Evet; “Çikolata veya tatlı yemekten kendimi alıkoyamıyorum diyenler,” (*)
“Göbek çapım sürekli genişliyor bir türlü kilo veremiyorum, su içsem kilo yapıyor diyenler,” (**)
“Kolesterolüm yüksek, trigliseritim yüksek, karaciğerimde yağlanma var diye dert yananlar,” (**)
“Yüksek tansiyondan, damar tıkanıklığından şikayetçi olup, kalp krizi veya beyin kanaması korkusuyla doktor kontrolünde poşet dolusu ilaçlarla yaşamaya çalışanlar,” (**)
Zararlarını bilmesine rağmen “alkolden ve sigaradan vazgeçemiyorum bir türlü bırakamıyorum diyenler,” (*)
“Ramazan ayı sizin için gerçekten bir fırsat.” Bilinçli bir şekilde “oruç tutarak bu fırsatı değerlendirin.”
“Zaman değişiyor, çağlar değişiyor, hükümetler değişiyor, imkanlar değişiyor, mekanlar değişiyor, teknoloji değişiyor, cihazlar değişiyor” fakat temel “zaafları, hataları, ihtirasları ve istekleriyle insan değişmiyor.” İyi ki “insanı yaratan Allah insanın zaaflarını, zayıflıklarını ve başına gelecekleri herkesten hatta kişinin kendisinden çok daha iyi biliyor.”
“Hiç Yaratan bilmez mi? O en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır” Mülk Suresi ayet 14
Bildiği içindir ki; “insanı maddi ve manevi her türlü kirden pislikten temizleyecek en doğru reçeteleri de Allah yazar.” İşte “oruç bu reçetelerin en önemlilerinden birisidir.” Çünkü “oruç ibadet olarak asıl amaç değildir”. Ancak en ayrıntılı şekilde Allah’ın bildiği, bizim pek farkında olmadığımız “daha üst amaçlar için bir araçtır.”
Oruç da ki en önemli amaç ise “hem fiziksel, hem ruhsal sağlığımızın iyileşmesi” ve tüm hayatımızı etkileyecek olan “sorumluluk bilincini kazanmamızdır.”
“Siz ey iman edenler oruç tıpkı sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Belki bu sayede takvaya erersiniz (sorumluluk bilincini kazanırsınız)” Bakara Suresi ayet 183
Yani oruç “sağlığımıza destek olmanın yanında, “insanı insan yapan değerlerin öne çıkarılması, beslenmesi, güçlenmesi için yapılan bir eylemdir.” Oruç sayesinde “hücrelerimizde aktif hale gelecek olan atık değerlendirme tesislerimizle” bedenen toksinlerden (zehirlerden) temizlenerek hafifleyecek, “ibadet psikolojisi ile de ruhen dinginleşip, beslenecek, gönlümüz aydınlanacak, kalp gözümüz açılacak, vicdanımız daha aktif hale gelecektir.” (***)
Tüm bilimsel verilere göre “bir insanın, her hangi bir şeye bağımlı hale gelmesi, her hangi bir şeyi alışkanlık haline getirmesi ya da alışkanlıklarından vaz geçmesi 21 ila 28 gün civarında” bir zaman alır. Ramazan ayı boyunca istikrarlı bir şekilde uygulayacağımız bir programla, “hem kilo vermemiz kolaylaşacak, hem de sağlıklı bir bünye ye kavuşma” yolunda ciddi bir adım atılmış olacaktır.
Özellikle zayıflama konusunda dikkat edilmesi gereken önemli hususlardan birisi, “insanların paket programlarla zayıflamaya çalışmalarının yanlışlığıdır.” Yer yüzünde yaklaşık sekiz milyar civarında insan var ve “hiç birisi, bir diğeriyle aynı değil.” Tabii “yediklerimizin içtiklerimizin de, her insanda bire bir aynı etkiyi yapması mümkün değil.” Çünkü her insanın başta “bağışıklık ve sindirim sistemi olmak üzere tüm vücut yapısı bir diğerinden farklıdır.”
Ayrıca bir çok yiyecek ve içecek tamamen fabrikasyon olup, sağlıklı zannettiğimiz yiyeceklerin, meyvelerin, sebzelerin genetik yapısı değiştirildiği gibi, yetiştirilme şekline, bölgelere ve iklimlere göre de farklı özellikler gösterebilmektedir.
Bu nedenlerle “standard diyet programlarının, milyonlarca insana uygulanması ve hepsinde de aynı neticeyi vermesi” pek mümkün görünmüyor. Bana göre yapılması gereken şey; her “insanın sindirim sisteminin çalışma şekli ve beslenmeyle ilgili dikkat edilmesi gereken genel kuralları öğrenerek, kendi beslenme programını kendisinin yapmasıdır.”
Ayrıca Ramazan ayından maksimum faydayı sağlayabilmek için; hiç değilse “takım tutanlar kadar heyecan ve aşkla,” hiç olmazsa “kumarbazlar kadar umutla ve şevkle,” hiç değilse “boğazına kadar günaha batanlar kadar cesaret ve pervasızca oruç tutalım.”
Yani “mızmızlanıp şikayet ederek, kerhen değil de, Allaha gönülden teslim olup isteyerek bilinçli bir şekilde aç kalalım” ki; yeme içme güdümüzü ve şehvet duygularımızı kontrol altına almayı, yani “kendimizi tutmayı, sabretmeyi öğrenelim.” Neticede “hem bedenimiz, hem ruhumuz temizlensin arınsın ve sağlığına kavuşsun.” (****)
Kanserle Savaşırken Öğrendiklerim adlı kitabımdan;
(*) “Nasıl Bağımlı Hale Geliriz” başlıklı bölümü, (shf-248)
(**) “Sindirim sisteminin çalışma şekli ve önemi” başlıklı bölümü, ( shf-154)
(***) “Bilinçli Aç kalmanın Sağlığımıza Faydaları” başlıklı bölümü, (shf-123)
(****) “Duanın Sağlığımıza Etkileri” başlıklı bölümü, (shf-91)
Kısaca “kitabın tamamını dikkatlice okuyun ve uygulamaya çalışın.” Ramazan sonunda “kilonuz ve sağlığınızda meydana gelecek olumlu değişikliklere” etrafınızda herkes şaşıracaktır.
Sağlık anlayışımızın değişmesine katkı sağlaması umuduyla, iyiliklere vesile olacak bir Cuma ile sağlıklı ve mutlu hafta sonları geçirmenizi diliyorum…
Ümit Yurtkuran