İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayları Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu’nun katıldıkları, televizyonlarda canlı olarak yayınlanan tartışma programı büyük ilgi gördü.
İki adayın programdaki açıklamaları ile tavır ve davranışları, sosyal medyada farklı şekillerde yorumlanırken, televizyonlardaki tartışma programlarında da çeşitli yönleriyle değerlendirildi. Yorum ve değerlendirmelerden bazıları şöyle:
-Binali Yıldırım gecikince program 2-3 dakika geç başladı.
-Moderatör İsmail Küçükkaya, tartışma programının formatını anlatırken kaç soru sorulacağını ve toplam sürenin ne kadar olacağını net bir şekilde açıklamayınca adaylarda tereddütler oluştu.
-Sorulara cevap süresinin 3 dakika ile sınırlandırılması ve adayların karşılıklı tartışmalarına olanak tanınmaması doğru olmadı.
-Tartışma programındaki oturma düzeni yanlıştı. İki adayın birbirinin gözüne bakarak konuşmasına olanak sağlanmalıydı. Tartışma programı ayakta yapılsa daha iyi olurdu. (Ancak Binali Yıldırım’ın rahatsızlığı buna imkan vermedi)
-İsmail Küçükkaya, programın başlangıcında Ekrem İmamoğlu’nu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak tanıttı, programın bitiminde bunu düzelterek’ aday’ ifadesini kullandı.
İsmail Küçükkaya, Sayıştay Raporu’nu hatırlatarak "İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki israfı" sordu.
Binali Yıldırım ‘sen raporu okudun mu?’ dedi. Moderatör Küçükkaya, ‘gazetelerde haberler var’ yanıtını verdi.
Sıra kendisine gelen Ekrem İmamoğlu Sayıştay Raporu’nu gösterince Küçükkaya da, Yıldırım da afalladı.
-İmamoğlu vücut dilini, ses tonunu iyi kullandı, net konuştu. Binali Yıldırım'ın ise, inanmadığı şeyi savunur bir hali vardı.
-İki adayın önünde de bilgisayar vardı. Bilgisayardan en çok Ekrem İmamoğlu yararlandı. (Muhtemelen İmamoğlu’nun bilgisayarına dışarıdan bilgi akışı da sağlandı) Binali Yıldırım ise, bilgisayarla ilgilenmedi, önündeki dosya ve dökümanları incelemeyi tercih etti.
Anadolu Ajansı’nın 31 Mart gecesi seçim verilerinin akışını kesmesine ‘normal değidir’ diyen Binali Yıldırım'ın, tekrar tekrar sorulmasına rağmen bu konuyla ilgili olarak ajans yetkililerini aramadığını söylemesi yeterli bir cevap olarak görülmedi.
***
Benim yorumuma gelince; İmamoğlu gençti, dinamizmi vardı, bilgi ve belge bakımından hazırlıklıydı, konuşmasını destekleyen panolar, broşürler ve diğer dökümanlar yanı başındaydı, bilgisayardan azami yararlandı. Bu nedenle de, dinamizmi ve teknolojiden yararlanması Ekrem İmamoğlu’nu öne itti.
***
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçiminde adaylar, ipi göğüslemek için yarışın son haftasına girerken, taraflar (bakanlar ve bazı kamu görevlileri ile Siyasi Partilerin yetkilileri ve teşkilat mensupları) da sahaya yayılmış durumda. Taraftarlar (seçmen) ise sahaya inmek için 23 Haziran’ı bekliyor.
Erdoğan ile Devlet Bahçeli, 40 dakika süren son görüşmelerinde hafta boyunca İstanbul’da, miting düzenlemeden seçim çalışması yapma kararı aldı. Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener ile diğer partilerin üst yöneticileri de bu hafta İstanbul’da faaliyetlerini sürdürecekler.
