Bayram günleri çıkan bayram gazetesini hatırlayanlarımız vardır mutlaka... Bugün de bayram... Farz edin ki; bir tane bayram gazetesi çıkıyor ve bizde bayram gazetesinde bayram yazısı yazıyoruz. Eskiden milli bayramlar herkesin bayramı idi. Dolayısıyla yazılan yazılar da herkese yazılıyordu. Lakin artık milli bayramlar belli bir guruba kaldı, belli bir gurup milli bayramları kabul etmek istemiyor ve hatta kafalarına göre de yeni milli bayramlar icat etmeye kalkıyorlar. Neyse demokrat insanları tenzih ederek yazımı kendi hedef kitleme yazmak istedim. Sürçü lisan etti isem af ola diyorum ve klavyemin sesine kulak veriyorum...
Sevgili Cumhuriyet Halk Partisi Üyeleri,
Hep beraber olacağız ve hep beraber güzel şeyler yapacağız. Kendimize büyük bir yol açacağız ve o yolda yoldaşlık, kardeşlik yapacağız, birbirimizi tanıyacağız. Ben siyasetin temel kuralını yol arkadaşlığı olarak öğrendim, yol arkadaşlığı olarak biliyorum.
Sevgili Cumhuriyet Halk Partisi Üyeleri,
Cumhuriyet Halk Partisi bizim evimiz ve bu evin asıl sahibi Cumhuriyet Halk Partisi üyeleridir. Seçilmiş olanlar gelir ve giderler, üyeler ise hep vardırlar. O yüzden hitabetimi yüksek makamlara değil, bildiğim en yüksek makam olan Cumhuriyet Halk Partisi üyelerine yapmayı uygun buluyorum. Tabii ki seçilmiş olanların hakları bakidir ama bence üye baş tacıdır.
Evet Sevgili Cumhuriyet Halk Partisi Üyesi büyüklerim, küçüklerim, yoldaşlarım,
Bugün 29 Ekim... CUMHURİYET BAYRAMI...
KAZIM KARABEKİR, ALİ FUAT CEBESOY, İSMET İNÖNÜ, NURETTİN PAŞA ve diğer tüm değerli komutanların ortak söylediği;
"ATATÜRK OLMASAYDI BİZ BU MEMLEKETİ KURTARAMAZDIK AMA BİZ OLMASAYDIK ATATÜRK BU MEMLEKETİ KURTARIRDI.."
sözü çok şey ifade ediyor, çok önemli... İşte CUMHURİYET neden bir kişiyle özdeş hale getiriliyor, bu yüzden... Dönemin silah arkadaşları söylüyorlar ATATÜRK için, "biz olmasaydık da o bu ülkeyi kurtarırdı" diyorlar...
Kurtuluş Savaşının sona ermesi ve TBMM açılmasından sonra Mustafa Kemal ne diyor?
“İşittim ki, bazı arkadaşlar yoksulluğumuzu bahane ederek memleketlerine dönmek istiyorlarmış. Ben kimseyi zorla milli meclise davet etmedim. Herkes kararında özgürdür, bunlara başkaları da katılabilirler. Ben bu mukaddes davaya inanmış bir insan sıfatı ile buradan bir yere gitmemeye karar verdim. Hatta, hepiniz gidebilirsiniz. Asker Mustafa Kemal mavzerini eline alır, fişeklerini göğsüne dizer, bir eline de bayrağını alır, bu şekilde Elmadağ’ına çıkar, orada tek kurşunum kalana kadar vatanı savunurum. Kurşunlarım bitince de bu aciz vücudumu bayrağıma sarar, düşman kurşunları ile yaralanır, temiz kanımı, mukaddes bayrağıma içire içire tek başıma can veririm. Ben buna ant içtim!...”
Evet, Cumhuriyet Halk Partisi Üyeleri,
Zaman zaman yılgınlığa, yorgunluğa kapıldığımız oluyor. Davasına inanmış olan insanlar olarak gelin tek yalnız da kalsak Cumhuriyet yolunu, hürriyet yolunu, vatan, millet, bayrak yolunu ölene kadar terk etmeyelim.
Terk etmeyeceğiz de zaten...
Sevgili Cumhuriyet Halk Partisi Üyeleri, Arkadaşlarım, Yoldaşlarım, Ablalarım, Ağabeylerim, Kardeşlerim!
"BEN" diye başladığımız konuşmalar, "BİZ" olarak başladığı gün iktidar olacağımız gündür. Konuşmaya çıkılan kürsüler "BEN" in anlatılacağı, "SEN" in suçlanacağı yerler olmaktan çıktığı gün iktidar olacağımız gündür. Başarı ve başarısızlık "BEN" "SEN" odaklı olmaktan çıkıp "BİZ" odaklı olduğu gün iktidar olacağımız gündür.
Yeter arkadaşlar, yeter...
"BEN"... "BEN"... "BEN"...
Ne istiyorsun kardeşim sen?
Cumhuriyet Halk Partisi üyesi değil misin?
Dünya da bu makamdan daha büyük bir makam olduğunu mu sanıyorsun?
Yanılıyorsun kardeşim, yanılıyorsun...
Dünyada Cumhuriyet Halk Partisi üyeliğinin üzerinde bir makam yoktur...
Cumhuriyet Halk Partisi üyesiyiz biz...
Bir kartal gibi en yüksekte seyir halinde iken bölgesine hakim bir aslan gibi de toprağını, halkını ve bayrağını koruma içgüdüsünde olan Cumhuriyet Halk Partisi üyesiyiz biz...
Hanımefendiler, Beyefendiler! Cumhuriyet Halk Partisi bizim evimiz, biz çok büyük bir aileyiz. Ben, bu evin, bu ailenin içinde, ben olarak küçüğüm, hiçim, yok hükmündeyim. Bu ev bizim, bu aile bizim, biz olduğumuz zaman ben büyüğüm ve ben varım. "BEN" küçük bir hikayenin kahramanı olabilirim ama "BİZ" o küçük hikayenin kahramanı olamayız. Çünkü "BİZ" dünyanın kabul ettiği bir milli kurtuluş efsanesinin kahramanlarıyız.
Biz yokluktan dönemi itibariyle olağanüstü bir devlet kurmuş Mustafa Kemal 'in kararlılığında, idam sehpasında iken davasından dönmeyi düşünmemiş ve yeniden doğarken "YAŞASIN TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE" diye bağıran Deniz Gezmiş 'in edasında yeni ve büyük bir efsane yaratmak istiyoruz.
Saatimize isabet edecek şarapnel parçası bize yönelmiş, ipin boynumuza geçmesini kolaylaştıracak tabure ayaklarımızın altındadır.
Arkadaşlar!
"BİZ" olmak istiyoruz,
"BİZ" yaşamak istiyoruz,
"BİZ" iktidar olmak istiyoruz,
"BİZ" bu topraklara, bu toprakların çocuklarına onurlu ve tok bir hayat armağan etmek istiyoruz ve her canlı gibi de olsa tek bir farkla "BİZ" olarak ölmek istiyoruz.
"BİZ" i saygı ile selamlıyorum.
Mustafa Kemal 'in kararlılığında,
Deniz Gezmiş 'in edasında kalın...
Hoşça kalın...
Hoşça kalın arkadaşlar...
Bayramımız kutlu olsun...
Yaşasın Cumhuriyet...
Yaşasın Cumhuriyet Halk Partisi...