Ülkemizde her günümüz problemle karşılaşarak geçiyor.
“Mustafa Kemal’in Askeriyiz” diyen teğmenler, Eylül başından beri neredeyse tüm ülkeyi meşgul ediyor.
Artık Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusuna saygı göstermek, onu savunmak, ona bağlılığımızı göstermek suç oldu. Üstelik gerçek anlamda hiçbir şekilde suç olmayan bir eylem için suç oluşturulmaya çalışılıyor. Belli ki karar çoktan verilmiş tarikatların etkisiyle.
Disiplin suçu deniyor. Onun cezası uyarı, kınama, oda hapsi. İşten atma değil. Sorunumuz slogan değil deniyor. O zaman ne? Anlamı karnında cevaplar ama biz ne olduğunu biliyoruz. Atatürk düşmanlığı!
Tüm bunlar olurken ve insanlar yapay gündemle meşgul edilirken, Türkiye’nin elinden neler gidiyor acaba? Asıl soru bu!
Dünyanın hiçbir ülkesinde kurucu lider bu kadar hedef gösterilmez. Ben ABD’de bulunduğum 1.5 yıllık süre boyunca, G. Washington hakkında kötü söz söyleyeni görmedim, duymadım. Herkes saygı ile bahsediyor, ‘o bizim kurucu liderimiz’ diyordu. Atatürk için bile o büyük bir lider deniyordu. Onların lideri olmadığı halde.
Atamızın, Dünyanın pek çok ülkesinde heykeli var. Okullarında hayatı okutuluyor. Bizde de ders kitaplarından giderek çıkartılıyor, heykelleri bazılarınca yıkılmaya çalışılıyor.
UNESCO 1976 yılında, BM üyelerine üzerinde çalıştıkları bütün projelerin isim babası Mustafa Kemal olduğu için 152 ülkenin katılımıyla aynı anda onun 100. doğum gününü kutlamayı ve 20. Yüzyılın dünya lideri olarak kabul edilmesini önerdi. Bu öneri oy birliği ile kabul edildi ve Atatürk; ‘Eşi Olmayan Tek Dünya Lideri’ oldu. O kimseye ben Dünya Lideriyim dedirtmedi, ama Dünya onu öyle kabul etti. Bizdeki bazıları hariç..
Biz, Dünyadaki 152 ülkenin oy birliği ile karar verdiği, böyle bir Dehaya sahipken acaba daha ne bekliyor ve ne arıyoruz?