Yaz mevsiminin başlamasıyla PKK terörü de, trafik kazaları da artmaya başladı. Verilen her şehit haberiyle yurdun dört bir yanında yürekler yanarken, cinayet gibi trafik kazalarındaki ölü ve yaralılar nedeniyle ocaklar sönüyor.
Terör dünyada da can alıyor… Londra’daki patlamada 22 kişi öldü 50’yi aşkın kişi yaralandı. Olayın ardından Avrupa’da güvenlik alarmı verildi. Brüksel’deki NATO zirvesi sırasında ise güvenlik önlemleri üst seviyedeydi. Toplantıda nihayet, NATO’nun IŞİD ile Mücadele Uluslar Arası Koalisyonu’na resmen katılması kararı alındı. Kara göre NATO, koalisyona istihbarat ve lojistik destek verecek.
Zirve sırasındaki görüşmelerde, IŞID’ın faaliyet alanı daraldıkça bölgeden kaçan teröristlerin çeşitli yollardan Avrupa ülkelerine sızdığına dikkat çekildi. Bu nedenle, Suriye sorunu tümüyle çözülmeden Avrupa’nın ve dünyanın rahat nefes alamayacağına dikkat çekildi. Göç konusu değerlendirilirken, geri kabul anlaşmasına ilişkin verdiği sözleri tutmayan Avrupa tarafında mahçup bir tavır gözlendi.
ABD Başkanı Trump’ın ilginç tavırlarıyla herkesi gülümsettiği zirve sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AB liderleriyle, hele hele Almanya Başbakanı Merkel ile yaptığı görüşmeler sırasında nefesler tutuldu. AB liderleriyle yapılan görüşmede Türkiye’deki insan hakları ihlalleri gündeme geldi. Ayrıca, AB üyeliği görüşmeleri konusunda 12 aylık bir yol haritası üzerinde çalışılması kararı alındı. Anlaşılan, Türkiye’de referandum, Avrupa’da ise seçim propoganda süreci sona erince iki tarafta da yelkenler suya inmiş.
Merkel’e gelince, Alman parlamenterlerin İncirlik Üssünü ziyaretine izin verilmemesi halinde askerlerini geri çekeceği konusunda direndi. Die Welt gazetesinin tutuklanan Türkiye Muhabiri Deniz Yücel’in serbest bırakılmasını da istedi.
İncirlik’i ziyaret edecek Alman parlamenterlerin listesini isteyen Erdoğan, Türkiye’ye dönerken uçakta “Merkel gazeteci Deniz Yücel’in tutuklanmasına kafayı takmış, halbuki Almanya’da nice Denizler var” dedi. Sayın Erdoğan, Merkel’in Denize kafayı taktığı gibi, biz de basın camiası olarak, gazeteci arkadaşlarımızın tutuklanmasına kafayı takmış durumdayız. Haberiniz ola.
Karadeniz Ekonomik İşbirliği toplantısı sırasında Türk tarafının Rusya ile yaptığı görüşmelerde, bu ülkenin vize ve "domates" dışında tüm engellemeleri kaldırıldığının açıklanması ise hüzün vericiydi.
"Domates" sadece Türkiye ile Rusya arasında bir sorun değil, inanmayacaksınız ama CHP’nin de sorunu. Gençliğinde lakabı “domates” olan Deniz Baykal’ın, 2019’daki Cumhurbaşkanı seçiminde Erdoğan’a rakip olacak adayının nasıl belirleneceğine ilişkin açıklamaları CHP yönetimini germiş durumda. Bu açıklamalara içerleyen Kılıçdaroğlu, aday belirleme turlarına başladı. Sırasıyla Demokrat Parti, Fazilet Partisi ve Vatan Partisi Genel Başkanları ile görüştü.
Ankara’da görülmeye başlanan FETÖ Darbe Girişimi Çatı davasında üst düzey eski komutanların açıklamaları o karanlık gecenin perdesini aralamaya başladı.
Meclis Araştırma Komisyonu ise rapor taslağını hazırladı. Komisyon Başkanı Reşat Petek, "Taslak Raporda, 15 Temmuz Darbe Girişiminin düzenleyicisi olarak Fetullahçı Terör Örgütü'nü” adres gösterdi. MİT’ten rapor geldiğini,Genelkurmay bilgilendirmesinin ise arkasından geldiğini söyleyen Reşat
Petek, CHP’ye FETÖ yardımı iddiasıyla gereksiz bir tartışmayı başlattı. 12 Eylül 1980 darbesinden bu yana kurulan yeni Siyasi Partilere iş dünyasının yaptığı resmi olmayan yardımları dünya alem biliyor. 40 yılını geride bırakan bir gazeteci olarak söyleyebilirimki, bu partiler arasında, Cumhurıyet’in kıdemlisi Ana Muhalefet Partisi’nin adını hiç duymadım.
Tayyip Erdoğan Genel Başkan seçilince, kabul edilen tüzük değişikliği ile Genel Başkan Vekilliği makamı oluşturuldu. Bu uygulamanın Türk siyasi tarihinde ilk olmadığını biliyor muydunuz? 1946 yılında Demokrat Parti kurulup, Temmuz ayında seçimler yapıldıktan sonra, partili Cumhurbaşkanlığının sıkıntıları da ortaya çıkmaya başlamıştı. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, DP lideri Celal Bayar ile uzun görüşmeler yaptı. Bayar’ın yakınmalarının artması üzerine, CHP’nin 7’nci Kurultayında Tüzük değişikliği yapılarak “Genel Başkanvekilliği” makamı oluşturuldu ve bu göreve Hilmi Uran getirildi. İsmet İnönü de bu değişiklikle, CHP Genel Başkanlığından fiilen ayrıldı.
Başbakan Binali Yıldırım daha Genel Başkanvekili atanmadan, partisinin kapalı Grup toplantısında AKP Grup Başkanı seçildi. CHP ise, hem Erdoğan’nın parti Genel Başkan olması, hem de Binali Yıldırım’ın MKYK üyeliğinden ayrılmadan Grup Başkanı Anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu’na aykırı olduğunu iddia ediyor.
Erdoğan’ın Meclis Genel Kurulu Salonu’na girmeyeceği, Salı günleri ise, AKP Meclis Grubu toplantısında konuşma yapacağı ve ikinci kattaki makam odasında partilileri kabul edeceği de bu arada netleşti
AKP’nin üst yönetimi, il ve ilçe teşkilatlarının yönetimleri ile hükümetin yeniden şekillenmesi konusunda adımların atılacağı yeni bir haftaya başlıyoruz. Neler olup bittiğini hep beraber göreceğiz.
remzidilan_48@hotmail.com