İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğunu büyük farkla Ekrem İmamoğlu’na kaptıran AK Parti’de sular durulmuyor. Yarışın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İmamoğlu arasında olduğuna dikkat çeken bir kesim şimdi partide ve Saray’da değişim istiyor.
Partide değişimin yalnızca kabine ve parti yönetimiyle sınırlı kalmaması gerekliliği ve yeni sistemle tek koltukta birleşen cumhurbaşkanlığı-genel başkanlık modelinin de tartışılması gerektiği dile getiriliyor.
Medya da sıkıntı var. Yeni bir düzenlemenin medyayı da kapsayarak yaygınlaştırılması gündemde. Erdoğan’ın bazı yanılgılarında medyanın rolünün olduğu da iddia ediliyor. Bu nedenle Erdoğan’a yakınlığı ile bilinen medya içerisinde de bir kaynama ve hesaplaşmanın var olduğu haberleri geliyor.
Araba devrilince yol gösteren çok oluyor.
Seçim sonrası Erdoğan’ın şu açıklamasını bir anımsayalım:
“Her alanda nerelerde eksiklik, kopukluk, yanlışlık olduğunu tespit ederek bunları gidermenin yollarını arayacağız. Bu değerlendirmenin sonucuna göre de atmamız gereken adımları kararlılıkla hayata geçireceğiz ama dışarıdan birilerinin yaptığı tanımlara göre değil, biz tanımlamamızı kendi içimizde hep birlikte yapma kudretine sahibiz. Böyle bir şey yapılması gerekiyorsa biz yaparız, siparişle bu işler olmaz. Parti içinde önceki seçimlerde partinin güç kaybettiği zamanların yaşandığına, ancak 23 Haziran seçiminin bunlardan çok farklı olduğunu yaşayarak gördük. Bazı arkadaşlarımız, eğer bir değişime gidilecekse bunun 1-2 kişinin yenilenmesi yoluyla değil, seçmeni ikna edecek bir değişimle yapılması gerektiğini dile getiriyor. 24 Haziran’da seçmen Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı seçti, ama partiyi uyardı. Ancak bu uyarı çok iyi okunamadı. Seçmen, 31 Mart’ta uyarısının dozunu artırdı, 23 Haziran’da ise yumruk attı. Eğer bu mesaj iyi değerlendirilmez ve gerekli adımlar atılmazsa 2023’te dibe vururuz.”
Güç kaybeden, hele ki seçimlerde ağır yenilgiye uğrayan partilerin büyük sıkıntı yaşayarak, eridiklerini geçmiş dönemlerde çok gördük. En güçlü liderlerin ve kadroların bile unutulup gittiği olmuştur.
Bugün 17 yıllık iktidar döneminde AK Parti, çok iyi işler de yaptı. Ancak, yorgun düşen kadrolar tasfiye edildi. Milletten kopuldu. İktidar ile millet arasına mesafe konuldu. Ekonomideki kötü gidiş de bunu tetikledi. Hiç affedilemeyecek hatalar yapıldı. 23 Haziran seçimi bu açıdan önem kazanmış oldu.
Kaybeden her zaman yalnızlaşır.
Nitekim 23 Haziran seçiminde yenilgiye uğrayan Cumhurbaşkanı’nın son Meclis grubuna gelişi bile bu yalnızlığı bir göstergesiydi. Yanında büyük kalabalıklar olan, alkıştan inleyen salonundaki azlık ve durgunluk başka ne ile izah edilebilir? Bir seçim daha kaybedilmiş olsa, bu yalnızlığın daha da artabileceği gözlerden uzak tutulmamalıdır.
Bütün bunların yanında parti tabanında ve tavanda da büyük rahatsızlıkların olduğunu gözlemliyoruz.
Yeni parti kurma çalışmaları tamamen AK Parti’yi parçalama ve bitirme üzerine inşa ediliyor. Gelen haberlere göre AK Parti’den en az 25-30 milletvekilinin de koparak yeni kurulacak partilere geçebileceği ifade ediliyor Böylece AK Parti Meclis çoğunluğunu da elinden kaçırabilir.
Bugüne kadar sesi pek çıkmayanların bile artık seslerinin çıkmaya başlaması ve Erdoğan’ı eleştirmeye başlamaları da önemsenmelidir.
Şimdi yenilgiye suçlu aranıyor. Fatura kime veya kimlere kesilecek kısa zamanda bunu da öğreneceğiz. Şimdi yurt dış gezileri nedeni le bu konulara eğilmeyen Cumhurbaşkanı, içe dönük çalışmalara başladığında nasıl kararlar alacak bunu da bekleyip hep birlikte göreceğiz.
Yazımızın başına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim sonrası açıklamalarından bazı bölümleri paylaştık. Bu yenilgi nasıl değerlendirilecek, değişim nasıl yapılacak, partideki rahatsızlıkların önüne nasıl geçilecek ilerleyen zaman içinde bunları da görmüş olacağız.
Dikkat çektiğimiz asıl önemli sorunların başında ekonomi ve işsizlik geliyordu. İçte ve dıştaki sorunlar yumağının bir an önce çözümü de beklentiler arasında bulunuyor. Bu kadar ağır bir yükü bugünkü iktidar partisi kaldırabilir mi, bugünkü anlayış ile bunu da zor görüyoruz.
Cumhurbaşkanlığı seçimi için daha 4 yıl var. Hiç kimse ve hiçbir parti ed erken genel seçimi dillendirmiyor. Erdoğan’a sorunların üstesinden gelebilmesi için önündeki 4 yıl şansını iyi kullanmasını öneriyor.
Bunca sorunların çözümü bir yana, parti içinde başlayan da önlenebilmesi için Erdoğan başarılı olabilir mi, bunu da önümüzdeki günler içinde bekleyip hep birlikte göreceğiz.
.