğumuzda da hemen ekonomi silahına sarılıyorlar. Başken Trump’un son açıklamasına baktığımızda Amerika’nın Türkiye’ye karşı nasıl bir taktik içinde olduğunu daha açık biçimde görebiliriz.
.