IŞİD konusunda daha önce yazdığımız yazılarda şu vurguyu yapmıştık anımsayalım:
“IŞİD, bir Amerikan projesidir. IŞİD bahanesi ile Irak ve Suriye üzerinde hesaplar yapılmış, Ortadoğu coğrafyasında Amerika’nın rahat hareket etmesinin de önü açılmıştır. Amerika gibi bir süper gücün bugüne kadar IŞİD ile mücadelede başarıya ulaşamamış olması düşünülemez. IŞİD’ın varlığı, Amerika’nın da Ortadoğu’daki varlığını pekiştirmektedir.”
Irak’da birden bire ortaya çıkan ve kısa zamanda Ortadoğu’da adını duyuran, Amerika tarafından da “baş düşman” ilan edilen IŞİD ile yıllardır mücadele ediliyor. Ancak, dikkat edilecek olursa “baş düşman” ile halen başa çıkılamadı. Bu da kafalardaki soru işaretlerini artırıyor.
Bu terör örgütü alınan bütün önlemlere ve yapılan mücadeleye rağmen bugün hala ayakta kalmayı başarmıştır. Bu nasıl oluyor?
Suriye'de ABD ve Rusya arasındaki hava sahası mücadelesi devam ediyor. Bu mücadelenin ileride nasıl sonuçlanacağını şimdiden kestirmek oldukça güç. İki süper gücün sonuç ne olursa olsun Suriye’den çekilmeye niyetli olmadığını görmekteyiz.
Geçenlerde ABD Başkanı Trump, Türkiye’ye terörle mücadeledeki kararlılığı nedeni ile teşekkür etmişti. Bu teşekkür konusu bazı uzmanlar tarafından çeşitli şekillerde yorumlanmıştı.
ABD'nin açıkladığı terör raporunda Türkiye'ye terörle mücadelede hava sahasını açtığı için teşekkür edildiğine dikkat çeken Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) Başkanı emekli Hava Korgeneral Erdoğan Karakuş, Rusya'nın Suriye'ye konuşlandıracağı S-300'lerle Suriye hava sahasına bir önlem alacağını belirtti. ABD'nin YPG terör örgütünün bölgesinde kalan IŞİD terör örgütüne de dokunmadığını ifade eden Karakuş, "Hem oradaki IŞİD yuvalarını korumuş oluyor, hem de böylelikle silah yardımını meşrulaştırıyor ABD. ABD Suriye'de çok tehlikeli bir oyun içinde" dedi.
Yazımızın başlığına aldığımız “Amerika, IŞİD’den neden vaz geçmiyor?” sorusunun yanıtını da yine Erdoğan Karakuş’tan alalım:
"ABD terör örgütüne bilerek dokunmuyor. IŞİD Suriye'nin doğusunda. PYD'yi silahlandırırken buraya yönelik bir çatışma için yaptığını savunuyor ABD'li yetkililer. Bunu bilerek yapıyorlar. İki yönlü, hem PKK-PYD'ye yapılan yardım bu şekilde bir anlamda meşrulaşıyor, hem de oraya saldırmayarak, Suriye'de bulunma nedenim IŞİD diyor. Dünyaya da böyle bir propaganda yapılıyor. Suriye'den çekilmemesini de bu şekilde anlatıyor ABD. Ben PYD'ye silah yardımı yapıyorum ama orada IŞİD var diyor. Bir üçüncüsü de Suriye rejiminin oraya müdahale etmesini de engelliyor. IŞİD'in çevresini PYD sarmış durumda. IŞİD nedeniyle gelmeye kalkarlarsa bunu da engellemiş oluyor. Üç noktayı kendine göre kullanıyor ABD. Durum ve şarta bağlı olarak hareket ediyorlar. Sonuçta Suriye'de merkezi hükümetin her yeri ele geçirmesini istemiyorlar. IŞİD'in yaşaması ABD'nin Suriye'ye müdahalesini beraberinde getiriyor sonuçta."
Sorun, Suriye’de ve bölgede sadece YPG/ PKK sorunu değil. Gizli sorun olarak IŞİD’ın da karşımıza çıkabileceğini hesap etmeliyiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son açıklamasında Fırat’ın Doğusundaki gelişmelere değinerek, buradaki terör yuvalarının temizleneceğini söyledi ama, IİŞİD’ın varlığından söz etmedi.
“ABD, Suriye'nin kuzeyinde yaklaşık 19 bin TIR'ı YPG/ PYD'ye gönderdi, bunlar kime karşı kullanacak? Sizden paramızla silah istedik vermediniz. Ama bunları terör örgütüne gönderiyorsunuz. Fırat'ın doğusunda terör koridorunu sonlandırmaya kararlıyız. Bunları dilimiz döndüğümüz kadar anlatacağız. Ekonomik savaş bunlardan kopuk değil, hepsi bunlarla iç içe."
Zaten baştan bu yana bizim de söylediğimiz budur. Suriye’deki terör örgütleri Türkiye için tehdit oluşturuyor. Bu tehditlerin ortadan kaldırılması şart. Eğer, Amerika IŞİD’ı da koruyor ve kolluyorsa gelecekte bu terör örgütü yine başımıza bela olmayacak mıdır?
Amerika’nın özellikle Suriye’de çok yönlü politikalar ürettiğini, Türkiye için de tehlikeli adımlar attığını açık biçimde görmekteyiz. Bu nedenle Amerika ile adımlarımızı çok daha dikkatli biçimde atmak ve çıkarlarımızı hep ön planda tutmak durumundayız.
Özetleyelim:
Suriye sorunu kolaylıkla bitmeyecek. Bu da bizim daha çok başımızı ağrıtacak gibi görünüyor. Ard arda oluşan gelişmeler, sınır boylarımızdaki tehlike alanının daha da genişleyebileceğini gösteriyor.
.