Ak Parti ve MHP ortaklığında yürütülen yeni çözüm sürecine CHP de Özgür Özel’in şu cümlesiyle ortak oldu:
"Bir süreç yaşanacaksa, bu Meclis odaklı olmalı diyoruz. Açık, şeffaf yürütülmelidir diyoruz. İki partinin birbiriyle kurduğu çıkar ilişkisi gibi süreçleri geçmişte çok acı bir şekilde deneyimledik. Onun için Meclis odaklı, kimsenin dışlanmadığı, toplumsal mutabakata dayanan bir süreç yürümesi lazım diyoruz."
CHP yıllardır "meclis odaklı" olsun istiyordu. O da oldu. AKP, MHP, CHP, DEM ufak pürüzler dışında kol kola yürüyecek. Hiçbiri yeni çözüm sürecinden ne anladığını belirtmiyor “analar ağlamasın, barış olsun” diyerek meseleyi geçiştiriyor. “Yeni anayasa” söylemiyle anayasamızdan “Türk Devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk’tür” şeklindeki 66. maddesi ve Türk, Türk milleti ve Türkçe ile doğrudan ilgili 3, 4, 5, 6, 7, 9, 41, 42, 59, 62, 67, 69, 81, 90, 92, 101, 103, 104, 134, 174 ve “Başlangıç” bölümünün çıkarılması veya değiştirilmesi gerekecek. Elbette bu kavramlarla dolaylı ilgisi olan maddeler de ele alınacaktır. Bunlara dair bir şey konuşmuyorlar. Üniter devlet yapısı, Türk, Türk milleti kavramından vazgeçileceğine yönelik kaygılar artarken DEM partili Tülay Hatimoğulları “tarihsel bir kırılma anından geçmekteyiz. Ya barışı inşa edeceğiz; ya negatif yönde kırılmalar gerçekleşecek, her yer Gazze olacak” diye tehdit ediyor.
Bu denli tehdit eden bir partiye özgürlük hangi ülkede var?
Böyle konuşan birine, partisine “demokrasinin beşiği” dedikleri Avrupa'da ne yaparlar?
Aydın aymazlığı
Bu noktada toplum aydınlarına bakıyor ama aydın bilinenlerin çoğu ya çıkarcı ya kafası karışık. Örneğin Selahaddin Demirtaş "Öcalan'a güvenim tam, açılımı destekliyorum" deyip ve Erdoğan'a, Bahçeli'ye, Özel'e teşekkür etmişti. Hani "seni başkan yaptırmayacağız" deyince adamda olmadık keramet arayan aydınlarımız vardı. Demirtaş’ın, DEM’den, Öcalan’dan ayrı düşündüğünü savunuyorlardı ve Demirtaş’ı parlatıyorlardı. Şimdi bu açıklama karşısında hayal kırıklığına uğramışlar. “Nasıl böyle bir söz söylermiş!” Halbuki Öcalan'dan, Kandil'den onay almadan biri DEM’den vekil seçilebilir mi, karar alınabilir mi!
İktidar kör mezhepçiliğinden, meclis muhalefeti de doğu toplumlarını, liderlerini cahil, çıkarcı, antidemokratik, diktatör, totaliter ama AB, ABD'yi demokrasinin beşiği gördüğünden, parayı (borcu) onlardan bulacağından, hatta onlar sayesinde iktidara gelebileceklerini düşündüklerinden Esad'ı desteklemedi. Şimdi Suriye kendini savunacak silahlardan mahrum, etnik-dinsel boğazlaşmanın, bölünmenin pençesinde. Avrupa'da "Suriye'nin Geleceği" toplantısında sömürülebilir bir Suriye'yi HTŞ ile kuracaklar. "100 yıllık hayali gerçekleştiriyoruz" diyenlerin başta olduğu Türkiye ise toplantıya davet edilmiyor. Çünkü hedeflerden biri de Türkiye.
Yazarlarımızın, şairlerimizin, sanatçılarımızın çoğu (aydın diyemiyorum) "beni partiler, dernekler davet etmez, tv’ye çıkarmaz, kitaplarımı almaz" diye doğrunun yanında duramadı. Çıkarsız olanları şimdi bile olayı kavrayacak antiemperyalist akıldan mahrum. Dünyaya her türlü etnik, dinsel- mezhepsel, cinsiyetçi, vb çoğulculuk noktasından bakıyorlar. Türk milletinin genel çıkarı önemli değil. Pusulaları antiemperyalizm olmayınca şaşırıp dururlar.
Biz halk da doğruya değil, güce (büyük parti, ünlü yazar diyoruz) taptığımız için bu adamlar istediği gibi at koşturuyor.
Pusulamız antiemperyalizm olsun
Ülkemiz yeni anayasa, çözüm süreci oyalanırken ABD tankları Ayn el Arap’a girdi. ABD üs kuracakmış. "YPG'nin hamisi benim" diyor. İktidara "kukla devleti dağıtın Esad ile" dedik, dinletemedik. Şimdi ABD açıktan meydan okuyor. İktidar ve meclis muhalefetiyle "hodrimeydan" diyebiliyorlar mı?
Hayır.
Her şeyden önce bağımsızlık gelir. Sonra demokrasi ve diğer meseleler. Esad’ı destekleyerek emperyalizmin ve işbirlikçilerinin ülkemize ve bölgemize çullanmasının önüne geçmiş ve öncelikle kendimizi desteklemiş olurduk. Dünyanın en gericisi, antidemokratiği emperyalizmdir. Emperyalizmi kovarsak diğer meseleler çözülebilir.
Özetle etiketlere (muhafazakar, İslamcı, Kemalist, Atatürkçü, devrimci, milliyetçi, vb) değil emperyalizm karşısındaki duruşuna bakacağız. Türk, Türk milleti, Türkçe’yi savunanlarla, emperyalizme karşı mücadeleyi vermeliyiz.
.....
Yazarın tüm yazıları için tıklayınız
.....