Dünyada su sıkıntısının her geçen yıl artması ürküntü veriyor. Ne var ki, susuzlukla mücadele edecek ülkelerden biri de Türkiye olarak öne çıkıyor. Küresel ısınmaların artması, çevre kirliliği ve çeşitli nedenlerle su giderek daha da önem kazanıyor.
Hatta, bir litre suyun, bir litre benzinden çok daha pahalı olabileceği konusunda bile tahminler yürütülüyor
Rus bilim adamlarının yıllar önce yaptığı bir araştırmada Türkiye için şu ifadeler kullanılmıştı:
“Önümüzdeki son 50 yıl içinde Türkiye çöle dönecek ve çok büyük bir su sıkıntısı ile karşı karşıya kalacak.”
Yine Amerikalılar tarafından bu konuda yapılan araştırmalarda da dünyadaki susuzluğa ady ülkeler arasında Türkiye’nin de var olduğunu biliyoruz.
Böylesine ciddi araştırmaların sonuçlarını bilmiyor muyuz? Kuşkusuz biliyoruz ancak tüm bu uyarılara rağmen su konusunda önlem almıyoruz. Bir gerçek daha:
Suyu bilinçsizce tüketen ülkelerin de başında geliyoruz.
Nitekim, geçenlerde küresel iklim değişikliği konusunda yapılan bir toplantıda da konuşmacılar Türkiye’nin 2030 yılında susuz kalabileceği görüşünde birleşti.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi tarafından düzenlenen "İcadiye Tepesi’nde İlk Rasat Etkinliği”nde küresel iklim değişikliğinin yeryüzünde her 4 kişiden birini olumsuz etkilediği, Türkiye’nin de bu durumdan etkilenen ülkeler arasında yer aldığı belirtildi.
Etkinlikte konuşan Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Meteoroloji Laboratuvarı Başkanı Meteoroloji Mühendisi Adil Tek, havadaki gazların moleküler hızlarının artması sonucunda meydana gelen hava sıcaklıklarındaki artışın fırtınalar, yağış rejiminde değişiklikler ve sıcak hava dalgaları gibi ekstrem iklim olaylarının yaşanmasına sebep olduğunu; en sıcak son beş yılı yaşamış olmamıza rağmen kasırgalar, toprak kaymaları, sel felaketleri gibi iklim değişikliğine bağlı doğa olaylarının dünya üzerindeki insanların yüzde 26’sını olumsuz etkilediğini belirtti.
İTÜ'den Prof. Dr. Miktat Kadıoğlu da yapılan incelemelerin 1995-2004 yılları arasındaki 10 yılda dünya genelinde doğal afetlerin 3 kat, bunun sonucunda oluşan ekonomik kayıpların 9 kat arttığına dikkat çekti.
Kadıoğlu, “Dünyadaki ekstrem meteorolojik olayların sayısı hızla artış gösteriyor. Türkiye de bu olumsuz olaylardan etkileniyor. Yanlış arazi planlaması ve su tüketiminde yanlış politikalar nedeniyle Türkiye bir su fakiri olma yolunda hızla ilerliyor. Artan nüfus, iklim değişikliği, su kaynaklarının hızla azalması nedeniyle 2030 yılında su sıkıntısı çekeceğiz, 2050 yılında da su fakiri bir ülke olacağız. Türkiye’de iklim değişikliği risk yönetiminde farklı sektörleri bir araya getiren bütünleşik bir anlayış gerektiriyor” diye konuştu.
Uzmanlar susuzluk konusundaki uyarılarını sürekli yapıyor. Uyarılardan ve çağrılardan biri de şöyle:
“Okullarda su ve çevre dersleri verilmeli. Var olan su kaynakları hiçbir zaman tükenmez, ancak kirlenir ve kullanılamaz hale gelir. Sularımızın bu hale gelmesine engel olalım. Evlerde tüketilen suların sadece yüzde 2’si içme suyu olarak kullanılıyor. Dolayısıyla geri kalan suyun yüzde 98’inin tüketimi konusunda önlemler alınmalı. Ekolojik sorunlar ve bunlara karşı verilecek mücadele önemli.”
Bu kadar hayati bir konu olan suyun daha bilinçli ve tasarruflu kullanılması gerekiyor. Bu konuda bilinçli olduğumuzu söyleyemeyiz. Elimizdeki su kaynaklarının bir gün yetersiz kalacağını düşünerek bugünlerde alınması gereken önlemlerin alınmamasını da çok büyük talihsizlik olarak görmekteyiz.
Türkiye su kaynakları bol bir ülke gibi gözükmesine rağmen kişi başına bin 300 metre küp su düşüyor. Bu nedenle susuzluk sınırına yakın bir ülkeyiz. Dünya susuzluk sınırı bin metre küp olarak belirlenmiş. Tüm bu uyarıları ve hesapları bilmemiz ve adımlarımızı da buna göre atmamız gerektiğini unutmayalım.
Son bir not:
Prof. Dr. Yusuf Demir Dünyada 54 ülkenin 2050 yılı itibarıyla susuzlukla karşı karşıya kalacağını savunuyor. Türkiye’nin de susuzluk sınırına yakın bir ülke olduğuna dikkat çekiyor ve bu konuda bilinçli su tüketimine yönelmemiz gerektiğini söylüyor.