24 Haziran’daki seçim yarışının temel taşlarının yerleştirildiği bir haftayı geride bıraktık.
En az 100 bin imza toplayarak Cumhurbaşkanı adayı olmak isteyenler Yüksek Seçim Kurulu’na başvurularını yaptı. YSK, başvuranlardan Meral Akşener, Temel Karamollaoğlu, Doğu Perincek ve Vecdet Öz’ün adaylıklarını kabul etti.
İmza vermek isteyen seçmenler, İlçe Seçim Kurulları önünde kuyruklar oluştururken, bu 4 adaydan Akşener atı aldı Üsküdarı bir çırpıda geçti, 100 binleri arkasına alarak. O’nun hızında olmasa bile Karamollaoğlu da 100 bin imza sınırını geçti. Doğu Perincek zorlandı, Vecdet Öz ise yolun neredeyse başlangıcında kalakaldı.
Meral Akşener’in bu başarısını kimileri, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, ‘Meral hanım için imza verenler arasında FETÖ’cü taraması yapılması’nı ima eden sözlerinin ters tepmesi olarak yorumladı. Kimileri ise ‘halkın iktidar değişikliği özleminin simgesi olan Meral Akşener’in rüzgarı’ olarak değerlendirdi.
Geçen haftaki yazımda, 'yol kazası olabileceğini, Meral hanımın işi şansa bırakmaması gerektiğini’ belirterek, imza toplama yolunu denerken aynı zamanda İyi Parti grubunun kararıyla da Cumhurbaşkanı adayı gösterilmesi gerektiğini' vurgulamıştım. Hafta içinde Mecliste konuştuğum İyi Partili Milletvekillerine bunu sordum, hepsi de ‘Hayır, Grup kararıyla başvuru yapmayacağız. Biz halkımıza güveniyoruz, Meral hanımın gerekli sayıda imzayı fazlasıyla toplayacak’ yanıtını verdi.
Nitekim, İyi Parti Grubu O’nu aday göstermedi, Akşener’i yüz binler aday gösterdi. Tabi, Meral hanım adına endişelenerek ‘adaylık için 2 hakkı var, ikisini de kullansın’ diyen ben ise mahçup oldum.
‘Cumhur İttifakı’nı kuran AKP ve MHP yöneticileri, CHP’nin bir türlü aday belirleyemediğini ileri sürerek eleştirilerini sürdürüyor, Kemal Kılıçdaroğlu’nu mindere çekmeye çalışıyordu. CHP lideri bu oyuna gelmedi, ve aday olmadı. CHP’nin içinden genç ve enerjik bir isim olan Yalova Milletvekili Muharrem İnce Grup kararıyla Cumhurbaşkanı adayı gösterildi.
Cuma günü, İnce’nin adaylığı görkemli bir toplantıda açıklandı. Ardından, Mustafa Kemal’in yaptığı gibi, Hacıbayram’da Cuma namazı kılan Muharrem İnce, Ulus’taki Birinci Meclis’in önünde halka hitap etti. CHP’deki etkinlikler haliyle, aynı saatlerde Yüksek Seçim Kurulu’na giderek Recep Tayyip Erdoğan’ı ‘Cumhur İttifakı’nın adayı’ olarak gösteren, ayrıca ittifak Protokolünü teslim eden Başbakan ve AKP Grup Başkanı Binali Yıldırım ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bu ziyaretini ve açıklamalarını gölgede bıraktı.
Grup kararıyla Cumhurbaşkanı adayını belirleme hakkı olan HDP, başvurusunu en son yapan parti oldu. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve beraberindeki milletvekilleri, 5 Mayıs Cumartesi günü saat 17.00 olan başvuru süresinin dolmasına bir saat kala Yüksek Seçim Kuruluna geldi. HDP Heyet, tutuklu olarak cezaevinde bulunan eski Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaş’ın Cumhurbaşkanı adaylığı için YSK’ya başvurdu.
***
Demirtaş'ın cezaevindeyken seçim yarışına katılması Türk Siyasi tarihinde bir ilk değildi şüphesiz.
Çok partili hayata geçilen 1946’dan bu yana, tutuklu bulundukları cezaevinden, milletvekili seçilip (1957 yılında) Meclis’e giren ilk siyasetçi Osman Bölükbaşı’ıydı.
70’li yıllarda, Cezaevindeyken Mardin milletvekili adayı olan Nurettin Yılmaz ile 80’li yıllarda, SHP’nin aday gösterdiği Ahmet Türk ise, biraz farklı şekilde, oy verme gününe çok az bir süre kala tahliye edildikten sonra seçilip Meclise girdiler.
Ergenekon ile Balyoz davalarıda tutuklu yargılanan Mehmet Haberal, Mustafa Balbay ve Engin Alan, cezaevindeyken milletvekili seçildi. Tutuksuz sanıklardan İlhan Cihaner ve Sinan Aygün de TBMM'ye girmeye hak kazandı. Tutuklu adaylardan Çetin Doğan, Doğu Perinçek ile Tuncay Özkan ise milletvekilliği için yeterli oyu alamadı. (Tuncay Özkan daha sonraki seçimde Meclise girdi)
Bu arada, 24 Haziran seçiminde de, cezaevinde bulunan farklı partilerden veya bağımsız bazı isimlerin milletvekili adayı olması bekleniyor.
