Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 12 Eylül Askeri darbesinin 43. Yıldönümünde, “1982 anayasası yerine 2023 anayasası” başlıklı sempozyumda, muhalefete bir kez daha, “yeni sivil anayasa için müzakere” çağrısı yaptı.
Erdoğan, “Onlar da bu işe olumlu bakarlarsa, yolumuza devam edeceğiz. Olursa olur, olmazsa olmaz. Bize düşen kapıları çalmak. Cumhur İttifakı olarak biz buna hazırız” sözleriyle 1 Ekim’de yeni yasama yılına başlayacak parlamentonun gündemine yeni anayasa tartışmasını getireceklerinin işaretini verdi.
Daha önce bu konuda Cumhurbaşkanlığı’nca çalıştaylar düzenlenmiş, Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Eğitim Politikaları Kurulu Başkanı Prof. Dr. Yavuz Atar başkanlığında bir ekibe de taslak anayasa metni hazırlama görevi vermişti.
İktidar partisinin hedeflerinden biri, parlamentoda anayasa değiştirecek sandalye sayısı olmadığı için TBMM’nin yeni yasama yılında bu konuda Meclis’te uzlaşma zemini oluşturmak.
12 Eylül askeri darbesinin 43. Yıldönümünde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve Hukuk Politikaları Kurulu tarafından düzenlenen “1982 Anayasası yerine 2023 anayasası”başlıklı sempozyumda “nasıl bir sivil anayasa” sorusuna yanıt arandı.
Türkiye’nin tanınmış bir çok siyasetçi, yazar, gazetecinin yattığı ve günümüzde artık müze haline getirilen Ulucanlar Cezaevi’nde gerçekleşen sempozyumda söz alan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hukukçular, iktidar partisinin yeni sivil anayasa hedefinin ana hatlarını çizdi, bu konuda atılacak adımların ipuçlarını verdi.
Her ne kadar yeni yasama yılında “yeni anayasa”nın Meclis gündemine getirilmesi planlansa da, hem Erdoğan hem de söz alan hukukçular, parlamento aritmetiği nedeniyle, yeni anayasanın ne zaman yaşama geçebileceği konusunda somut tarih vermedi. Ancak, cumhuriyetin 100. Kuruluş yıldönümünü de kapsayan 2028 seçimlerine kadar bu değişikliğin gerçekleşmesi hedefi konuldu.
Erdoğan: Tüm partilerin kapısını çalacağız
Sempozyumun açılışında konuşan Cumurbaşkanı Erdoğan, 82 anayasasını “12 Eylül yönetiminin ülkenin kalbine sapladığı en büyük hançer” olarak nitelendirdi, yapılan değişikliklere karşın, halen darbe anayasasının yürürlükte olduğuna işaret etti.
TBMM’de sonuç alınamayan anayasa değişikliği çalışmalarını anımsatan ve bu konuda muhalefetin suçlayan Erdoğan, yeni anayasa iddiasından vazgeçmediklerini ve bunun uzlaşma zemini aramaya devam edeceklerini söyledi. Erdoğan, konuşmasında yeni anayasanın nasıl olması gerektiğini ise şöyle tarif etti:
“Türkiye demokrasi ve hukuk pratiği bize şunu söylüyor: Kısa metinler bürokratik oligarşinin istismarına uğrayabilir. Uzun metinler de siyasi ve sosyal dönüşümün önünü tıkayabilir. Dolayısıyla bize lazım olan, lafzı, ruhu ve hacmiyle, milletimizin dünyaya ve hayata bakışına, ülkemizin birikimine ve hedeflerine uygun bir anayasa metnidir. Eskiler buna ne der? 'Efradını cami, ağyarını mani (Ne eksik, ne fazla)'”
Sempozyuma katılan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanı Abdullah Güler’in yeni anayasa için parlamentoda müzakere sürecinde etkin rol alacağına işaret eden Erdoğan, “Biz parlamentodaki tüm gruplarla bunları konuşacağız, görüşeceğiz. Onlar da bu işe olumlu bakarlarsa yolumuza devam edeceğiz. Olursa olur, olmazsa olmaz, bize düşen kapıları çalmak” sözleriyle yeni anayasa stratejisini açıkladı.
