Türkiye Cumhuriyeti’nin, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 94’üncü yılını kutladık coşkuyla. Yurt çapında düzenlenen törenler, yürüyüşler ve diğer etkinlikler Türk Milleti olarak hepimizi gururlandırdı. Yazılı basın, televizyonlar, radyolar ve sosyal medya da, yayınlarıyla bu coşkuya katıldı.
Sosyal medyada yer alan kutlamalardan, meslektaşım, ağabeyim Atilla Girgin’in yazısı dikkatimi çekti. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun bir özeti olan bu yazıyı sizlerle paylaşmak istedim:
"TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ’NİN KURULUŞU
Kurtuluş Savaşı (Milli Mücadele - İstiklal Harbi) ve
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Kuruluşu (29 Ekim 1923):
Balkanlar’daki hicranın, Kafkaslar’daki ıstırabın, Ortadoğu’daki ihanetin enkaza dönüştürdüğü 600 yıllık İmparatorluk’tan kalan bir avuç Anadolu Toprağı'nda, Türk Milleti'nin yeniden şahlanışıdır.
TÜRK MİLLETİ
“Türkiye’de yaşama olanağı bulmuş tüm kişiler, bir kez daha anımsamalı ki: Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye Halkı'na, Türk Milleti denir.” MUSTAFA KEMAL ATATÜRK..
TÜRKİYE CUMHURİYETİ YURTTAŞLARINA
Yasadışı yöntem ve kanlı eylemlerle Devletimizi parçalamaya, insanımızı bölmeye, geleceğimizi karartmaya yönelik girişimler ve bunları tezgâhlayanlarla dayanışma içinde olan “satılmış işbirlikçilerle mücadele” görevlerimizin başında gelmelidir.
İnsanlıktan nasibini alamamış, izan ve insaf yoksunu o onursuzlara şöyle seslenmeliyiz:
'Biz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içinde, kökenleri ya da dini inançları ne olursa olsun yaşayanlar, güneşinde ısınıyor, yağmurunla bereket buluyor; ekmeğini yiyor, suyunu içiyoruz; rızkımız bu topraklarda...
Herkes bilsin ki, parçalanacak Devletimiz, paylaşılacak vatanımız, indirilecek bayrağımız, yeniden çizilecek sınırımız, elden çıkarılacak toprağımız, terk edilecek ilimiz, vazgeçilecek insanımız, gidilecek yurdumuz, başka bir coğrafyada gelecek arayışımız yok. Biz, doğusuyla, batısıyla, güneyiyle, kuzeyiyle büyük bir aileyiz.
BİZ BU ÜLKENİN, CENNET VATAN TÜRKİYE’NİN SAHİBİYİZ.
HEP DE SAHİBİ KALACAĞIZ.."
***
Şimdi de geçen haftaki gelişmelere ve bu hafta olacaklara bir göz atalım.
Melih Gökçek, ilçe ve il düzeyinde toplam 23 buçuk yıl süren Belediye Başkanlığı görevini bıraktı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan ayrılan Gökçek, "İstifamı Recep Tayyip Erdoğan istedi. Emir demiri keser. Başarısız olduğumu düşündüğüm, yorgun olduğum için değil, sadece ülkemi lider ülke yapacağına inandığım Erdoğan'ın talebini yerine getiriyorum” diyordu. Melih Gökçek istifa açıklaması yaptığı sırada, son yerel seçimdeki rakibi Mansur Yavaş ise, Twitter’den “İnleyen nağmeler” yazan mesaj atıyordu.
***
“Son ümidim de bitti” diye başlayan şarkıda olduğu gibi, Danıştay’ın kararına rağmen yaz saati uygulaması konusunda ümitler suya düştü. Bakanlar Kurulu, Yaz Saati uygulamasının devam etmesini kararlaştırdı. Bu konudaki ek karar Resmi Gazete’de yayımlandı. Uygulamanın sürekli hale gelmesini öngören yasal düzenleme ise Meclis gündeminde bulunuyor. Böylece hükümet, öğrencilerin sabahın ve akşamın karanlığında yollara düşmesinin yarattığı sıkıntıları, (enerji tasarrufu bahanesiyle) dikkate almadığını gösterdi.
Uygulama Avrupa Birliği’nde de tartışılıyor. Yaz saati uygulamasına son verilmesine ilişkin istekler olduğunu açıklayan AB Komisyonu yetkilileri, taleplerin incelemeye alındığını belirtti.
***
Meclis Plan ve Bütçe Bütçe Komisyonu’nda geçen hafta Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın sunumuyla başlayan bütçe maratonu bu hafta hızlanacak. Hafta içinde TBMM, Cumhurbaşkanlığı ve ona bağlanan MİT Müsteşarlığı, Başbakanlık, bağlı kuruluşlar, Tarım, Ulaştırma ve Sanayi Bakanlıklarının bütçeleri sırasıyla ele alınacak.
Meclis Genel Kurulu’nda da, Helal Akreditasyon Kurumu kurulması’na ilişkin tasarı ile Torba Yasa Tasarısı görüşülecek. Torba tasarıda, ileri saat uygulaması ve Motorlu Taşıtlar Vergisi’nin yanı sıra birçok alanı ilgilendiren düzenlemelere yer veriliyor.
***
Dıştaki en son gelişmeye gelince;
Kuzey Irak’taki bağımsızlık referandumundan sonra gözümüzü İspanya’nın Katalonya bölgesindeki bağımsızlık referandumu ve sonrasındaki gelişmelere çevirmişken, Barzani yeniden dikkatimizi bu tarafa çekti.
Hafta sonunda Kuzey Irak Parlamentosu’na mektup yazarak, "Başkanlık yetkilerini IKBY Parlamentosu ve IKBY Hükümeti'ne bölüştürüp görevinden çekileceği"ni ileten Barzani’nin, Başbakan Binali Yıldırım ile bir saat süren telefon görüşmesi yaptığı da ileri sürüldü.
Söz konusu gelişme nedeniyle kuzey Irak’ın bu haftaki gündeminde Mesut Barzani’nin “veda”sı öne çıktı.
Bu arada, Türkiye’nin bölgeye yönelik ambargosu ile yaptırımlarının gevşetilmesine yönelik iç ve dış baskıların artması ise dikkat çekmeye başladı.
İyi haftalar.
remzidilan_48@hotmail.com
Mum gibi bir köşe yazısı, tebrik ederim. Zevkle okudum, bilgiler edindim. Kaleminize ve yüreginize kuvvet.