BURSA ARENA / Haber Merkezi
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve kuvvet komutanları, Milli Savunma Bakanlığı'nda düzenlenen Gaziler Günü törenine katıldı.
Akar, bu törende bir konuşma yaptı.
Gazilerle bu anlamlı günde bir arada bulunmaktan onur duyduğunu söyleyerek, törene katılanlarla birlikte Gazileri alkışladı ve;
"Şehitlik ve gazilik yine bu nedenle şanlı ordumuzu manevi yönden güçlü kılmakta, kahraman ve fedakar mensuplarımızın en büyük motivasyon kaynağı olmaktadır. Malazgirt'te, Çanakkale'de, Milli Mücadele'de, Kore'de, Kıbrıs'ta, 15 Temmuz'da gazaya nasıl ki 'ölürsem şehit, kalırsam gazi' anlayışıyla girmişsek bugün de aynı ruhla, aynı inançla karada, denizde ve havada mücadele etmekteyiz. Asil milletimizin sevgisi, güveni ve duasından aldığımız güçle, vatan toprağımızın, mavi vatanımızın, semalarımızın ve 82 milyon vatandaşımızın huzur ve güvenliği için gece gündüz, yaz kış, dağ bayır demeden başta FETÖ, PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ gibi terör örgütleri olmak üzere, vatanımıza yönelen her türlü tehdit ve tehlikeye karşı azim ve kararlılıkla mücadelemizi sürdürüyoruz. Bu mücadelemiz, en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar yurt içinde ve sınır ötesinde aralıksız devam edecek. İnşallah terör belasını ülkemizin ve milletimizin gündeminden çıkarmaya, terörün kökünü kurutmaya kararlıyız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın". dedi.
Milli Savunma Bakanı Akar, konuşmasını şöyle sürdürdü;
"Sayın Cumhurbaşkanımızın bilgi ve talimatları doğrultusunda amaç, ilke ve hedeflerimizi başlangıçtan itibaren muhataplarımıza açıkça, tekrar tekrar söyledik, masaya, ortaya koyduk. ABD'nin söylediklerini, açıklamalarını yakından takip ediyoruz. Daha önce Münbiç'te, Rakka'da yaptıklarını biliyoruz, aynı şeylerin bir kez daha tekrarlanmasını istemiyoruz. Bu doğrultuda mutabık kaldığımız üzere bölgede, ABD ile hava ve kara devriyeleri icra ediyor ve üs bölgeleri kurulması için de çalışıyoruz. Müzakere ve ortak çalışmalara, birlikte yaptığımız çalışmalara, amaç ve hedeflerimize uygun olduğu sürece devam edeceğiz. Oyalama, geciktirme olursa bu çalışmalar biter. Hazırlıklarımızı yaptık. Gerektiğinde Cumhurbaşkanımızın da söylediği gibi kendi göbeğimizi kendimiz keseriz. B planımız da C planımız da hazır.
Suriye'nin siyasi ve toprak bütünlüğüne saygılıyız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın ancak burada bir terör koridoru oluşturulmasına da asla müsaade etmeyiz. Nihai hedefimiz, Suriye'nin kuzeyinde PKK/PYD/YPG varlığını sonlandırmak, burada bir barış koridoru tesis ederek ülkemizdeki Suriyeli misafirlerimizin, kardeşlerimizin kendi topraklarına, evlerine dönmelerini sağlamaktır.
Çocuklara, torunlara terör belasından arındırılmış, güvenli, müreffeh bir ülke bırakmak için ne gerekiyorsa yapacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde şimdiye kadar hem masada hem de sahada olduk, bundan sonra da olmaya devam edeceğiz. İşte bu azim ve kararlılıkla Suriye'nin kuzeyinde oluşturulmak istenen terör koridoruna müsaade etmedik.
Şimdi de Pençe-3 Operasyonu'nu genişletiyoruz. Komando birliklerimiz bölgede. Teröristlerin teslim olmaktan, bu işten vazgeçmekten başka çareleri yok. Kahraman Mehmetçik, bu hainlerin inlerine girmeyi ve buraları başlarına yıkmayı sürdürüyor. Operasyonlarımız artan bir şiddet ve tempoda devam edecek.
"Yeni bir mülteci akınının, yeni insanlık dramının yaşanmaması için her türlü çabayı gösteriyoruz. 16 Eylül'de Ankara'da düzenlenen üçlü zirvede, taraflarla bu konular görüşüldü ve yaklaşımımız, olaylara bakışımız bizzat Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından dile getirildi. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bölgenin güvenliği, insanların huzuru için barış ve istikrara katkı vermeye devam edeceğiz. Yurt içi ve sınır ötesinde yürütülen terörle mücadele faaliyetlerimizin yanı sıra Kıbrıs dahil mavi vatanımızdaki hak, alaka ve menfaatlerimizi de korumakta kararlıyız. Bu konuda uluslararası hukuka bağlı kalmamız, iyi komşuluk ilişkilerini arzu etmemiz taviz ve zafiyet; 'hiçbir oldubittiye izin vermeyeceğiz, hakkımızı, hukukumuzu koruyacağız.' dememiz de tehdit olarak algılanmamalı. Yaklaşımımız gayet açık. Biz, rasyonel bir biçimde olması gerekenleri söylüyoruz. Kıbrıs'ta kalıcı ve kapsamlı bir çözümden yanayız. Ada'da barış, huzur ve istikrarın ancak bu şekilde sağlanacağını düşünüyoruz. Doğu Akdeniz'de de kaynakların adil paylaşımı yönünde ilkeli bir tutum sergiliyoruz. 1974'te Kıbrıslı kardeşlerimizin haklarını nasıl koruduysak, bugün de aynı kararlılıktayız. Garantör ülke olarak uluslararası hukuk çerçevesinde kendi haklarımızı da Kıbrıslı kardeşlerimizin haklarını da korumaya devam edeceğiz".