Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin açılan davanın ilk duruşması görülüyor. Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, Ankara’da görülen duruşmaya çelik yelek ve 5 koruma polisiyle geldi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da davada hazır bulundu. Mahkeme başkanı, MHP avukatlarının katılım talebini reddetti. Tetikçi Eray Özyağcı, polise ve savcılığa verdiği ifadeyi değiştirerek, kendisini Doğukan Çep’in azmettirdiğini söyledi. Azmettirme suçlamasıyla yargılanan Doğukan Çep, “Ben bu davanın baş aktörüyüm, azmettiricisiyim” dedi ve Sinan Ateş’le yaşadığı anlaşmazlık nedeniyle, Ateş’i ayaklarından vurdurmak istediğini iddia etti. Çep, Hasan Ferit Gedik’in öldürülmesine ilişkin davada, ‘dosyasını halletmesi’ için Sinan Ateş’e para verdiğini ancak Ateş’in telefonlarına çıkmaması üzerine kendisine saldırı düzenlemeye karar verdiğini öne sürdü.
Ankara’da suikast sonucu öldürülen Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş cinayetine ilişkin açılan davanın ilk duruşması Sincan Cezaevi’nde başladı. Sanıklar 19 ay sonra ilk kez hâkim karşısına çıktı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaoğlu, duruşma salonunda Ayşe Ateş'in yanında oturdu.
Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Sinan Oğan salonda yer aldı.
Duruşma saat 09:30 civarında başladı.
DOĞUKAN ÇEP, SALONDAN ÇIKARILDI: "BAY KEMAL NEREDE"
22 sanık jandarma eşliğinde salona getirilerek duruşmada hazır bulunurken azmettirme suçlamasıyla yargılanan Doğukan Çep, "Bay Kemal nerede" diye bağırınca duruşma salondan çıkarıldı.
Duruşmanın başında mahkeme başkanı, taraflara, "Herhangi bir sataşma, laf atma olmasın. Gerek sanıklar gerek müşteki tarafından. Bunlara gerek yok. Bırakın işimizi yapalım. Tahrik etmeye çalışanlar olabilir. Meseli şahsileştirmeyin. Aşağıda bir sanığımız varmış. Salona gelmeden önce bazı sözleri olmuş, olabilir. Sabırlı olacaksınız, sakin olacaksınız, tahriklere kapılmayın" uyarısında bulundu.
Mahkeme başkanının uyarılarının ardından Çep, duruşma salonuna getirildi.
MHP'NİN KATILIM TALEBİNE RET
Bu sırada, müşteki sıralarında söz alan MHP avukatları, davaya katılma talebinde bulundu.
Mahkeme Başkanı, suçtan zarar gören sıfatı bulunmaması nedeniyle MHP’nin katılma talebini reddetti.
Mahkeme salonundaki izleyiciler kararı alkışladı. Mahkeme Başkanı izleyicileri uyardı.
Daha sonra, mahkeme başkanınca iddianame özetinin okunmasının ardından sanıkların savunmalarının alınmasına geçildi.
ERAY ÖZYAĞCI, DOĞUKAN ÇEP'İN AZMETTİRDİĞİNİ SÖYLEDİ
Davayı takip eden gazeteci ve BirGün yazarı Timur Soykan, tetikçi Eray Özyağcı'nın duruşmada savcılıktaki ifadesini değiştirdiğini aktardı.
Savcılıktaki ifadesinde cinayeti kendisinin planladığını söyleyen Özyağcı, mahkemedeki savunmasında kendisini Doğukan Çep’in azmettirdiğini şöyle ifade etti:
"Benim Ankara’ya gitmem lazım’ dedim Doğukan Çep’e. Bana araba ayarladı. Doğukan Çep’in azmettirici olduğunu saklamak için başlangıçta farklı ifade verdim sanki ben planlamışım sadece gibi, onu korumak satmamak için. Ben Suat abiden haber almadım. Doğukan’dan haber aldım bana Sinan Ateş’in yanında iki kişi olduğunu söyledi ve bana ‘Ayaklarından vur sadece Sinan Ateş’in, diğerleriyle uğraşma’ dedi. Ben sadece ayaklarına ateş ettim. Ben kaçarken Sinan Ateş’in yanındakiler bana ateş etti. Ben de onlara. Ben kaçarken ‘Reisi vurduk, reisi vurduk’ diye sesler geldiğini işittim. Sonrasında motora bindik ve Gölbaşı’na doğru gittik. Ardından beni Doğukan aradı ve ‘Sinan Ateş ölmüş, ben sana demedim mi ayaklarından vur’ dedi. Ben de ‘Vallahi ben sadece ayaklarına ateş ettim’ dedim."
