Engellilerin Haklarına Erişim Platformu, basın ve kamuoyuna engelli çocuğu olan aileler adına önemli bir açıklamada bulundu.
Engellilerin Haklarına Erişim Platformu'nun, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'a hitap eden seslenenişi ve açıklamaları şöyle;
"Platform üyelerimizden bir engelli çocuk annesinin size bir mesajı var. “Bakanlığınız döneminde, çok değil 6 ay önce Trabzon’da, 80 yaşındaki baba 52 yaşındaki zihinsel engelli kızını tabanca ile vurup intihar etti. O babanın çevresindekilere, sürekli “Ben ölürsem kızıma kim bakacak, onun hali ne olacak, bu düşünce beni kahrediyor” dediğini biliyor muydunuz?..
Biz anne ve babalar, hepimiz her gün kahrolurken bu sabah Bursa’dan gelen haber ile bin kez öldük.
53 yaşındaki anne, 31 yaşındaki engelli oğlunun hayatına son verip intihar etti. Sizin bakanlığınız döneminde…
“Benden sonra nasıl, kiminle ve nerede yaşayacak” sorusuna yanıt bulamadıkça gelen haberlerin, bizleri nasıl etkilediğinin farkında mısınız? Aramızda, aynı sonu; kendi ve çocuğu için düşünen anne ve babalar var. Ben dahil bu sonu, kurtuluş gibi görenler var. Siz, bizim çığlıklarımızı duymadınız ki. Ya biz, hep ölmeye devam edersek… Sayın Bakan, bugün bir özeleştiri yapın ve yaşadığımız çözümsüzlüğün bir sorumlusu olarak derhal istifa edin.”
Sayın Mahinur Özdemir Göktaş,
Biz Engellilerin Haklarına Erişim Platformu olarak bugün, 28 Mayıs 2024 günü basına yansıyan; Aksaray’da bir Özel Eğitim ve Uygulama Okulunda, 5’inci sınıf öğrencisi 12 yaşındaki otizmli T.E.’nin, okul çalışanı tarafından darp edildiğine dair habere yönelik basın açıklaması hazırlamışken Bursa’daki olayı öğrendik.
Platform olarak kuruluşumuzu ilan ettiğimiz 14 Mayıs 2024 günü TBMM önünde yaptığımız basın açıklamasında, “Benden sonra ne olacak” sorusu ile yaşayan aileler adına konuşma yapmış, Bakım Sigortası Yasasının acilen çıkartılması gerektiği üzerinde durmuştuk. Yaşadığımız olaylar, bir kez daha gösteriyor ki, ailelerin dayanacak gücü kalmadı. Ekonomik, psikolojik ve sosyal sorunlarla boğuşan ve gittikçe yaş alıp geleceğe güvenle bakamayan anne ve babalar, yaşamlarına son vermeyi, tek çare olarak görebiliyor.
Sayın Bakan, biz Platform olarak yukarıda mesajını ilettiğimiz annenin endişelerine hak vererek size soruyoruz: TEHLİKENİN FARKINDA MISINIZ?
Aksaray’da şiddet gören otizmli çocuğumuz hakkında, ailesinin suç duyurusunda bulunması üzerine Aksaray Valiliğinin, soruşturma başlattığını öğrendik.
Kendisini savunamayan ve yaşadıklarını ifade dahi edemeyen T.E., çocuklarımıza yönelik gittikçe artan şiddetin son örneğidir.
Otizmli çocuklarımıza yönelik şiddet; kasten yaralama değil; eziyet suçudur, işkence suçudur. En açık tabir ile “insanlık suçudur”.
Çocuklarımız, özel eğitim kurumlarında, bakım kurumlarında ve okullarda; bakıcılardan, öğretmenlerden ya da görevlilerden şiddet görüyor. Yaşanan olaylar karşısında bakanlıkların, “olayı kınadıklarına ve derhal soruşturma açtıklarına dair basın açıklaması” yapmaktan öte gitmediklerini görüyoruz.
