Hemen hemen herkesin bir ailesi vardır. Anne baba ve kardeşlerden oluşan bu küçük topluluk yıllar ilerledikçe; istikbal, gurbet, evlilik gibi durumlarda bir yerlere dağılınca, değişmeyen aile kavramı devam etse de hayat mücadelesi mesafeler koyabilir araya ..

Çocukluk dönemi en güzel dönemdir tüm ailenin bir arada olduğu..
Yıllar geçtikçe çocuklar büyür, belki farklı şehirlerde üniversite okumak için bir süreliğine uzaklaşır aileden.. Belki de okul bittiğinde de yine farklı bir şehirde çalışmaları gerekir.

Evlatlar büyüdükçe, istikballerini inşa ettikten önce ya da sonra olsa da, kendileri de birer yuva kurmak için evlenip yuvadan ayrılırlar. Sonucunda çoluk çocuklarıyla yılları deviren anne-babalar da artık tıpkı evliliğin ilk yılları gibi başbaşa kalırlar.. 
Ancak ebeveyn olmaya alışmış çifte zor gelir evlatların yuvadan gitmeleri... Bu döneme alışıncaya dek kendilerini yalnız gibi hissederler; evdeki sesler, telaşlar, hareketlilik, kalabalık sofralar, cıvıltılar, didişmeler yoktur artık.. Tabiki her ne kadar zor olsa da anne-baba bu duruma da alışırlar.. 
Artık çocuklarından bekledikleri mezuniyetler, iş bulma telaşları, evlilik gerçekleşmiş; büyükanne ve büyükbaba olma beklentisi başlamıştır.. Bu da bir umuttur onları hayata bağlayan.

Anne-baba bu yalnızlıklarını unutmak için evlatlarının onları arayıp, hatırlarını sormasını, ziyaret etmelerini bekler ve belki de ihtiyarladıklarında kendilerini evlatlarının ilgisi sayesinde daha güvende hissetmek isterler..
Büyütüp, yetiştirip, meslek ve yuva sahibi yaptıkları evlatlarından beklentileri mutlu olduklarını görmek ve bunun yanısıra da aranılıp, sorulmak ve biraz ilgidir.. Zira Onlar ancak evlatlarının mutluluğuyla ve ilgileriyle mutlu olurlar ..

Gün gelip, eşlerden birisi de bu dünyayı terkettiğinde geride kalan artık gerçek yalnızlığı daha çok anlar.. Bu halde evlatlara daha da çok görev düşer; daha çok ilgi göstermeleri, zaman ayırmaları gerekir.. Artık geride kalan anne veya baba gerçekten yalnız kalmıştır..

*****
Yuva kuran evlatlar da anne baba olduklarında artık bu koşuşturma, anne babalarından onlara geçmiştir.. Evlatların okumaları, iş sahibi olmaları, evlenip yuvadan uçmaları.... gibi gibi bir döngüye girmiş olurlar.. Ve sonuçta onlar da kendilerini yalnız hissedecekleri dönemlere doğru yol alacaklardır.
Anne ve babalarının kendilerine bıraktığı bayrağı kucaklayıp rollerini üstlenip hayatın kendilerine yüklediği görevleri sırtlanarak devam eder giderler nesiller boyu..

*****
Teknoloji her nekadar kolaylıklar sağlasa da "telefon, bilgisayar ve benzeri iletişim araçları" yine de birebir ziyaretlerin yerini tutamaz..
Anne-babamızı, diğer aile bireylerini birebir ziyaret etmek, biraraya gelerek geçmiş günleri yad etmek çok daha zevk verir.. Kendimizi hayatın bir çok evresinde yalnız hissedebiliriz veya gerçekten yalnız kalabiliriz. Bunun için de aile bağlarını her zaman güçlü tutmaya ve sağlıklı diyaloglar kurmaya özen göstermeliyiz. Sosyal çevremiz de de huzurlu olmak adına gerçek dost ve arkadaş biriktirmek ayrı bir sosyal zenginlik olacaktır..

Eğer bizler yalnız kalan anne-babamızı arayıp, hatırını sorup, ilgilenip, sahiplenirsek gönüllerini kazanır, dualarını alırız. Ancak o zaman çocuklarımızın da birgün bizi yalnız bırakmayacakları, aynı ilgi ve sahiplenmeyi gösterecekleri de muhakkaktır. Zira bu hayatta iyi ya da kötü hiçbir şey karşılıksız kalmıyor.

Yalnız kalmayacağımız ve kendimizi yalnız hissetmeyeceğimiz günlerimiz olsun , sevgiyle ...
 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.