Uçum: 2024’ten sonra kabul edilse bile 2023 anayasası olsun
Sempozyumun açış konuşmasını yapan, Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum ise yeni anayasa için isim önerisi getirdi. Anayasaların kabul ediliş tarihleriyle anıldığını anımsatan Uçum, hangi tarihte kabul edilirse edilsin, yeni anayasanın “2023 Anayasası” olarak adlandırılması gerektiğini söyledi:
“Hedef 2023 Anayasasıdır. 2023’ten sonra hangi yılda kabul edilirse edilsin Türkiye Yüzyılında kabul edilecek yeni anayasanın adı 2023 Anayasası olmalıdır. O nedenle gelin hep birlikte cumhuriyetin 100. Yılını da kapsayan TBMM’nin 28. Yasama döneminde Türkiye Anayassı mutabakatı sağlayalım. Bu kez olsun tam olsun diyelim. Türkiye yüzyılını yeni anayasayla görkemli şekilde başlatalım.”
“Hak ve özgürlüklerin eksiksiz yer aldığı, sınırlamaların istisna olduğu, özgürlükçü” anayasa çerçevesi çizen Uçum, mevcut anayasada yer alan “başkanlık sistemi”, “üniter yapı, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti, resmi dilin Türkçe, İstiklal Marşı” gibi temel ilkelerin korunacağını söyledi.
Uçum, yeni anayasadaki özgürlük-güvenlik çerçevesini ise “beka” kavramıyla çizdi:
“Beka tehdidi oluşturacak ya da beka tehditlerine zemin ve güç kazandıracak bir hukuk uygulaması evrensel hukuk adına olsa bile egemen bir devlet açısından meşru değildir ve asla kabul edilemez. Bu nedenle yeni anayasa hedefinde milli anayasa yaklaşımı belirleyicidir.”
Karatepe: Başlangıç hükmü kaldırılsın
Erdoğan’ın konuşmasının ardından, sempozyum kapsamında “yeni anayasa ihtiyacı ve temel yaklaşımlar” ve "Yeni Anayasada Hak ve Özgürlükler Yaklaşımı ile Erklerin Düzenlenme Esasları ve İlişkileri” başlıklı iki oturum başlıklı ikinci oturum düzenlendi.
Eski TBMM Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı’nın yönettiği ilk oturumda söz alan Yerel Yönetim Politikaları Kurulu Başkanvekili Prof. Dr. Şükrü Karatepe, mevcut anayasanın başlangıç, değiştirilemez hükümleri, egemenlik hakkı, milletvekili ve cumhurbaşkanlığı yeminine ilişkin hükümlerini eleştirdi.
Anayasanın başlangıç bölümünün bir “darbe manifestosu” niteliğinde olduğunu belirten Karatepe, “Başlangıç olmamalı. Olacaksa da demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğünü vurgulayan küçük bir paragraf olmalı” görüşünü dile getirdi.
Egemenlik hakkının kullanımı konusunda değişiklik yapılmasını öneren Karatepe, TBMM eliyle kullanılan egemenlik hakkının cumhurbaşkanını da kapsayacak şekilde genişletilmesini istedi:
"Çok ısrarlı değilim ama belki şöyle bir hüküm yazılabilir; 'Millet, egemenliğini doğrudan halk oylaması yoluyla kendisi ve yasama, yürütme, yargı organları eliyle kullanır' gibi bir açıklama yapılabilir. 'Yasama doğrudan halkın seçtiği parlamento, yürütme ise halkın seçtiği cumhurbaşkanıdır'...”
Anayasa’nın değiştirilmesi teklif edilemeyecek hükümlerini de eleştiren Karatepe, “Anayasada değiştirilemez diyoruz, ama darbeciler geliyor, değiştiriyor” eleştirisi yöneltti.
Türkiye’nin başkenti, bayrağı ve dilinin değiştirilmesini kimsenin talep etmediğine dikkat çeken Karatepe, değiştirilemez hüküm olarak sadece, “Türkiye devleti bir cumhuriyettir, bu hüküm değiştirilemez” ifadesinin konulabileceğini söyledi.
Atar: Yeni anayasa konusunda kuşkular var, gidermeliyiz
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, 2021 yılında, “yeni sivil anayasa” için ön çalışma yapmakla görevlendirdiği Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu Başkanvekili Yavuz Atar da konuşmacılar arasındaydı.
Atar, yeni anayasa çalışmalarına ilişkin kuşkular olduğunu anımsatarak, “Türkiye'deki bütün kesimlerin kendilerini özgür hissedebilecekleri, kendilerine hukukun uygulanabileceklerine inandıkları, adaletin işleyişi konusunda şüphe ve tereddütleri olmayacağı anayasa sistemi inşa etmek ve bunu uygulamak durumundayız. Bazı kesimler bizim anayasa söylemimizden kuşku duyuyorlarsa bunları giderecek açıklamaları ve çalışmaları ortaya koymak durumundayız” görüşünü dile getirdi.
BBC Türkçe / Ayşe Sayın