***
Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanı adaylığı başvurusunun yapıldığı Cumartesi günü, aynı zamanda CHP-İyi Parti-Saadet Partisi-Demorat Parti’den oluşan ‘Millet İttifakı’nın protokolü de, bu partilerin yetkililerince YSK’ya teslim edildi.
Böylece, 24 Haziran Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimi’ne katılmaya hak kazanan 10 Siyasi Parti’den 6’sı ittifaklar içinde sıfır barajla, 4’ü ise yüzde 10 barajına tabi olarak yarışacağını tescil ettirdi.
***
Seçim yarışının yapı taşları geçen hafta böylece yerleştirilmiş oldu. Bu hafta ise temelin taşlarını sabitleştirme çalışması yapılacak.
İmza toplamak suretiyle Cumhurbaşkanı adayı olacaklar için seçmenlerin İlçe Seçim Kurullarına başvuru işlemleri Çarşamba günü sona erecek.
Cumhurbaşkanı geçici aday listesi Perşembe günü Resmî Gazete'de yayımlanacak ve itiraz süresi başlayacak. İtirazlar Cuma günü YSK tarafından incelenip karara bağlanacak. Cumhurbaşkanı kesin aday listesi ise 13 Mayıs Pazar günü Resmî Gazete'de yayımlanacak ve Cumhurbaşkanı Seçimi Propaganda dönemi başlayacak.
Hafta süresince seçmen listelerindeki itirazlar karara bağlanacak, eksikler tamamlanacak ve Gümrük Kapılarında sandık kurma işlemleri sürdürülecek.
***
Seçim takvimi yürüyor, meydanlar doluyor, heyecan artıyor. 6 Mayıs Pazar günü İstanbul 6. Olağan Kongresinde AKP’nin Manifestosu’nu açıklayan Erdoğan, “24 Haziran seçimi Türkiye için bir milat olacaktır” diyor. Muhalefet ise seçimi ‘tek adam rejiminin kapısından dönüş şansı’ olarak görüyor.
Yani herkes bilenmiş durumda. Ancak, ‘itidalli’ davranmak gerektiğini söyleyen, hem iktidar hem muhalefet yanlısı geniş bir kesim var.
Aman dikkat:
"Ak Partili esnafsın, bankada acil işin var... Dükkânda kalfa, çırak yok... Kilit vurmak yerine dükkanı CHP`li yan komşun kasap Mehmet’e emanet edersin; komşu gözkulak olur musun bir saat işim var dersin, o da kendi dükkanı gibi bakar, Ak Parti İl Merkezini arayıp bu ricada bulunamazsın. Bulunsan da gelip dükkanını bekleyen olmaz.
CHP'lisin, gece saat 02:00.
Üç yaşındaki bebeğin ateşlenmiş altında araban yok, Ak Partili üst komşunun emekli polis memuru Rıza amcanın zilini çalarsın, pijamalarıyla koşar gelir. Alır oğlunu götürür hastaneye. Gece boyu seninle nöbet tutar başında. CHP İl Başkanlığını aramazsın. O saatte arasan da bırak geleni, telefona bakan bile olmaz.
Eeee, çocuk büyüdü artık. Okula yazdıracaksın. Araştırdın sordun soruşturdun. Herkes Nihal öğretmen iyidir dedi. Gittin okula kayıt için, bir de baktın ki MHP İl Başkanının eşi. Bildiğin koyu ülkücü. Vazgeçmezsin, okulda CHP’li, AKP’li öğretmen aramazsın. O bildiğin ülkücü öğretmene emanet edersin çocuğunun geleceğini. Senden benden de iyi sahip çıkar. Kendi çocuğu gibi gözünden bile sakınır.
O partilisin, bu partilisin, ideolojin, fikrin ne olursa olsun bu yaşına kadar yanında olduğun, sokağa çıktığında selâmlaştığın, hal hatırını soran dostların, arkadaşların, komşuların, akrabaların seninle aynı fikri paylaşmak zorunda değildir. Ve yaşadığın sürece iyi ya da kötü gününde bu insanlar senin yanındadır her zaman...
Düğün dernek edersin, misafirlerinin arasında Ak Partili de, CHP de, MHP'li de vardır... Hediye getirirler, altın takarlar; cenazen olur taziyeye gelirler. Yeri gelir tabutunun altına hep birlikte girer, omuz verirler. Arkandan helal ederler haklarını. Düğününe, taziyene Ak Parti Genel Başkanı gelmez, Cumhurbaşkanı gelmez, CHP Genel Başkanı gelmez, MHP Genel Başkanı ya da başbakan da gelmez… Salanı bile duymaz onlar. Ama olur da onlar yüzünden kırarsan sevdiklerini bu sefer işte o zaman yalnız hissedersin kendini. Halayın başına girdirecek komşu da bulamazsın, cenazende Fatiha okuyacak dost da...
Siyasi görüş farklılıkları yüzünden tepedekilerin tepişmeleriyle 'sen komşunla, eşinle, dostunla tepişme... Dünya bir tane ve hepimiz burada yaşıyoruz, ama acı ama tatlı, güçlü ve akıllı olmak zorundayız..
Güçlüyseniz, akıllıysanız bölünmeyin birleşin... Daha sıkı sarılın birbirinize, oyunlara gelmeyin...
Klavye başında birbirinize küfür, tehdit sallayarak siyaset yapmayın... Siyasetinizi sandıkta yapın..
Bizim birbirimize ihtiyacımız var, birlik olmaya ihtiyacımız var. " (ALINTIDIR)
İyi Haftalar
remzidilan_48@hotmail.com