Türk Millî Kurtuluş Savaşı'nın önemli figürlerinden Alçıtepe Kahramanı Musa Kâzım Karabekir Paşa, vefatının 76. yılında rahmetle anılıyor.
Osmanlı Devleti’nin son dönemi ve Millî Mücadele yıllarında önemli askerî görevlerde bulunmuş, üstlendiği görevlerin hemen hemen hepsini başarıyla tamamlamış seçkin bir komutan ve Cumhuriyet döneminde siyasî alanda önemli hizmetlerde bulunmuş büyük devlet adamı Musa Kâzım Karabekir Paşa 76. vefat yıl dönümünde hürmetle yâd ediliyor.
Kâzım Karabekir Paşa, 1. Dünya Savaşı’nda birçok cephede büyük başarılar göstermekle birlikte Çanakkale Savaşı'nda ortaya koyduğu üstün direniş sebebiyle "Alçıtepe Kahramanı"; İstiklâl Harbi’nde Doğu Cephesi’nde kazandığı başarılarından dolayı “Şark Fatihi” ve “Ermenistan Fatihi” unvanları ile anılıyor.
İTTİHATÇI KAZIM KARABEKİR
Aslen Karaman'ın Karabekir ilçesinden olan Osmanlı subaylarından Mehmet Emin Paşa ile Havva Hanım'ın 5 erkek çocuğundan biri olarak 23 Temmuz 1882'de İstanbul Kocamustafapaşa'da dünyaya gelen Kâzım Karabekir, ilkokula İstanbul'da başladı.
Babasının görevi dolayısıyla Van ve Harput'ta devam ettiği ilkokul eğitimini Mekke'de tamamlayan Karabekir Paşa, orta öğrenimini İstanbul Fatih Askeri Rüştiyesi ile Kuleli Askeri Lisesinde sürdürdü. 1902'de ise Harp Okulunu bitirdi. Mekteb-i Erkan-ı Harbiye'yi 1905'te birincilikle tamamlayarak "Altın Maarif" madalyası ile taltif edilen Kazım Karabekir, bu okuldan "Kurmay Yüzbaşı" rütbesiyle mezun oldu.
Kâzım Karabekir, kendi isteği ile iki yıllık stajını tamamlamayı tercih ederek, 3. Ordu’da süvari, topçu ve piyade bölük komutanlığı hizmeti olarak Manastır’da yapmaya başladı. Karabekir, Manastır’da bulunurken Binbaşı Enver Bey ile birlikte, sonradan İttihat ve Terakki adını alacak olan; Osmanlı Hürriyet Cemiyetinin şubesini kurdu. 1907’de başarılarından dolayı rütbesi Önyüzbaşılığa yükseltildi. 6 Eylül 1907’de Harbiye Mektebi Strateji Muallim Muavinliğine tayin edildiğinden İstanbul’a geri geldi. Bu arada İttihad ve Terakki Cemiyeti’nin İstanbul teşkilatının kurulmasında vazife aldı.
BEYOĞLU KIŞLASI VE YILDIZ SARAYI'NIN ELE GEÇİRİLMESİNDE ÖNEMLİ ROL OYNADI
Kazım Karabekir, 13 Nisan 1909'da 31 Mart Olaylarında Selanik'ten İstanbul'a gelen Hareket Ordusunda görev alarak Beyoğlu Kışlası'nın ve Yıldız Sarayı'nın ele geçirilmesinde ve isyanın bastırılmasında önemli rol oynadı.
1910'da Arnavutluk isyanının bastırılmasında da kolordunun hareket şubesi şefi ve kısmen de erkanı harp reis vekili olarak bulunan Karabekir, 1912'de "Binbaşılığa" terfi etti. Karabekir, 1912-1913 Balkan Savaşı sırasında 10. Tümen Kurmay Başkanı olarak görev yaptı.
22 Nisan 1913'te esir düşerek Sofya'ya gönderilen Karabekir, 21 Temmuz 1913'te Edirne'nin alınmasının ardından Bulgaristan ile imzalanan İstanbul Antlaşması ile İstanbul'a geldi.
