Son günlerde Suriye konusu, dış politikamızda ve bölgemizde en önemli konuların başında geliyor. Rusya ile uçak krizinden sonrası başlayan dostluk havası, Suriye konusunda da önemi adımların atılmasına neden oldu. Bunlardan birisi de Kazakistan’ın Astana kentinde Türkiye, Rusya ve İran’ın bir araya gelip, Suriye konusunu masaya yatırması olmuştur.
Komşumuz Suriye’de barışın sağlanması, toprak bütünlüğünün korunması konusunda Türkiye’nin ortaya koyduğu önerilerin en kısa zamanda hedefine ulaşması gerektiğinin önemini biliyoruz. Her zaman söylediğimiz gibi, ülkemizi tehdit eden terör örgütlerine karşı Suriye topraklarında başlatılan askeri harekatı destekliyor ve başarı ile sonuçlanmasını bekliyoruz.
Türkiye ile Avrasya ülkeleri arasındaki iyi niyet ve dostluk ortamının gelişmesine katkıda bulunmak ve bu alanlarda kamuoyu oluşturmak amacıyla 10 yıldır faaliyetlerine aralıksız devam eden Avrasya Ekonomik İlişkiler Derneği (EkoAvrasya), yaptığı etkinliklere ’’Beyin Fırtınası Toplantıları’’ kapsamında ’’Astana’dan Cenevre’ye Suriye Barışı’’ konulu önemli bir toplantı ile yine gündeme not düştü.
Konu ile ilgili olarak Ekonomik İlişkiler Derneği (EkoAvrasya) da Ankara’da ses getirecek bir toplantıya imza attı. “Astana’dan Cenevre’ye Suriye Barışı” konulu etkinlikte bir konuşma yapan Derneğin Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Eren “15 Mart 2011 tarihinde Suriye’nin Dera kentinde muhaliflerin silahlı mücadeleye başlamalarının ardından başlayan iç savaş nedeniyle mülteci konumuna düşen Suriyelilerin sayısı altı milyon, hayatını kaybedenlerin sayısı ise beş yüz bin rakamını bulmuş durumdadır” dedi.
Kazakistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Alimkhan Yessengeldiyev’in katılımı ile gerçekleştirilen toplantının açılış konuşmasını yapan EkoAvrasya Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Eren’i dinleyelim:
“15 Mart 2011 tarihinde Suriye’nin Dera kentinde muhaliflerin silahlı mücadeleye başlamalarının ardından başlayan iç savaş nedeniyle mülteci konumuna düşen Suriyelilerin sayısı altı milyon, hayatını kaybedenlerin sayısı ise beş yüz bin rakamını bulmuş durumdadır. Son yılların en vahşi küresel oyununa evsahipliği yapan Suriye’nin mevcut durumundan kurtulabilmesi için Türkiye, Rusya ve İran’ın üstlenmiş olduğu garantörlük sürecine Kazakistan’ın da katkı sağlamış olması bizleri ümitlendirmiştir. Önümüzdeki günlerde Cenevre’de gerçekleştirilecek görüşmelerin akabinde ümidimiz odur ki Suriye’de barış zemini tesis edilir’’
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Salih Yılmaz’ın konuşmacı olarak katıldığı toplantıda, Türkiye, Rusya ve İran'ın garantörlüğünde 23-24 Ocak 2017 tarihlerinde Astana’da yapılan Suriye'de Barış Görüşmelerinin olumlu sonuçlanmasının büyük önem taşıdığını ümit ettiğini söyledi. Yılmaz daha sonra konuşmasında şu görüşleri yansıttı:
’’Astana Görüşmeleri sonrası yapılan açıklamada 2254 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararına sıkça vurgu yapılarak bundan sonraki müzakerelerin bu karar doğrultusunda ilerleyeceğinin belirtilmesi aslında siyasi çözüme dair beklentileri de artırmıştır. Çünkü 18 Aralık 2015 tarihinde oybirliğiyle kabul edilen 2254 sayılı karara göre Suriye’de acil bir ateşkesin sağlanması ve ülkede siyasi çözüme ulaşılması çağrısı yapılmıştı. Ayrıca ilgili kararda sivil hedeflere yönelik saldırıların acilen son bulması ve Ocak 2016’da siyasi dönüşüme ilişkin bir ateşkes ve resmî görüşmelerin başlatılması çağrısı vardı. Terörist olarak nitelendirilen DEAŞ ve El-Nusra Cephesi bu ateşkes görüşmelerinin dışında bırakılmıştı. Bu gruplara yönelik saldırı ve savunma amaçlı eylemlerin devam edeceğine dair kararlılık belirtilmiş ve sağlanacak olan ateşkesin Birleşmiş Milletler misyonu tarafından gözlemleneceği ilan edilmişti. Astana Görüşmeleri’nin bu kararın kapsama aldığı birçok yükümlülüğü yerine getirdiğini söyleyebiliriz. İlgili kararda BM Misyonuna vurgu vardıysa da Suriye’de Astana Görüşmeleriyle inisiyatifin Türkiye/Rusya ve İran’a geçtiğini söyleyebiliriz’’
Kazakistan hem İran nükleer krizinin çözümünde hem de 24 Kasım 2015 tarihinde Türkiye’nin Rus savaş uçağını düşürmesiyle gerilen ve gerileyen Rusya-Türkiye ilişkilerinde arabulucu olarak bölgesel ve küresel barışa katkı sunduğunu ifade eden Prof. Dr. Salih Yılmaz: ’"Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev, üç garantör ülkeyi Astana’da buluşturarak bölgenin aktörü rolünü pekiştirmiştir. Bu vesile ile kendilerine şükran borcumuz olduğunu da ifade etmemiz gerekir’’ dedi.
Toplantıda genel bir değerlendirme yapan EkoAvrasya Akademik Kurulu Üyesi Doç. Dr. Can Ünver ise Astana Zirvesi’nin Türk Diplomasi tarihi açısından da büyük önem taşıdığını belirterek: ’’Son yıllarda Türk diplomasisinin birçok başarısına şahit olduk fakat şunu belirtmemizde yarar vardır ki Astana Zirvesinin icra edilme aşamasında Türk Hariciyesi büyük bir hamle yaparak tarihe not düşmeyi başarmıştır’’ görüşlerini yansıttı.
Çok sayıda davetlinin katıldığı programın akabinde, Kazakistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Alimkhan Yessengeldiyev ve Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Salih Yılmaz’a EkoAvrasya Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Eren tarafından teşekkür plaketi verildi.
necdetes@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz