Kuzey Irak’taki referandum sonrası durun hala netlik kazanmadı. Barzani’ye karşı alınması gereken önlemlerin de şu ana kadar sözde kaldığını görüyoruz. Çünkü Barzani’ye geri adım attıracak iki önemli nokta bulunuyor: Bunlardan biri Habur Gümrük Kapısı’nın, ikincisi de petrol bor hatlarının vanalarının kapatılması olarak gösteriliyor.

Daha başka önlemler de var ama, bu iki konunun ön plana çıkmakta olduğunun altını kalınca çizelim.
Kuzey Irak konusunda bugüne kadar alınan ve alınması düşünülen kararların hiçbir sonuç vermediğini ve vermeyeceğini de görüyoruz Bu nedenle Barzani’ye karşı çok daha etkili geri adım attıracak kararların devreye girmesi gerekiyor. Daha açık ifade ile Barzani’nin nefes borusunu kesmek gerekiyor.

Kuzey Irak’taki referandumdan en fazla etkilenen Kerkük ve burada yaşayan soydaşlarımız Türkmenler olmuştur. Yıllardır sıkıntı yaşayan Türkmenler, bu toprakların sahibi olmalarına rağmen, bugünkü ortamda yine bu sıkıntıların ortasında kalan azınlıklar olarak dikkat çekiyor.

Irak Türkmen Cephesi Başkanı Erşad Salihi, “Bölge büyük bir savaş sürüklenebilir; bundan herkes zararlı çıkacaktır” diyor. Türkiye'ye Ankara'ya ve Türk halkına ciddi mesajlar gönderen Salihi, "Bu gerginlik sadece Irak veya çevresindeki bir kaç ülke ile kalmıyor ve tüm bölgeyi ciddi bir gerginliğe sürüklüyor. Kerkük ve Musul sadece bu ülkenin değil tüm bölgenin kaderini elinde bulunduruyor" diyerek bölgenin sıkıntılarını da ortaya koyuyor.

Erşad Salihi’ninn söyledikleri bu kadarla sınırlı değil. Bölgeyi ve Barzani’yi çok iyi tanıyan Irak Türkmen Cephesi Başkanı’nın şu açıklamalarına da dikkatlerinizi çekmek istiyoruz:
“Herkesin bu konuya eğilmekte geç görüyoruz. Kerkük'te bugüne kadar ciddi sorunların ortaya çıkmamasının, Türkmenlerin aklı selim hareket etmelerinin bir sonucu olduğunu söyleyebiliriz, 25 Eylül'deki referandum sırasında Kerkük'te 180 bin oy kullanabilecek Türkmen’in bulunmasına rağmen, bunlardan sadece 30-40 kişi kadarı sandık başına gitmiştir. Bölgede ertelenmiş bir gerginlik bulunuyor, bu gerginliğin erteleme yolu ile değil tamamı ile iptal yolu ile ortadan kaldırılabileceğine inanmaktayız. Bağdat'daki merkezi hükümet daha ciddi olması gerekiyor. Başbakan İbadi hükümetinin yalnız kaldığını ve Mesut Barzani yönetimine karşı alınan veya alınacak olan kararların uygulamaya konulamadığını hepimiz görüyoruz. Komşu ülkelerin de desteği gerekir. Ülkede ise siyasi partiler bu konuda tam anlamı ile İbadi hükümetine destek vermiyor. Kuzey Irak'ta sadece Kürtler bulunmuyor bir çok milletler var. Biz bu halkların zarar görmesini istemiyoruz. İran, Türkiye ve Irak üçlüsünün Kuzey Irak yönetimi üzerinde daha ciddi baskılar uygulaması gerekmektedir. Sınır kapılarının kapatılması ve bunun da ötesinde yaptırımların hayata geçirilmesi gerekiyor. Habur kapısının idaresinin tamamen Irak Merkezi hükümetine bırakılması lazım. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Lideri Mesud Barzani'nin tutumunun devam ettiğini de gözlemliyoruz, Özellikle Kerkük ve Musul'a yönelik tutumlarının sürmesi ve artması durumunda,  bölgede çok büyük bir savaşın kopabileceğini açık yüreklilikle belirtmek istiyorum. Bu savaşta ise Kürtler herhangi bir kazanç elde etmeyeceklerdir; hatta en zararlı çıkacaklar da onlar olacaktır. Diğer milletler de zarar göreceklerdir. Irak ekonomisi ciddi kayıplar verecektir."

Salihi’nin bu uyarıları ve açıklamaları Kuzey Irak’taki tabloyu ve Barzani’nin ne yapmak istediğini bütün çıplaklığı ile gözler önüne seriyor.

Etrafımızda olup bitenler, Kuzey Irak’taki gelişmelerden bizi kesinlikle koparmasın. Çünkü dikkatlerimizi başka yönlere çekerek bizi oyalamaya çalışanların burada yapmak istediklerini birleştirerek adımlarımızı buna göre atmamız kaçınılmaz görünüyor.

Şu noktaya da dikkat:
Bütün uyarılara ve baskılara rağmen Barzani geri adım atmıyor. Bunun ana nedeni arkasındaki dış güçlerdir. Büyük İsrail Projesi çerçevesinde Barzani’ye Amerika, Rusya ve AB ülkeleri de destek veriyor. Bütün hedef, yanı başımızda Büyük ve Bağımsız Kürdistan’ın kurulmasıdır.
Bizi öylesine gündem yaratarak meşgul ediyorlar ki, dikkatlerimiz de ister istemez başka yönlere çekiliyor. Amerika ile son gelişmeler, AB ile ilişkilerimizdeki gerginlikler, Suriye’deki İdlib konusu ve bunlara ek olarak iç meselelerimiz sıkıntılarımızı daha da artırıyor.
Kuzey Irak konusunu hayati bir konu olarak görüyorsak, alınması gereken önlemlerde geç kalmamalıyız. Zaten, Erşad’ın açıklamalarına dikkat edilecek olursa, Türkmen Cephesi Başkanı da “geç kalınmaması” konusundaki endişelerini dile getiriyor.


necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.