Bir Peter Handke ismi aldı yürüdü basın ve medya da.. Tabii ki öncelikle bu isim Srebrenitsa Katliamı ve katil Miloseviç'i hatırlattığı için konuyu izlemeye başladım. Bu vesileyle Srebrenitsa Şehitlerinin gelecek nesilde iz bırakmasına katkıda bulunmak niyetiyle de kısaca o günlerden bahsetmek isterim.
1992 yılında Sırpların Bosna’da başlattıkları soykırımın ardından, bölgeye müdahale eden Birleşmiş Milletler güçleri, Srebrenitsa dahil 6 bölgeyi "Güvenli Bölge" olarak ilan etmişti.
Yaklaşık 24 Bin nüfuslu olan Srebrenitsa, savaş mültecilerinin de gelmesiyle 60 bin civarında bir insan yoğunluğuna ulaşmış durumdaydı. Ancak şehir savaşın yansımasıyla açlık, sefalet ve hastalıklarla mücadele veren bir "Mülteci Toplama Kampı" görüntüsündeydi. Bölgede Birleşmiş Milletleri temsilen görev yapan 400 Hollandalı askerden oluşan bir koruyucu güç de mevcuttur. BM bir iki kez bölgede F16 uçaklarına uçuş yaptırmış, ancak devamında başka bir ses de gelmemiştir. Srebrenitsa'daki halk çaresiz ve sahipsizdir. Silahlarını da BM gücüne teslim etmişlerdir.
İşte tam bu günlerde Ratko Mladiç komutasındaki Sırp Milislerin, Srebrenitsa’ya sürekli baskınlar yapmaları nedeniyle bölgedeki Müslüman Boşnaklar, Birleşmiş Milletler gücünün Hollandalı Komutanı Thom Karremans'tan silahlarını geri almak isterler ancak bu istekleri sürekli geri çevrilir.
Bunun da ötesinde, Hollandalı askerler bir gece yarısı Bosna’daki BM Barış Gücü komutanı'ndan aldıkları emirle şehri boşaltırlar. Komutan Karremans kendisine sığınan 25 bin mülteciyi ve şehri bir gecede Sırplara teslim eder..
Bu gelişmenin en üzücü tarafı, bölge insanlarının BM'in varlığı hikayesiyle güvendirilip, peşinden de aldatılması idi. Oysa Onlar, BM'in gölgesine inanmış ve güvenmişlerdi. (Bu stratejik noktada anılan katliamın suçlusu sadece Miloseviç değil, bence Birleşmiş Milletler Teşkilatı'na egemen olan ve o devredeki politikalarını belirleyen diğer tüm devlet adamlarıdır diye de düşünüyorum).
Peki Sırplar ne yapmıştı?
Önce binlerce erkek ve bunlarla birlikte kadın ve çocukları ormanlık alanlarda, boş fabrika binaları ve depolarda tutsak ettiler. Ve peşinden de acımasızca katlettiler. Yıllar boyu yapılan araştırmlarda belirlenenlere göre, 8.372 masum Boşnak Müslüman erkek, kadın ve çocuklar.. Halen bulunmamış bir kısım toplu mezarlar da ortaya çıkartılıyor.
Hitler'in o kanlı katliamlarından farklı bir olay değildi bu yaşananlar. Birleşmiş Milletler'in Srebrenitsa’yı güvenli bölge ilan etmiş olmasına rağmen, 400 silahlı Hollanda barış gücü askeri, Onları elleriyle Sırp katillere teslim etmiş ve seyirci kalmışlardı.
O günlerde "Birleşmiş Milletler Teşkilatı var" diye bizim ülkemiz de seyirci durumunda kaldı malesef..
***
Şimdi gelelim günümüze;
Neredeyse 120 yıla yakındır bir NOBEL ÖDÜLÜ salıverilir insanlığın önüne.. Birileri organizeyi yapar, birileri seçici kurul hikayesine (barış, ekonomi, fizik, kimya tıp ve edebiyat gibi konularda öne çıkmış) birilerini seçer ve bir kral tarafından da o ödül sahiplerine takdim edilir.
