BURSA ARENA / Haber Merkezi
Balıkesir'in Bandırma ve Erdek ilçelerinde kurulması planlanan Marmara Organize Sanayi Bölgesi'nin kamulaştırma işlemleri 2020 yılından bu yana devam ediyor. Şu ana kadar toplam 2 bin 200 dönüm tarım arazisi kamulaştırıldı. Marmara OSB'nin internet ortamında paylaştığı bilgilere göre proje sahası 40 milyon metrekareye kadar genişleyebilecek.
Devam eden süreç içerisinde mülkiyeti yerel halka ait olan arazilerin, sanayi yatırımcıları tarafından pazarlanmasına bölge sakinleri tepki gösteriyor. Konuyla ilgili Güney Marmara Dayanışması’ndan Erol Yıldız, ziraat mühendisi Hüseyin Atıcı ve kamulaştırılacak arazilerin bulunduğu Bandırma Beyköy'de yaşayan Serdar Güngör ile konuştuk. Kamulaştırılacak araziler arasında Güngör’e ait tarlalar da bulunuyor'SANAYİ BÖLGESİ PROJESİNDE YEREL HALK SÜRECİN DIŞINA İTİLDİ'
Duvar'da yer alan habere göre, 2014 yılında gündeme gelen proje 48 milyon metrekare araziyi kapsıyordu. Gelen tepkiler üzerine 48 milyon metrekare alandan vazgeçildi. Daha sonra 2018 yılında İhtisas OSB ile tekrar bir süreç başlatıldı. Başlangıç olarak 2 bin 200 dönüm alanda bir plan yapıldı ve ihtiyaç olması halinde 40 milyon metrekareye kadar genişletilebileceği söylendi. İlgili proje hakkında yerel politikacıların sessiz ve duyarsız kaldığını belirten bölge halkı, Bandırma Belediyesi ile Ticaret Odası'nın projede ortaklığının olduğunu söylüyor. Sürecin katılımcı anlayıştan uzak, halkın ve STK'lerin görüşü alınmaksızın işletildiğini söyleyen Marmara Dayanışması'ndan Erol Yıldız, "Deprem riski, su kaynaklarının tüketimi, tarıma etkisi hakkında herhangi bir rapor yok. Burada planlanan tek şey sanayi alanı" dedi. Bandırma, Erdek, Gönen ve Manyas bölgelerinin küçük ölçekli kentsel yaşam alan projelerinin hazır olmadığına değinen Yıldız, oluşturulan müteşebbis heyetinin başında bulunan kaymakamın köylülere giderek, projeye itiraz etmemeleri yönünde telkinde bulunduğunu söyledi.
'YATIRIMCILAR KAMULAŞTIRILACAK ARAZİLERİ ÖNCEDEN BİLİYOR'
Sanayicilerin projeden çok önce haberdar olmasıyla bölgede arazi satın aldıklarını söyleyen Yıldız, kamulaştırılacak yaklaşık 70 parsel olduğunu belirterek şunları ekledi: "Sanayiciler, nerenin kamulaştırılıp nerenin kamulaştırılmayacağını bildikleri için bu parsellerden hiçbirini satın almadı. Bu da 'parseller nasıl olsa kamulaştırılacak, bizim almamıza gerek yok' anlayışının olduğunu gösteriyor."
'CHP'Lİ BELEDİYELER SESSİZ'
Erol Yıldız, merkezi hükümete yönelik eleştirilerinin olması yanında yerelde iktidar olan CHP’li belediyelerin de sürece sessiz kaldığını söyleyerek buna neden olarak ise projede büyükşehir belediyesinin yüzde 12, Bandırma Belediyesi ile Balıkesir Ticaret Odası'nın yüzde 6 ortaklığının olmasını gösteriyor. Sanayi yatırımcılarının doğru pratiklerinin olmadığını söyleyen Erol Yıldız, OSB'nin kurulmasıyla bölgenin demografik yapısının değişeceğini, artan nüfusa da doğal kaynakların yetmeyeceğini belirtiyor.