"BEN DOĞUKAN ÇEP'İN HAS KARDEŞİYİM"
Tetikçi Özyağcı, devamında şu savunmayı yaptı:
"Beni Yunan askerleri yakaladı. Bana ‘Türk müsün diye sordular ve dövdüler sonra attılar. Ardından da Türk askerlerini gördüm kaçmadım. Emniyete geldiğim ilk andan itibaren de baskı başladı bana. İşkence yapmadılar ama baskı yaptılar. Savcı Dursun Ali Kaya ‘bu davanın siyasi olduğunu düşünüyoruz. Devlet Bey’den emir aldıysan söyle. Durdu Özer ise ‘MHP’li iki ismi ver yeter. Biz seni koruruz’ dedi. Ben de ‘Ne yaptığınızı anlamıyorum, buna alet olmam. Ben suç işlemiş bir insan olabilirim ama karaktersiz değilim. Tanımadığım insanlara iftira atmam. Bana araç fotoğrafları gösterdiler, insan fotoğrafları gösterdiler, Hiçbirini tanımıyordum. Bana ‘ölümden korkmuyor musun? Seçimden sonra her şey değişecek. Sana en yüksek cezayı yazacağım’ dedi. Ben Doğukan Çep’in has kardeşiyim. Benim abim Doğukan Çep’in Sinan Ateş ile yaşadığı sorunlar nedeniyle ayaklarına sıkmak istedim. O ne dediyse onu yaptım. Tahliye talebim yok."
Özyağcı, savunmasında savcıların MHP'yi, MHP'li isimleri suçlaması için baskı yaptığını savunarak, iddianamede kaçırıldığı anlatılan Ülkü Ocakları'na tahsisli aracı hiç görmediğini iddia etti.
Sanık Eray Özyağci'nin savunmasının ardından çapraz sorgusuna geçildi.
Özyağcı, İstanbul'dan ayrılmadan önce sanık Çep'in wi-fi cihazı verip vermediği sorusu üzerine, "Hatırlamıyorum" dedi.
Olay gününden önce Ateş'in ofisinin olduğu bölgeye gittiği hatırlatılarak, adresi kimden aldığı sorulan Özyağcı, "Abim bana ne diyorsa onu yaptım" ifadesini kullandı. Sanık Özyağcı, olayda kullanılan silahı nereden temin ettiğine ilişkin soruya, "Benim yıllardır tabancam var zaten, parasını verip temin etmiştim" cevabını verdi.
DOĞUKAN ÇEP: DAVANIN BAŞ AKTÖRÜYÜM
İfade bitince azmettirme suçlamasıyla yargılanan Doğukan Çep söz aldı. "Ben bu davanın baş aktörüyüm, azmettiricisiyim. İfade vermek istiyorum" dedi. Mahkeme Başkanı "Sıranı bekleyeceksin" dedi.
Sanık Vedat Balkaya, kendisine Sinan Ateş'le olan husumeti nedeniyle Ankara'ya gitmeleri gerektiği söylediğini ileri sürdüğü ifadesini reddetti ve bunun polislerce yazıldığını iddia etti.
Balkaya, "Emniyet’te bizi çırılçıplak soyup damacana suyla işkencede bulundular. Benim ağzımdan çıkmayan onlarca söz var ifademde. Bana polisler işkence etti Kocaeli’de. Aynı işkence Ankara’da da devam etti. Beni kandırdılar. Yaptıkları iyiliğin altında kalmamak için arkadaşça düşünceyle yardım ettim alacak verecek meselesi için. Ben burada birinin vurulacağını bilmiyordum. Beni buraya kandırarak getirdiler, türlü türlü işlere alet ettiler. Ben suç işlemedim. Benim uyuşturucu kullandığım yazılmış bu tamamen polisin yazdığı bir şey" savunmasını yaptı.
