Suriye konusu yine gündemin birinci maddesi olarak karşımızda duruyor. Öyle görünüyor ki, bu sorun çözülmedikçe Türkiye rahatlayamayacak. Beka sorunumuz olarak gördüğümüz Suriye sorununun çözümü konusunda ortaya konulan kararlılığın sürmesini büyük bir memnuniyetle karşıladığımızın altını çizelim.
İŞID’ın Suriye’nin Münbiç kentinde Amerikalı askerlere karşı yaptığı bombalı saldırısından sonra gündeme düşen soru şuydu:
“Bu saldırıdan sonra bölgeden çekileceğini söyleyen Amerika geri adım atar mı? Çekilmeyi durdurur mu?”
Nitekim çekilme kararı tartışılırken Fırat’ın batısında düşünülen “güvenli bölge” gündeme gelmiş, Türkiye bu bölgenin kontrolünü üstlenebileceğini de Amerikalı ve Rusya’ya bildirmişti.
Bu süreç içinde de TSK’nın Münbiç ve Fırat’ın batısına yapmayı planladığı askeri harekât ertelenmişti. Ancak gerek Cumhurbaşkanı, gerek Milli Savunma Bakanı ve gerekse Dışişleri Bakanı yaptıkları açıklamalarda, “Beka sorunumuz devam ettikçe askeri harekâtta kararlıyız" demişlerdi.
Suriye’de gündem öylesine hızlı değişiyor, taraflar öylesine tutarsız kararlar alıyor ki, bir gün sonra ne olacağını tahmin etmek bile imkânsız hale geliyor.
İşte, bu satırlar yazılırken yine Suriye’deki durumda değişlikler oldu.
Neler mi oluyor? Önce habere bir göz atalım:
Suriye’nin Münbiç kentinde ABD askerine bombalı saldırı gerçekleştirilmiş, 4 ABD’li asker hayatını kaybetmişti. Bölgeden çekilme kararı alan ABD, askerlerine yönelik saldırının ardından bölgede asayişi artırma çalışmalarına başladı. ABD birlikleri, saldırının ardından Münbiç’teki devriyelerini arttırırken, ABD tanklarının, Münbiç’te devriyeye katıldığı gözlendi. Öte yandan, ABD birliklerine Kuzey Irak’tan yeni sevkiyat gerçekleştirildi. Kuzey Irak’taki ABD üslerinden gelen yeni askeri konvoyun, Suriye’nin Haseke iline doğru hareket ettiği öğrenildi.
Zaten bölgeden çekilme konusunda kafaları karıştıran ve bu konuda biraz da gönülsüzce ve ağır hareket eden Amerika, IŞİD’ın bu bombalı saldırısını bahane ederek yeniden bölgede kalıcı olabileceğini göstermiştir. Konu bugünkü duruma gelmeden önce de yazmıştık ve çeşitli kanallardan da seslendirmeler gelmişti.
Amerika, bölgeden çekilme kararı ile aslında TSK’nın bölgedeki terörist gruplara karşı düzenleyeceği askeri harekâtı önlemenin planlarını yapmış ve bunları devreye sokmuştu.
O günlerde yazdığımız yazılarda da “Amerika, askerlerin Kuzey Irak sınırına taşıyor. Bölgeden ayrılmıyor. Eğer ihtiyaç duyulursa birkaç saat içinde yeniden Suriye’ye dönebilirler” demiştik.
İşte, IŞİD saldırısını bahane ederek Kuzey Irak’taki konvoylarını şimdiden bölgeye taşımaya başladılar. Gelen haberler de bunun doğruluğunu gösteriyor.
Yapılanların gizlisi saklısı kalmadı. Trump açıkça Türkiye’yi tehdit etti ve bir askeri harekât halinde ekonomik olarak Türkiye’yi çökerteceğini söyledi. Yenilir yutulur gibi değil ama biz bu küstah açıklamalarla da karşı karşıya kaldık.
Suriye’deki sorunlar yumağı önümüzde duruyor. Bölgedeki sıkıntıların bu hali ile çözümü de mümkün görülmüyor.
Amerika’da iyi nabız tutan Serdar Turgut’un konu hakkındaki şu yazısı Fırat’ın batısında nelerin olabileceği konusunda sanırız size de bir fikir verecektir:
“Yılların tecrübesiyle konuşan bu kaynağım Trump ile Putin arasında Suriye ve özellikle Fırat’ın doğusundaki düzen üzerine bir gizli anlayış oluşmuş olduğunu söylüyor. Helsinki Zirvesi'nde, kapalı kapılar ardında konuşulanların tutulduğu notları Başkan Trump’ın hiç bir yakın adamına bile gösterttirmediği yazılmıştı. O kapalı kapı ardında esas ele alınan konu İsrail değil Türkiye ve Suriye’deki Kürtler konusuydu. İsrail de konuşuldu ama ağırlıkla Fırat’ın doğusu ve Türkiye üzerine tartışıldı. İki lider Türkiye’nin de kabul edebileceği ve bölgeye huzur ve barış getirmesi ihtimali olan bir planı konuştular ve bunun üzerinde bir ön anlayışa varıldı. İşte Trump buna güvenerek yine hiç bir birime sormadan ulusal güvenlik danışmanını bile şaşırtıp Suriye’den çekilme kararı alabildi. Çünkü biliyordu ki Rusya ile varmış olduğu ön anlaşmaya Türkiye’nin de onay vermesi durumunda ABD’nin Suriye’den çekilmesi bölgeye yeni düzen getirecek bir adımın parçasıydı. Kaynağım henüz daha resmileşmemiş de olsa Türkiye, ABD ve Rusya liderleri arasında bir büyük zirvenin yıl sonuna doğru olabileceğinin duyulmaya başlandığını söylüyor. Washington’da bana denilene göre bu büyük üçlü zirvede bölge Kürtleri hakkında kapsamlı konuşmaların da olacağı ve PKK konusunun da masaya yatırılıp Türkiye’nin onay vereceği bir sürecin önünün açılmasına çalışılacakmış. Bunları bana anlatan Amerikan kaynak bu süreçle sonucu Lozan Antlaşması'ndan bile daha önemli olacak bir yola girilmesi ihtimali olduğunu söyledi.”
.