KÛT'ÜL-AMÂRE KAHRAMANI KARABEKİR
Karabekir, 1914'te başlayan 1. Dünya Savaşı'na kaymakam rütbesiyle katılarak, Çanakkale Savaşı'nda Fransızlara karşı Kerevizdere'de kazandığı başarı üzerine miralay rütbesi aldı. Alman Mareşali Graf Von der Gotz Paşa'nın kurmay başkanı olarak Irak'a giden Karabekir, Maraşel'in vefatından Bağdat Savaşı sonuna kadar 18. Kolordu Komutanı oldu ve Kut'ül Amare'de İngilizlerin bozguna uğradığı savaşta yer aldı.
1917'de Diyarbakır'daki 2. Kolordu Komutanı olarak Ruslara karşı savaşan Karabekir, Rusların çekilmesinden sonra Ermeni çetelerle mücadele etmek üzere 31 Aralık 1917'de 3. Ordu'ya bağlı 1. Kafkas Kolordu Kumandanlığına getirildi. Ağır kış koşullarına ve kısıtlı imkanlara rağmen 18 Şubat 1918'de Erzincan'ı, 12 Mart 1918'de Erzurum'u çetecilerden tamamen temizleyen Karabekir, 3 Mart 1918 Brest-Litovsk Anlaşması ile Rusların boşalttığı Kars, Ardahan ve Batum'u, Ermeni ve Gürcülerden almak için harekatı sürdürdü. 25 Nisan 1918'de Kars'ın kurtarılmasından sonra 15 Mayıs'ta Gümrü'ye giren Karabekir, başarılarından dolayı 28 Temmuz'da "Mirliva" rütbesine yükseltildi.
Karabekir, 30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasının ardından İstanbul'a çağrılarak kendisine teklif edilen Erkan-ı Harbiyye-i Umumiyye Reisliği (Genelkurmay Başkanlığı) görevini kabul etmedi. Tekirdağ'daki 14. Kolordu Komutanlığına getirilen Karabekir, kendi isteğiyle 13 Mart 1919'da Erzurum'daki 15. Kolordu Komutanlığına nakledildi.
DOĞU CEPHESİ KOMUTANI KARABEKİR
Trabzon'da ve Erzurum'da, Muhafaza-i Hukuk Heyeti üyeleriyle görüşen Kazım Karabekir, halka moral kazandırmak ve durumdan haberdar etmek için mitingler ve görüşmelerde bulundu. Bu görüşmelerde tüm şartları zorlayarak silahlanmayı sağlamak ve yurttan düşmana kesinlikle silah veya cephane yardımı yapılmasını engellemek, Ermeni propagandalarına inanmamak, Erzurum'da doğu illeri temsilcilerinden oluşan büyük bir kongre toplamak konuları üzerinde duruldu. Karabekir'in İzmir'in işgaliyle kongre önerisi kabul edildi ve 30 Mayıs 1919'da her tarafa davetiyeler yazıldı.
Samsun'a 19 Mayıs 1919'da çıkan Mustafa Kemal Paşa, Erzurum Kongresi'nin toplanması için zemin hazırlayan Kazım Karabekir ile temasa geçti. Erzurum Kongresi'nin toplanma kararını öğrenen Mustafa Kemal Paşa, bunu takdir ettiğini Kazım Karabekir'e telgraf ile bildirdi ve 22 Haziran'da Amasya Genelgesi'ni yayınlayarak kongrenin toplanacağını yurdun dört bir yanına duyurdu.
Mustafa Kemal'in Anadolu'daki eylemlerinden çekinen İstanbul hükûmeti, Paşa'yı İstanbul'a çağırdı. Emre karşı çıkan Mustafa Kemal Paşa'nın tutuklanması için Kazım Karabekir Paşa görevlendirildi. Bu emir üzerine Karabekir, Mustafa Kemal'i komutanı olarak kabul ettiğini bildirdi.
10 Temmuz'da toplanan Erzurum Kongresi'nin Temsil Heyeti'ne seçilen Kazım Karabekir, Sivas Kongresi çalışmalarını da yakından takip etti ve kongrenin aldığı kararları destekledi.
Karabekir, Milli Mücadele hareketi boyunca, Edirne Milletvekili ve Doğu Cephesi Komutanı olarak görev yaptı.
1920'de Ermenilerce işgal edilen doğu illerini geri aldıktan sonra 31 Ekim 1920'de korgeneralliğe yükseltilen Karabekir, 2 Aralık 1920'de Ermenilerle Gümrü Anlaşması'nı imzaladı. Karabekir, Rus ve Kafkasya hükûmetleri ile yapılan Kars Antlaşması'na ait görüşmeleri Ankara Hükümeti Murahhas Heyeti Başkanı olarak başarıyla sonuçlandırdı.