'TARIMSAL ÜRETİM BİTME NOKTASINA GELECEK'
'Sanayi bölgesinin kurulmasıyla bölge çiftçisi ve tarımı nasıl şekillenecek?' sorusunu yönelttiğimiz ziraat mühendisi Hüseyin Atıcı, etkinin Bandırma ile sınırlı kalmayacağını şöyle anlatıyor: "Biga, Gönen, ve Manyas Türkiye'nin süt üretiminde 'küçük Hollanda' olarak geçer. Buralardaki hayvan varlığı Türkiye ortalamasının çok üzerinde. Dolayısıyla meraların kamulaştırılması veya mevcut vasıflarından uzaklaştırılması bölge hayvancılığını sürdürülemez bir noktaya getirecek. Yakın bir zamanda 'Manyas Kelle Peyniri' patent ve coğrafi işaretini aldı. Yine başka bir örnek, tescilli Gönen patlıcanı ve Gönen pirinci vardır. Bir yerde yapılan bir işin yaratacağı kirlilik orada kalmıyor. OSB'nin yapılacağı yerle Manyas ve Gönen ovaları kuş uçuşu yaklaşık 10 kilometre. Proje gerçekleşirse burada tarımsal üretim iddia ediyorum bitme noktasına gelir. Daha sonrasında buralarda çiftçiler ucuz iş gücüne dönüşür."
'TARIMIN DESTEKLENMESİ DAHA BÜYÜK KALKINMA OLUŞTURUR'
Sanayicilerin "bölgede istihdam yaratacağız" söylemlerine değinen Atıcı, “Bahsettiğim dört bölgenin Türkiye'nin diğer yerlerine kıyasla daha az istihdam sorunu var” dedi. Atıcı, tarım bölgesi olan yerlerde tarımsal politikaların desteklenmesi gerektiğini belirterek, çiftçinin desteklenmesiyle daha büyük bir kalkınma sağlanacağını belirtiyor. İstihdamın daha büyük problem olduğu İç ve Doğu Anadolu bölgelerinin görmezden gelindiğine dikkat çeken Atıcı, projenin hayata geçmesiyle birlikte doğudan batıya göç yaşanacağını ifade ederek şunları ekledi: Hayatın gerçeğinden uzak planlamalar yapılıyor ki, bu insanlar istihdamı değil kendi rantını düşünüyor. Bandırma'nın içme suyunu Gönen barajından karşılıyor. Bunun alternatifi yok. 175 bin nüfuslu Bandırma 500 bin nüfusa çıktığında nasıl bir planlama yapılacak?"
'MÜLKİYET HAKKIMIZ KORUNMUYOR'
Bandırma Beyköy'de yaşayan ve kamulaştırılacak alan içerisinde 300 dönüm arazisi olan Serdar Güngör, yıllardır bölgede kuru tarım yapıldığını söylüyor. Organize sanayiyi yapmak için arazilerin altıncı sınıf nitelikte gösterildiğini söyleyen Güngör, “bu nitelikte olan bir arazide tarım yapılamaz” dedi. Geçen hafta açıklanan reform paketinde Cumhurbaşkanının "mülkiyet hakkının korunması" söylemini hatırlatan Güngör, mülkiyet hakkının korunmadığını dile getirerek şöyle konuştu: "Biz sanayiye karşı değiliz. Burada amaç sanayi kurmak değil. Mevcut projenin 7-8 kilometre uzağında Bandırma OSB var, boş arazileri var. Bandırma OSB'yi genişletebilirler ama yapmıyorlar. Şu ana kadar 2 bin 200 dönüm arazi kamulaştırıldı. Mülkiyeti bize ait olan yerleri pazarlıyorlar bunu nasıl yapabiliyorlar? Yerel politikacılara ulaşamıyoruz, kimse bizi dinlemiyor ve önemsemiyor."