Sanık Balkaya, suçsuz olduğunu iddia ederek, tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Duruşmaya 11.20'ye kadar ara verildi.
SANIK SUAT KURT, İFADESİNİ YİNELEDİ
Cinayette keşifçi olarak yargılanan Suat Kurt diğer sanıkların aksine Emniyet ve savcılıktaki ifadelerini yineledi.
Kurt, "Cinayet suçlamasını kabul etmiyorum. Olaydan duyduğum üzüntüyle olayın neresinde ne kadar yer aldığımı söyledim. Doğukan Çep benim sevdiğim bir kardeşim. ‘Ankara’ya gider misin alacak verecek meselesi olan bir arkadaşımız var’ diyerek yardım istedi. O nedenle Ankara’ya geldim. Eray Özyağcıyı tanımam. Dövülecek en fazla ayaklarından yaralanacak dendi bana. Sinan Ateş’in adresi bilgilerini atan benim. Ben sadece bilgilerini yolladım. Olay günü evden çıkarak Çukurambar’a gittim ve Sinan Ateş’i gördüğümü Doğukan’a bildirdim. Sonra Doğukan bana taksiye binip gitmemi söyledi. Taksiye binerken silah sesleri duydum" dedi.
Azmettirme suçlamasıyla yargılanan Doğukan Çep, Hasan Ferit Gedik’in öldürülmesine ilişkin davada, ‘dosyasını halletmesi’ için Sinan Ateş’e para verdiğini ancak Ateş’in telefonlarına çıkmaması üzerine kendisine saldırı düzenlemeye karar verdiğini öne sürdü. Gazeteci Hilal Köylü, Çep'in savunmasını şöyle aktardı:
DOĞUKAN ÇEP: AYAĞINA SIKMAYA GÖNDERDİM
"Sonra aradım onu. ‘Kardeşim senin dosyanı halledecekler, 1 milyon TL istiyorlar’ dedi. ‘1 milyonu veremem’ deyince ‘200 bin olur’ dedi. Sonra buluştuk, verdim 200 bin lirayı. 2021’de tekrar telefonum çaldı, ‘Kardeşim bir 200 bin daha vermemiz lazım’ dedi. ‘Tamam’ dedim. 3-4 gün sonra beni aradı, ‘Üsküdar’a gelebilir misin’ dedi. Parayı verdim. Havadan sudan konuştuk. Parayı verdim, çıktım, Hayatıma devam ediyordum. 2021 sonu yine aradı, ‘Paranın tamamını vermemiz lazım’ dedi. Bir hafta içinde 250 bin TL ayarladım. ‘Abi olmuyorsa paramızı geri alalım’ dedim. Sonrasında telefonumu açmamaya başladı. Ben de ‘Ankara’ya gidiyorum, bunu ayaklarından vuracağım’ dedim. Ankara’ya gidiyorum’ dedim. Ölmesini istemezdim. Öldüğü için de üzgünüm. Ayaklarından vurdurmaya gönderdim.
Bu insanlar bu işlere asla girmezler. Ben onların da başlarını yaktım. Suikast yapmaya gelen maske takar, kendini gizlemez. Ayaklarından vurmasını istedim. Nasıl öldü bilmiyorum. Şok oldum.
Suikast diyorlar ama değil. Halk TV, Sözcü TV; hiçbir şehit ailesinin haberini yapmayanlar suikast dedi."
ARA SONRASI ÖZGÜR ÖZEL AÇIKLAMA YAPTI
Duruşmaya verilen ara sonrası Özgür Özel açıklama yaparak, "O cenazeyi orada bırakıp, sis perdesi indirmeye çalışanlar birileri tarafından korunuyor, kollanıyor ama iddianamede adı geçmesi gereken eski milletvekilleri, çeşitli yöneticiler, telefon irtibatına geçen yöneticilerin adı geçmiyor. Kanlı cinayete sessiz kalmayanları temsil ediyoruz bu işe karışan kim varsa çeksin cezasını deseler partilerini de rahatlatacaklar kendilerini de rahatlayacaklar hareketlerini de rahatlatacaklar. Cinayete karışan kim varsa çeksin cezasını deseler ittifaklarını da rahatlatacaklar" ifadelerini kullandı.
