Yeter kardeşim, yeter..!
Canımız burnumuza geldi...
Başarısızlık... Başarısızlık... Başarısızlık...
Aşağıdan yukarıya, yukarıdan aşağıya başarısızlık...
Bu başarısızlığa, ben de dahilim... Yırtındığım halde... Olmadı... Olmadı... Olmadı...
Ne yapacağız..?
Bırakacağız arkadaş, bırakacağız...
Makamı, mevkii, koltuğu bırakacağız...
Japon yapıştırıcısı ile mi yapıştırdınız kendinizi koltuklara..?
Yapmayın, mezarlıklar vazgeçilmez insanlarla dolu...
Tek adam... Bir tek o yapar...
Patolojik bir durum bu...
Bir tek ben yaparım...
Hasta adam psikolojisi...
Ki; bu psikoloji Osmanlı İmparatorluğunu bitirdi...
Bırakın bu işleri, bırakın...
Türkiye 'yi şirket gibi yöneteceksiniz...
Partiyi şirket gibi yöneteceksiniz...
Şirket gibi yönetirseniz, şirket gibi de batarsınız...
Ben söyleyeyim buradan... Tayyip Erdoğan 'a da... Kemal Kılıçdaroğlu 'na da... Diğerlerine de... Alayına yani...
Gelişmişlik göstergeleri belli kardeşim.
Onlara uymuyor musunuz..?
O zaman batacaksınız...
Başka bir sonucu yok bu işlemin...
Yaradılış kurgusu tamamen matematiksel bir işlemdir ki; bildiğimiz ölçülere göre sonsuz evren bir sayısal bütünlük çerçevesinde kontrol dışındaymış gibi düşüneceğiniz olasılıklarla birlikte mükemmel bir düzende çalışır... Her ihtimal düşünülmüştür ve her gezegen, yıldız ve sair birbirlerini az veya çok güçleri seviyesinde çekmelerine rağmen sistem kusursuz işler... Güneş 'Ben Güneşim, kralım', Ay 'Ben Ay 'ım, paşayım' demez. Derse de; ne dedilerse, hadlerini bilerek, dediklerini yaparlar...
Siyasetin kralları, paşaları..! Sizler de dediklerinizi yapın...
Kürsülere çıktığınızda; hak, hukuk, adalet diyorsanız, dediklerinizi yapın...
Eşitlik, özgürlük, kardeşlik, barış diyorsanız dediklerinizi yapın...
Makam, mevki, koltuk sevdalısı olmayın diyorsanız, ilk önce kendiniz dediklerinizi yapın...
Neden korkuyorsun Kemal Kılıçdaroğlu..?
Cumhuriyet Halk Partisi 100 yıllık bir parti...
Tankla, topla, tüfekle yıkmaya çalıştılar, yıkamadılar...
Riya ile, yalan ile, fitne ile, fesat ile yıkmaya çalıştılar, yıkamadılar...
İşbirliği ile, cunta ile, tarikat ile, tahribat ile yıkmaya çalıştılar, yıkamadılar...
Eee...
Sen gidince mi yıkılacak..?
Yapmayın, bırakın bu işleri...
Bırak git hemşerim...
Yeter..!
Canımıza günümüze yettiniz ya..!
Yeter... Yeter... Yeter..!
Evet; seni ailemizdenmişsin gibi sevdik. Ayırmadık kendimizden, hakkını teslim ediyoruz, güzel işler çıkardın. Ama yeter dedik da..! Yeter..! Bırak Muharrem İnce 'ye... Muharrem İnce 'de yapamazsa bıraksın Türk Gençliğine... Bırakın gençlere... Sözünüzü tutun, gençler de Atatürk 'ün kendilerinden isteklerine cevap vermiş olsunlar ve hem de Atatürk 'e vermiş oldukları sözleri tutsunlar.
Tabii bu arada bir iki kelime de Muharrem İnce 'ye yazmakta fayda var...
'Genel Başkana rakip olmam'...
'Seçim gecesi 50 bin avukat ile sandıklara sahip çıkacağım'...
'Gece yarısı açıklama yapacağım'...
Yapacağın şey için 'yapmayacağım', yapmayacağın şey için 'yapacağım' demeyeceksin hemşerim...
Özür diledin, özrünü kabul ettik ama bir daha böyle davranma...
Önünde uzun bir yol var...
CHP seçmeni akıllı uslu insandır... Kandırılmayı sevmez... Affetmez bu tür şeyleri... Notunu alır, hesabını sorar... Bu yanlışları düzeltmek senin elinde... Burada; kusura bakma ama öğrenci sensin, öğretmen de CHP seçmeni...
Adam gibi not almak istiyorsan, bundan böyle de adam gibi de dersine çalış...
Bu yazıdan sonra beni partiden ihraç mı edersiniz yoksa idam cezasının çıkmasını bekler de idam mı edersiniz bilemem... Orası sizin bileceğiniz iş...
Benim bildiğim; yazı yazan suçlu...
Ama hemşerim yazdıranın hiç mi suçu yok ya..?
Hey..!
Bu başarısızlıkta payı olan genel merkez, il ve ilçe yöneticileri..!
Sesim geliyor mu..?
Ben duydum en azından...
'Alayına isyan' dedim bir defa...
Ben de geri vites yok..!
'Her ne şart altında olursa olsun Cumhuriyet Halk Partisi 'ni bırakmayacağım' dedim. Cumhuriyet Halk Partisi beni bırakırsa buna çok üzülürüm ama razı da gelirim... Ben Cumhuriyet Halk Partisi 'ni 'yarin yanağından sonra en kutsal değerim' olarak bilirim... O, ne derse o olur...
Genel Başkana ve parti büyüklerine dikildim, dikilirim...
Mustafa Kemal Atatürk bana bir görev vermiştir...
Sonuçları ne olursa olsun o görev de benim kutsalımdır ve mutlaka yerine getiririm.
Başarısızlığı hazmedenlere şifa olsun, sağlık olsun...
Hadi bana da geçmiş olsun...