Çocuklarımıza uygulanan şiddet, eziyet ve işkence; Birleşmiş Milletler Engelli Kişilerin Hakları Sözleşmesi’nin; “Yaşama Hakkı” başlıklı 10’uncu maddesinin, “İşkence, insanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele veya Cezaya Maruz Kalmama” başlıklı 15’inci maddesinin, “Sömürü, Şiddet veya İstismara Maruz Kalmama” başlıklı 16’ncı maddesinin ve “Kişisel Bütünlüğün Korunması” başlıklı 17’nci maddesinin en ağır biçimde ihlalidir.
Sadece kapalı kurumlarda değil, kamuya açık kurumlarda ve alanlarda “aleni” yapılan şiddet, gittikçe artmaktadır. Çünkü çocuklarımıza işkence uygulayanların aldığı cezalar, caydırıcılıktan uzak neredeyse cezasızlıktır.
Unutmadık; Mersin’de 20 yaşındaki otizmli Efe’ye işkence eden görevlinin sadece 1yıl hapis cezası aldığını, Sinan’a işkence eden görevlinin sadece 4 taksitle 2700 lira ceza aldığını, Muhammed’in bakım kurumunda kırdığı camın parasının ailesinden istendiğini, bakım kurumunda işkence sonucu vefat eden Mehmet Eres’in, ölüm nedeninin “doğal ölüm” olarak tutanak altına alındığını ve bir ihbar ile kamera görüntülerine bakıldığında, işkence gördüğünün tespit edildiğini ancak halen otopsi raporunun beklendiğini unutmadık.
Biz Engellilerin Haklarına Erişimi Platformu olarak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanına ve Milli Eğitim Bakanına soruyoruz:
Neden; çocuklarımıza yönelik işkencenin durdurulması için BM Engelli Kişilerin Hakları Sözleşmesi’ni dikkate aldığınız, etkin politikalarınız yok?
Neden; engelli çocuklara bakım verenler, bakım konusunda eğitim almış yetkin kişiler değil?
Neden; okullarda, kurumlarda görevli öğretmen, bakıcı ve diğer personel, insani bir hizmet sunumu hakkında hizmet içi eğitime tabi tutulmuyor?
Neden; çocuklarımıza işkence edenler, az bir ceza ile adeta ödüllendiriliyor? Neden; okullarda, çocuklarımız için kolaylaştırıcı personel istihdam etmiyorsunuz?
Neden; okullardaki dersliklere; özel eğitim sınıflarına, özel eğitim okulları ve özel eğitim ve rehabilitasyon dersliklerine kamera yerleştirilmesi için Kamu Denetçiliği Kurumunun verdiği tavsiye kararını tanımıyorsunuz?
Ailelerin güçlendirilmesi için, Devlete güvenmeleri için ve yaşam kalitelerinin yükseltilmesi için ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Tüm süreçlerine dahil olmamız gereken Bakım Sigortası Yasası hazırlıklarına ne zaman başlıyoruz?
Siz bizi ne zaman duyacaksınız?
Çocuklarımız daha ne kadar işkence görecek, daha ne kadar ölecek?
Engellilerin Haklarına Erişim Platformu olarak, yukarıda sorduğumuz sorunlara yanıtlarınızı beklerken;
Aksaray’da işkence edilen 12 yaşındaki T.E.’nin ve ailesinin yanında olduğumuzu, beklentimizin; sorumluların derhal adalete teslim edilmesi ve en ağır ceza ile cezalandırılmaları olduğunu belirterek soruşturma sürecinin takipçisi olacağımızı,
Okullarda sınıflara ve açık alanlara kamera sisteminin konulması için yasal düzenlemenin ivedilikle yapılmasını talep ederken; Platform üyelerinden KEDİ Otizm (Kabul, Eşitlik, Dahil olma, İstihdam) Derneğinin, Milli Eğitim Bakanlığının, sınıflara kamera sistemi takılmasını kabul etmemesi üzerine, Gölge Eğitimciler Derneği ile birlikte Danıştay’a taşıdığı; MEB Özel Eğitim Kurumları Yönetmeliklerinde yer alan ilgili hükümlerin yürütmesinin durdurulması ve ardından iptali davasını desteklediğimizi,
Kurumların, insan onuruna yakışır hizmet verip vermediğini denetlememiz için, bizlerin denetimine açılmasını talep ettiğimizi;
Kararlılıkla bildiririz..."
bursaarena.com.tr