Seçim propaganda çalışmalarında, başta Süleyman Soylu olmak üzere, tüm bakanların AKP adayı Binali Yıldırım’a destek mesaisi yapmaları ise dikkat çekiyor. Oysa, Saray Kabinesini kurarken bakın ne demişti Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan:
“Şimdi artık partili olmayan bakanlarımızla bir kabine oluşturuyoruz. Bu arkadaşlarımız, bundan önce olduğu gibi de köşeye sıkıştırılmak suretiyle, şuraya şu olsun, buraya bu olsun mantığıyla hareket etmeyecek. Bu tabii bir yerde şunu sağlamış olacak. Kimse kalkıp da şunu diyemeyecek, 'Siz şöyle böyle yaptınız, kadrolaştınız, şuydu, buydu.' En azından bakan, olaylara bakarken daha objektif bakma imkanını yakalayacak. Bu, ona bir rahatlık getirecek.”
Partili olmayacakları söylenen bakanlar, AKP’nin Grup toplantılarına, kongrelerine ve tüm faaliyetlerine katıldıkları gibi şimdi de seçim çalışmalarında boy gösteriyor. Bazı Vali ve Kaymakamlar ile kamu görevlilerinin AKP adayını destekler nitelikteki açıklamaları ile uygulamaları da gözden kaçmıyor.
***
Adayların küçük hata veya eksiklerini abartma ve karalama kampanyası ise sosyal medyada hiç eksik olmuyor. Binali Yıldırım’ın Diyarbakır’da ‘Kürdistan’dan söz etmesi, Ekrem İmamoğlu’nun Ordu Valisi için ‘kötü bir sözcük’ kullandığı iddiası hala tartışılıyor.
İzlediği videoda İmamoğlu’nun o sözcüğü kullandığını duyduğunu söyleyen ve eleştiren haber sunucusu Fatih Portakal, ‘ses uzmanı’ olan bir ustayı çok sinirlendirmiş.
Müzik Prodüktörü/ Yönetmen ve müzikolog Nevzat Üçyıldız konuyla ilgili olarak sosyal medya aracılığı ile şu açıklamayı yaptı:
“Çok Ayıp Ettin, Fatih Portakal..!
Ortada,Vatan Yangını Varken, Yangına Körükle Gidilmez..!!
Üstelik Seçim Arefesinde..!
O zaman Kulaklarını Açta Dinle.. !
İMAMOĞLU'NUN DÜZGÜN BİR KİŞİLİKTE OLDUĞU KÜFÜRLÜ KONUŞMADIĞI, HAKARET ETMEDİĞİ TÜM KONUŞMALARINDAN BİLİNMEKTEDİR. BU NEDENLE BU YAZIYI PAYLAŞMAK İSTEDİM
ORDU HAVAALANINDA Kİ KONUŞMALARI KARE KARE İNCELEDİM. Bunun Teknik Analizini aşağıda yazdım. Bu analizi her türlü, rahatlıkla kullanabilirsiniz.
ORDU HAVAALANI TEKNİK ANALİZİ... Ordu Havaalanın‘da 40 kişi civarında kişinin çıkardığı Tiyatral deyimle bir LABARBA var. Ancak bu labarba içinde Sayın İmamoğlu’nun konuşma sesi Resitatif FA DİYEZ’dir. 349.28 Hertz-frekans; Bu ses Sayın İmamoğlu’nun havaalanında ki bütün konuşma süresince de FA DİYEZ olarak devam ermektedir. Evet bu labarba içinde bir kişi “İT” ya da “BİT” gibi bir sözcük kullanmış. Ancak o it ya da bit sözcüğünün tonu ise Sİ BEMOL. 466.24 Hertz-frekans... APSOLİT BİR BİLİRKİŞİ olarak belirtmeliyim ki Sayın İmamoğlu Ordu Havaalanında İT SÖZCÜĞÜNÜ KESİNLİKLE KULLANMAMIŞTIR..”
---
İyi Haftalar
remzidilan_48@hotmail.com
Yüreğine sağlık üstadım..Kalemdaşım