Kimine göre taşı toprağı altın oldu yıllarca. Her çağda var oldu, gözde oldu İstanbul. Bir çağ açılıp diğerinin kapandığı yer. Byzantion-Augusta Antonina-Nova Roma-Konstantinopolis-Konstantiniye-İslambol ve İstanbul.
Yunan-Roma-Bizans ve Osmanlı yönetimlerinde bulunduğu tespit edilmiş bir şehir İstanbul. Dünyanın başşehri. Her daim çekim merkezi olmuş. O beldede yaşayanlar şehre değer katar derler. Türkiye denince ilk akla gelen il İstanbul’dur. Yabancı bir sporcu, Türkiye’ye gelecekse öncelikle İstanbul’u tercih ediyor. İstanbul takımlarına transfer olanlar sırf İstanbul’da kalmak adına daha düşük ücretlerle bile oynayıp İstanbul da kalmayı seçiyor. Yine iş adamları büyük şirketler de öyle. Bursa da ve dahi Türkiye’nin bir çok ilinde fabrika sahiplerinin evleri İstanbul da. Bursa daki iki otomobil montaj fabrikasının genel müdürlükleri de İstanbul da değil mi ?
Şimdilerde yeni havaalanı, 3. Köprü, 2. boğaz projesiyle 30 Milyonluk bir şehir oluşturulmak isteniyor. Bazı bakanlıkların İstanbul’a taşınması da gündeme geldi.
Diğer taraftan rafa kaldırıldığı sanılan ama asla geri adım atılmamış olan “Galataport” saman altından akan su gibi ilerletiliyor.
Bu meyanda dünya siyonizminin önemli iki ailesi, Rockefeller-Rothschild finans temsilciliği kurulması da düşünülen İstanbul-Galataport projesinde ailelerinden temsilcilerini buraya yerleştirmek istiyorlar. Yine İngilizlerin aynı Hong kong gibi özerk bir bölge haline getirtilip bölgeye girişlerin de kontrolle sağlanması istenmekte.
Osmanlı da Galata tüccarları diye bilinen tefeciler defansa çekilmiş, ancak vazgeçmemiş durumdalar. Buldukları ilk fırsatta kaldıkları yerden devam edecekler.
Galataport ne diye sorarsanız, Galataport veya Salı Pazarı Kurvaziyer Limanı Projesi Karaköy Rıhtımı ile Mimar Sinan Üniversitesi Fındıklı Kampüsü’ne ait bina arasındaki sahil şeridinde yer alan bir liman ve kentsel dönüşüm projesi. Proje kapsamında yeni bir kruvaziyer terminali, bekleme alanları, biletleme kontuarları, devlet otoriteleri için kullanım alanları, duty free dükkanları, teknik alanlar, otel, restoran ve diğer ticari işletmeler inşa edilmesi hedeflenmektedir.
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi bölgenin ulaşım altyapısı ve yerleşim dokusunun olumsuz etkileneceğini, yeşil alan olması gereken yerler otoparka çevrildiğini, sahilin kamuya kapatılacağı yönünde projeye olumsuz eleştirilerde bulundu.
Şehir Plancıları Odası, Mimarlar Odası ve İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubelerinin Türkiye Denizcilik İşletmeleri’ne ait 2012 yılına ait Nazım planı kararına karşı Danıştay 6. Dairesi’nde açtığı davanın bilirkişi raporunda Nazım İmar ve Uygulama Planları'nın, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na uygun hazırlanmadığı, kıyının tümüyle kamuya kapalı hale getirilmiş olduğu, İstanbul 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun kararında tanımlanan 'tarihi Tophane Meydanı' düzenlemesi için yasal zemin oluşmadığı gibi olumsuz eleştiriler yer almasına rağmen eleştiriler tamamen “tırı vırı” dan ibaret.
Böyle bir uygulamaya geçildiğinde aslında İstanbul elimizden sıyrılıp su gibi akıp gidecek. Yapımına başlanmış 500 Bin kişilik yeni bir yerleşim merkezi var. 2. Boğaz projesi de yine başka bir yerleşim planını içeriyor.
En tehlikeli olan ise dünyanın en zengin iki Siyonist ailesinin İstanbul’a yerleşme kararları.