AYŞE ATEŞ: CİNAYETİN KÖKLERİ DÜŞÜNDÜĞÜMÜZDEN DAHA DERİNDE
Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, cinayete ilişkin dava kapsamında bugün görülen duruşmada verilen aranın ardından yaptığı açıklamada, "Günlerdir MHP MYK üyeleri, Ülkü Ocakları yöneticileri, kiralık kalemler ve trol hesaplar tarafından ortaya sürülen ve dosyadaki delillerle uyuşmayan iddialar ve bugün de duruşma salonunda tutuklular tarafından bu iddialarla bire bir örtüşen ifadelerle topyekûn sergilenen kumpas tiyatrosu… Anlaşılan o ki bu siyasi cinayetin kökleri düşündüğümüzden daha derinde" ifadelerine yer verdi.
YOĞUN GÜVENLİK ÖNLEMİ ALINDI
Duruşmanın yapılacağı Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde yoğun güvenlik önlemleri alındı.
Cezaevi kampüsüne giden yolda trafik ve çevik kuvvet polisleri tarafından bazı araçlara arama işlemi uygulandı. Cezaevine giden yolda trafik yoğunluğu yaşanırken, yol kenarında TOMA araçları bekletildi.
Cezaevi kampüsünde 10 kilometre çapında güvenlik önlemleri alındı. Kampüs önünde onlarca çevik kuvvet aracı ve çevik kuvvet polisleri beklerken, basın için ayrı bir alan hazırlandı.
AYŞE ATEŞ, ÇELİK YELEK İLE DURUŞMAYA GELDİ
Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, duruşmaya çelik yelek ve 5 koruma polisiyle geldi.
Ayşe Ateş, duruşma öncesi gazetecilere şu açıklamayı yaptı:
"Eksik bir iddianame ile yarım bir mahkeme kuruldu. Bizim isteğimiz ayrılan dosyanın hızlıca tamamlanması ve eklenerek, eksiklikler giderilerek yargılamanın yapılması. Suçluların yargılanmasından başka birşey istemiyoruz. Hala gelmeyen deliller var. Mahkemede tüm bunları talep edeceğim. Yoğun güvenlik önlemleri altında yaşıyorum, gerekli haller dışında evden çıkmıyorum. Siyasi parti genel başkanları sağ olsunlar bizi yalnız bırakmayacaklarını açıkladılar."
ÖZGÜR ÖZEL: DAVANIN TAKİPÇİSİYİZ
CHP Lideri Özgür Özel, duruşma başlamadan önce salondan Kemal Kılıçdaroğlu ve Ayşe Ateş ile fotoğrafını paylaşarak, "Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş suikasti davasını Sincan'da takip ediyoruz. Adalet tecelli edene, suikast üzerindeki sis perdesi aralanana kadar bu davanın takipçisi olacağız. Yanı başında olacağız demiştik, Ayşe Hanım adalet tecelli etmiştir diyene kadar yanı başındayız" ifadelerini kullandı.
İDDİANAMEDEN
Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş, 30 Aralık 2022 günü Ankara'da uğradığı silahlı saldırıda öldürülmüştü.
Düzenlenen iddianamede, tetikçi Eray Özyağcı ile onu olay yerine getirip, olayın ardından kaçıran Vedat Balkaya ve Suat Kurt hakkında eylem üzerinde ortak hâkimiyet ile müşterek fail olarak Sinan Ateş’e yönelik toplu halde, iştirak halinde ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
Sanıklardan ‘‘silahlı eylemi organize ettiği’’ iddia edilen Doğukan Çep ve şüpheli eski Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demirbaş’ın ise ‘’suça azmettiren olarak maktüle yönelik toplu halde, iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme’’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
Sanıklardan Zekeriya Asarlaya, Hakan Saraç, Ufuk Köktürk, Mehmet Yüce, Mustafa Uzunlar, Askın Mert Gelenbey, Murat Can Çolak, Osman Bayraktar, Caner Güney, Umut Ersoy, Çaglar Zorlu, Aytaç Ataç, Emre Yüksel, Serdar Öktem, Erdem Karadeniz, Alper Atay, Mustafa Ensar Aykal’ın ‘’istirak halinde islenen suça yardım eden fail olarak maktüle yönelik toplu halde, istirak halinde tasarlayarak kasten öldürme’’ suçundan hapis cezası isteniyor. (Birgün)