An, bizi zamandan çıkarabilen bir kara deliğe benzer.
AN, zamanın ve zamansızlığın başlangıcıdır. Başka bir şekilde dersek madde ve maddesizlik boyutu gibi.
Anda olma hali, uzun bir dalınç halidir. Anda olmak, andan çıkıp, bulunduğumuz ana bakmak, bir bilinçlenme yöntemidir.. İçinde yok olduğumuz bir aynaya benzetebiliriz. Anda olmak, tüm akışları ve içinde bulunduğumuz akışla uyumlanmaktır. “BEN” algısı değil, “BİZ” algısı yaşanır. Korku, olumsuzluk olmaz, güven ve huzur içinde sevinçler yaşanır. Anda olma hali oyun, odaklanma, sanatsal eylem, ibadet, keşif eylemleri içinde gerçekleşir. Anda olma halini en iyi çocuklar ve deliler yaşar.
- Ya aklı selim insan?
ANA dikkatimizi verirsek enerjiyi yoğunlaştırıp maddenin oluşumuna yardım ederiz. Yarayı, ağrıyı, hastalığı iyileştirme yapabiliriz. Olumsuz enerjileri dönüştürebiliriz. Çünkü o hal direk KAYNAKLA bütünleşme halidir. Her ne yapıyorsak o bütünsel güç ile yapılır. Su içiyorsak, su olmak, elma yiyorsak elma olmak! Bu hal ile yapılan işler kolay, yenilen yiyecekler faydalı olur. Bu anlamda an, her an huzurda olma hali durumundadır, gerçek ibadetdir! Ya da ibadetin gerçek amacıdır.
Tasavvufta, evrensel bir düzen olduğu bu düzenin de sonsuz dönüşüm halinde olduğu kabul edilir. ANI farkederek akış yönünü izlemek ve ona uyumlu davranmamız beklenilir. Bu boyutta kullanılan göz, “gönül gözü- kalp gözü- ruh gözü”dür. Bu aynı zamanda “bilinçli teslimiyettir”.
“An bu an, dem bu dem.”
Zen Budizm'in düşüncesinde de ANDA olmak ve rastlantıları fark etmek önemlidir. Bu öğretiye göre, duyusal ve mantıksal alışkanlıklarımızın farkına vardıktan sonra akış haline geçebileceğimiz, aydınlanacağımız düşünülür.
- Anı yaşarken gözlem yapabilir miyiz?
Anı yaşadıktan sonra akılla yerine her oturttuğumuzda bir bilinç genişlemesi olacağını sanıyoruz. Bilinç ya da frekans yükseldikçe anın yaşanması da doğal ve uyumlu hale gelir. Örneğin, auramızı bizi kuşatan kaynağın enerjisi olarak düşünürsek, o işlevini yapar. Eğer istemezsek bağlanamayız, var olan elektriğin düğmesine basmayarak karanlıkta oturmayı bilmeden kabullenmiş oluruz. Yaşadığımız an başka boyutların anı ile aynı değildir. Ayna gibi kendimizi yansıtırız ve özellikle candan ruha, ruhtan öze dokunduğumuz anda etkileşim yükselir. An bizim başka boyutlara bağlanabildiğimiz tünel gibidir. İnsan bu kara deliklerle daha üst seviyelerden haberdar olur ve bilinçlenerek o boyuta geçmek ister. Bütün sistem canlıdır, biz bu canlılığı anda olmakla fark edebiliriz. Ne geçmişte ne de gelecekte söz hakkımız yok, zaten onlar da an içinde bütünlenir. Köprülerin bir doğrultuda sıralanması, zaman ve mekânın dışındaki bir olma durumudur.
“ANI yaşamak” kavramı ise tüketime dayalı sistemin, anlamını boşaltıp bize sunduğu yalandır. Şu anda ne yaşarsam yaşarım ve keyfini çıkarırım. Bu fikir yatay enerji bazlı, can odaklı, can gözü ile bakılan, insanın açgözlülük seviyesidir. Gerçekte elma yerken, AN bilinçli yaşanırsa, o elma bitmeyebilir!
- Anda olma halinin sanatla nasıl bir ilişkisi var?
An bizi zamandan çıkarabilen bir kara delik gibidir, sanatçının aracı olduğu haldir. Resim yapma ânı, anda olma pratiğimizi geliştirir. Sanatçı elini daha üst bilince bırakır! Bilinç ve yaratıcılık, anda birbirlerine dönüşür ve akar. Sanatçıların farkı bu olma halini yaşadıktan sonra bilincine varabilmesidir. Anda yok olamayan, hakiki sanatla buluşamaz. Resim anların bilince yansımasıdır, anlar toplamıdır. Her an değişen resim ile an kavramı deneyimlenir. Resmi yaparken sanki anlar örtüşür ve somutlaşır.
Lekesel ve raslantısal çalışmalar bizi ANLA buluşmaya götürür. Çünkü leke, kişinin yok olduğu ANIN ve akışın kesitinin somut görüntüsü gibidir. Sonra hayret yaşanılır, bilinçle oturtulur. Ebru çalışması ise bize akışı farketme, ANDA olma fırsatını daha kolay algılatır. O anda sanatçının kibri var ise, boyanın güzel akmayacağı düşünülür.
An, bilinç genişledikçe lezzeti artan, doyamayacağımız bir tatlıdır vesselam.
ANDA A
Yaşamın öncesi ve sonrası hayaldir,
Sonsuz bilmece gibi.
Yapılan resimler yaşamdan “AN”lardır,
Akıştan kesitler gibi.
Bütünsel bakışta ise İNS-AN,
AN üzerine çıkabilen
Tüm en’leri silinmiş, sayın “A”gibi.