2019 NOBEL EDEBİYAT ÖDÜLÜ de 10 Aralık 2019 günü İsveç Kralı Carl 16. Gustaf eliyle Avusturyalı yazar PETER HANDKE'ye verilir.
Bu adı geçen kimdir diye bakıyorum ki neler çıkıyor karşımıza;
Uluslararası mahkemede savaş suçları ve soykırımdan yargılandığı sırada hayatını kaybeden eski Sırp lider Slobodan Milosevic'in büyük bir hayranı olan,
Kosova'da savaş devam ederken yayımlanan bir makalesinde "Sırpları destekliyorsanız, ayağa kalkın" ifadesini kullanan,
Yazdığı yazılarıyla Sırplara ve Miloseviç'e sürekli arka çıkan,
Saraybosna'daki Müslüman Boşnakların "kendi kendilerini öldürdüklerini ve suçu Sırplara attıklarını" savunan,
Sırpların Srebrenitsa'da soykırım yaptığına asla inanmadığını ilan eden,
Miloseviç'i cezaevinde ziyaret eden,
Onun lehine tanıklık etmek için girişimlerde bulunan,
Milosevic'in 2006'daki cenazesine de katılarak yaptığı konuşmada, "Yugoslavya için Sırbistan için Slobodan Miloseviç için buradayım" diyen,
Hulasa masum kadınların ve çocukların eli kanlı katili olduğu tescillenen Miloseviç'in bu dünyada kalan belki de tek sevgili dostu olan PETER HANKE..
Nasıl bir dünyada yaşıyoruz anlayamıyorum.
Bu NOBEL hikayesinin patronları, adam mı bulamamışlar da, insanlığın yüz karası katillerin destekçisi böyle bir yazar paçavrasını öne çıkartıyorlar. İyi niyetle ve insanca davrandıklarına inanmak da zor doğrusu..
Bu arada,
"İsveç Akademisi ile gurur duyuyordum ancak şu an tek hissettiğim utanç ve suçluluk. 27 yıl önce Bosna'da soykırıma şahit oldum. Nobel Edebiyat Ödülü'nün Bosna Hersek'te yaşanan soykırımı inkâr eden Peter Handke'ye verilmesinden dolayı Nobel madalyamı iade edeceğim" diyen İsveçli gazeteci Christina Doctare'ı da tebrik ediyorum. BM Barış Gücü sağlık ekibinde 1988 yılında yaptığı hizmetler nedeniyle ekip olarak Nobel madalyası almış bulunan bu gazeteci de, aldığı o Nobel ödülünü protesto amacıyla iade ediyor.
Hangi Milletten olursa olsun, onurlu, namuslu ve vicdanlı insanların da bulunduğunu düşünmek bir nebze mutlu ediyor insanı.
Tabii ki Nobel Ödülü törenine katılmayacağını açıklayan ve Peter Handke’ye ödül verilişini protesto eden Devletimizi de tebrik ediyorum.
Bu vesileyle Srebrenitsa'daki o insalık dışı kanlı katliama izin verip seyredişiyle BİRLEŞMİŞ MİLLETLER TEŞKİLATI'nı,
Srebrenitsa Kasabı SLOBODAN MİLOSEVİÇ'i,
Ve Onun heyecanlı destekçisi PETER HANDKE'yi,
Ve Ona NOBEL EDEBİYAT ÖDÜLÜ layık gören İSVEÇ AKADEMİSİ SEÇİCİ KURULU'nu
Ben de kınıyor;
SREBRENİTSA, HOCAALİ, KIBRIS, KIRIM, TRAKYA, BAŞBAĞLAR, UYGUR, ARAKAN ve dünyanın neresinde ve hangi zaman diliminde olursa olsun tüm katledilerek Şehit olmuş Kardeşlerimizi, bu vesileyle dua ve rahmetle anıyorum.