Afrin operasyonundan sonra Türkiye’nin önünde iki önemli viraj bulunuyor. Bunlardan biri Menbiç Operasyonu, diğeri de operasyonlar sonrası oluşturulacak masada Suriye’nin geleceğinin nasıl şekillendirileceğidir.
Bizi en çok ilgilen konuya geçelim:
Terörist gruplara karşı TSK’nın başlattığı operasyonlar sonrasında Suriye’nin geleceğini oluşturacak masadan çıkacak sonuçta Suriye’nin kuzeyindeki PYD/ PKK’nın varlığını sürdürüp sürmeyeceği önemlidir. Eğer, süper güçler Suriye’de PYD / PKK varlığını sürdürmesi konusunda anlaşırlarsa Türkiye’nin duruşu ne olacak?
Amerika açıktan PYD / PKK unsurlarını koruyor ve silahlandırıyor. Rusya da bu örgütü tamamen Amerika’ya kaptırmamak için bir çalışma içinde. Kısaca, her iki süper güç terör örgütleri ile içli dışlı durumda. Görebildiğimiz kadarı ile dış güçlerin bu terörist gruplardan vaz geçmesi şu an için mümkün görülmüyor.
Söylemek istediğimize gelelim:
Sahada kazandığımızı masada kaybetmeyelim.
Bunun için bütün iletişim yollarının açık olması, Suriye dahil, her ülke ile iyi ilişkilerimizi sürdürmemiz kaçınılmaz görünüyor.
Şu an için bizi en çok ilgilendiren Menbiç konusu olacak.
Amerika’nın buradan çıkıp çıkmayacağı tartışılırken, son gelen açıklamalar dost ve müttefik olarak gördüğümüz Amerika’nın gerilimi tırmandırmaya yönelik çalışmalar içinde olduğunu gösteriyor.
ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı General Joseph Votel, CNN International'a yaptığı açıklamada Menbiç'ten ayrılmayı düşünmediklerini söyledi. Votel, üstü kapalı Türkiye’yi de tehdit edip, Menbiç’e yapılacak operasyonda Türk askerinin karşısında Amerikalı askerleri göreceğini vurguladı.
ABD, Fırat Nehri'nin batısındaki bulunan Menbiç'te YPG'li teröristlerle işbirliği yapıyor ve silah veriyor. Türkiye sınırına 40 kilometre uzaklıkta bulunan Menbiç 2016 yılında DEAŞ'tan temizlenme bahanesiyle terör örgütü PKK'nın Suriye kolu YPG'nin kontrolüne geçirilmişti.
BU bölgede yuvalanan PYD/ PKK, Amerika tarafından verilen silahlarla eğitimlerini de burada yapıyor. Menbiç’in ayrıca bir silah deposu haline getirildiğini de söyleyebiliriz.
ABD, Türkiye'nin tüm karşı çıkmalarına rağmen YPG'ye TIR'larla silah yardımlarında bulunmayı sürdürüyor. Dikkat edilecek olursa TSK’nın envanterinde dahi olmayan birçok gelişmiş ve ağır silahlar terörist grupların elinde bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Afrin'den sonra Menbiç'i bize söz verildiği şekilde teröristlerden arındıracağız, kimse bundan rahatsız olmasın. Sonra Irak sınırına kadar hiçbir terörist bırakmayana kadar bu mücadelemizi sürdüreceğiz" diye konuşmuş, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da Amerika’dan Menbiç’i boşaltmalarını istemiş ve "Bir terör örgütüyle ABD'nin bağını koparması gerekiyor. Ve onlara da tamamen silahı bıraktırması gerekiyor. Kendi verdikleri silahları geri alması gerekiyor. Münbiç'ten (Menbiç) derhal çekilmeleri gerekiyor" demişti.
Özcan Yeniçeri Yeni Çağ Gazetesi’ndeki köşesinde “Dananın kuyruğu Menbiç’te kopacak” diyor. Yazısının son bölümünde de şu görüşleri yansıtıyor:
“Afrin harekâtı ABD'yi bu bağlamda çok keskin bir tercihe zorluyor. Ya ABD bu terör örgütüyle işbirliğine devam edecek, Türkiye'yi karşısına alacaktır. Ya da PYD ile ilişkilerini Türkiye'nin ihtiyaçlarına uygun biçimde gözden geçirip bitirecektir..
ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, "2011'de Irak'tan çekilme hatasını tekrar etmemeliyiz" diyor.
ABD, Suriye'den çekilme niyeti yoksa Türkiye'nin yeni komşusu ABD olacak demektir. Bu önümüzdeki günlerde bölgede tehlikeli provokasyonlar deneneceği anlamına gelmektedir.
Afrin operasyonu bölgede ciddi biçimde dengeleri değiştirmiştir. Bu nedenle ABD şu sıralarda var gücüyle Suriye'de Türkiye'nin önünü kesmeye çalışıyor. PYD'yi Türkiye'ye karşı mümkün olduğu kadar korumaya ve güçlendirmeye çalışıyor.
Türkiye, Suriye'de meşru müdafaa hakkını sonuna kadar kullanması ve asla ABD'li yetkililerin taktik geri çekilmelerine ve oportünistçe ettiklere sözlerine aldanmaması gerekir.
Menbiç'te ABD'nin takınacağı tavır belirleyici olacaktır.
Dananın kuyruğu Menbiç'te kopacaktır!”