Karabekir, Doğu'daki başarının ardından emrindeki ordunun büyük kısmını Batı Anadolu'daki ordularını desteklemek üzere sevk etti.
Savaş süresince gösterdiği kahramanlıkların yanında Kazım Karabekir, merhametiyle de yetim kalan çocuklara kol kanat gerdi. Karabekir, Erzurum, Kars'ta kurduğu yetimhanelerle 6 bininin üzerinde şehit çocuğunu, barınma ve eğitim imkanına kavuşturdu.
21 Kasım 1923'te "Milli Mücadelemizde Siyasi ve Savaş Yararlılığı" görülenlere verilen İstiklal Madalyası ile ödüllendirilen Karabekir, Birinci Dünya Savaşı ile Kurtuluş Savaşı yıllarında özellikle Doğu Anadolu'da gösterdiği kahramanlıklar dolayısıyla "Şark Fatihi" unvanı ile anıldı.
İLK MUHALEFET PARTİSİ LİDERİ KARABEKİR
Kazım Karabekir 15 Ekim 1922'de, Edirne Milletvekili oldu, 17 Şubat-4 Mart 1923'te toplanan İzmir İktisat Kongresi'ne başkanlık yaptı. 29 Haziran 1923'te İstanbul Milletvekili olan Karabekir, 21 Ekim 1923'te 1. Ordu Müfettişliği'ne atandı.
Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele, Cafer Tayyar Eğilmez, Adnan Adıvar ve arkadaşları ile 27 Kasım 1924'te cumhuriyetin ilk muhalefet partisi Terrakki Perver Cumhuriyet Fırkası'nı kurdu.
Karabekir'in genel başkanı olduğu parti, 1925 yılı şubat ayında ortaya çıkan Şeyh Sait İsyanı dolayısıyla 3 Haziran 1925'te kapatıldı.
TBMM Başkanı KARABEKİR
Karabekir Paşa, 22 Haziran 1926'da İzmir'de Mustafa Kemal'e düzenlenen suikasttan haberdar olduğu halde bildirmediği iddiasıyla tutuklandı ve İstiklal Mahkemesi'nde idamla yargılandı, ancak mahkeme heyetinin oy birliğiyle beraat etti.
İkinci dönem milletvekilliği bitince Kazım Karabekir, 5 Aralık 1927'den 1938'e değin Erenköy'deki, bugün müze olan köşkünde inzivaya çekildi.
Atatürk'ün vefatının ardından İsmet İnönü, Cumhurbaşkanı olunca Karabekir de, 31 Aralık 1938'de İstanbul milletvekili oldu, 23 Temmuz 1946'da TBMM Başkanı seçildi.
26 Ocak 1948'de Ankara'da vefat eden Kazım Karabekir, önce Hava Şehitleri Mezarlığı'na defnedildi. Karabekir'in cenazesi daha sonra 30 Ağustos 1988'de Atatürk Orman Çiftliği'nde oluşturulan Devlet Mezarlığı'na nakledildi.
Aydın eşrafından Cemal Bey'in kızı İclal Hanım ile 1924'te evlenen Karabekir'in, 1927'de ikiz kızları Hayat ve Emel, 1941 yılında da 3. kızı Timsal dünyaya geldi.
Kazım Karabekir, hatıratını da yazdığı kitaplarla gelecek nesillere aktardı. Karabekir, aralarında "Birinci Cihan Harbi", "İstiklal Harbimiz", "İzmir Suikastı", "Çocuklara Öğütler", "Hayatım", "İttihat ve Terrakki Cemiyeti 1896-1909", "Ermeni Dosyası", "İngiltere, İtalya ve Habeş Harbi", "Çocuk, Davamız", "İstiklal Harbimizin Esasları", "Sanayi Projelerimiz", "İktisat Esaslarımız", "İstiklal Harbimizde İttihad Terrakki ve Enver Paşa", "İtalya ve Habeş", "Sarıkamış-Kars ve Ötesi" ve "Erzincan ve Erzurum'un Kurtuluşu" olan 17 eser kaleme aldı.
QHA