Neredeyse herkesin de bildiği gibi siyasi partilerin, toplumun, ülke ve devletin çıkarlarını korumak ve daha ileriye taşımak gibi hedefleri vardır. Gruplar ve kitleler bu amaçlarla örgütlenir. Hedef kitleler bu yönlerde yapılandırılır ve elde tutulur.
Ülkemizdeki partiler içinde hedeflediği kitleyi elinde tutan büyük partilerden sadece AKP olduğu açıktır. Hedef kitlelerini elinde tutmasaydı 22 senedir seçimleri kazanan parti olmazdı.
CHP eski lideri Deniz Baykal’ın desteği sayesinde seçilen Erdoğan ve AKP, kuruluşundan günümüze kadar yapılan tüm seçimleri kazandı. Çünkü partide Erdoğan ne derse yapan bir yönetim kadrosu ve elde tutmayı öyle böyle becerdiği bir hedef kitlesi var. Parti adına belirlenen kişileri özenle seçmişler ve o kişiler de örgütlerinde dinleniyor. Genel merkezden başlayarak tüm yerelde tek seslilik var. Kazanma nedenlerinin en önemli nedenleri bunlardır.
"Ama orada demokrasi yok" diyerek kendini avutan CHP yöneticileri kendileri ne kadar demokrat ki? Çünkü siyaset üretmek yerine parti merkezinde ve yerelde parti binası kiralarını finanse eden müteahhitler ve iş adamlarını, bunların da ötesinde partinin savunduğu ilkelere uzak kişileri partiye aldılar.
Geçmişe yine bir bakarsak; 2010 senesinde BAYKAL’a fetö tarafından kurulan kaset kumpası sonrası KEMAL KIÇIÇDAROĞLU partiyi eline geçirdi. Partide 10 ARALIK hareketi olarak bilinen ve partinin kapatılarak vakıf olmasını savunan kişileri parti yönetimlerine aldı.
KILIÇDAROĞLU ile birlikte eleştirilere tahammül edemeyenlerin eline geçti parti.. Oysa bir partide gelişme olması için parti siyasetini geliştirmeye yönelik fikir üreten kişiler olmalıdır. Maalesef merkezde ve yereldeki il, ilçe yöneticileri "koltuk kaygısı" yüzünden fikir üreten insanları ya ihraç ettiler ya da pasifize ettiler. Partiyi ele geçirenler, gerçekten de ATATÜRK'ÜN PARTİSİYİZ diyen insanlarımızın desteklerini istedikleri gibi yönlendirerek, partinin ATATÜRK rotasından ve kurucu ayarlarından uzaklaşmasını sağladılar. Destek verenler için CHP adı yeterliydi çünkü. Onlar partiyi yönetenlere hep saygı duyan, ne denirse yapan kişilerdir. Rota neden değişti sorusu sormazlar.
Partide delege yapısı tamamen değişti. Gençlik kolları HDP gençlik kolları gibi ROJAVA’ya oyuncak götürdüler TIR doldurarak.. CHP Gençlik Kolları, ödünsüz şekilde KEMALİST olsa idi, parti "kurucu ayarlarını" kaybetmezdi. Kemalist gençlerin söz hakkı olmayan bir gençlik kolları görüyorum maalesef.
3 Haziran 2023 tarihinde yapılan Kurultay'da Kemal Kılıçdaroğlu, çok güvendiği kişilerin Ekrem İmamoğlu destekli Özgür Özel’i desteklemeleri sonucu delege darbesi ile Genel Başkanlığını kaybetti.
Bunun üzerine katıksız KILIÇDAROĞLU destekçileri ve onu göklere çıkaranlar başta olmak üzere, çok sayıda gazeteciler dahi birden bire kaybetmiş adama saldırmaya başladılar. En başta gelen yazarlar da ŞABAN SEVİNÇ ve İSMAİL SAYMAZ.... Bu kişiler yarın kimden yana olurlar hep beraber seçim sonrası göreceğiz.
Belediye başkan adaylarını halka seçtirme yolunu kapatarak uyduruk temayül yoklamaları ile belirledikleri adayları açıkladılar. Çok yerde açıkladıkları kişilerin adaylıklarını iptal ettiler. Yerine atanan adayların da önceden aday ilan ettikleri kişilerin büyük kısmının CHP ile ilgisi hiç yok.. Hayatı CHP'ye karşı mücadele ile geçmiş kişiler bile aday yapıldılar.
Siyasi parti tanımına uyan davranışın olmadığı, adayların ciddi paralar harcadığı, adaylara sürekli “para gönder” baskısı yaptığı söylenen parti durumuna düşen bir CHP var ortada.
Bu kompozisyon karşısında ÖZGÜR ÖZEL ve EKREM İMAMOĞLU bu seçimde çok ciddi yenilgi almaya mahkûmdur. Çünkü parti KILIÇDAROĞLU döneminde başlayan ve ÖZGÜR ÖZEL döneminde doruklara çıkan AİLE ŞİRKETLERİ gibi yönetilen bir parti halindedir. Hiç bir ilkesi ve idealist söylemleri de yoktur.
14 Şubat günü CHP’den istifa eden başkanları diğer partiler havada kaptılar. Memleket partisi yakın diyebiliriz söylem olarak. İstifa ederek Memleket Partisi'nden aday olanları anlarım. Ancak taban tabana zıt İyi Parti’den aday olanlara ne demelidir. Bunlar çok açık partinin KURUCU AYARLARINDAN koptuğu ve batağa saplandığının göstergesidir. Daha dün CHP’de olan bu kişilere herkes CHP’li ve ATATÜRKÇÜ başkan diyorlardı. 4 Mayıs sonrası İYİ PARTİ’den aday olunca ne diyecekler göreceğiz.
Aslında İYİ PARTİ’nin de gidişat olarak CHP’den çok farkı yok. Onlar da milliyetçilik, ülkücülükten söz ettiler sürekli.. Milliyetçilik adına ürettikleri bir siyasetlerini de görmedim zaten..
Eski başkanlara belediyelerin tapuları verilmiş gibi her dönem başkan olmak istemeleri de saygısızlığın daniskası. Çok açık başkan adaylarının idealist hedefleri yok. Tek düşünceleri kazanmaları halinde alacakları “rant hesabı”ndalar.
Şu günlerde bir de GÜRSEL TEKİN’in istifası çıktı ortaya..
Belediye başkanı adayı gösterilmeyince partinin ATATÜRK İLKELERİNDEN koptuğunu birden bire fark eden GÜRSEL TEKİN… Zamanında çarşaf giyen kadınlarımıza ROZET TAKMA töreni yaparak, rozetleri de Deniz Baykal’a taktırmıştı..
Kadıköy balık restoranlarında garsonluk yaparken SELAMİ ÖZTÜRK Belediye Başkanı olunca Kadıköy Belediye başkan yardımcısı yapıldı. Sonrasında da ALLAH YÜRÜ YA KULUM dedi. Önemli zenginler sınıfına girdi kendileri..
Dediğim gibi partideki bir takım gidişata bugüne kadar sükut eden Gürsel Tekin, şu seçim arifesinde partinin ATATÜRK İLKELERİNDEN koptuğunu birden bire fark etti sanki..
Peşinden de birkaç gün sonra Genel Başkan Yardımcısı Koza Yardımcı.. Bu da önemli, zira istifalar Genel Başkan Yardımcıları düzeyine çıktıysa, durum vahim demektir. Yani istifaların devam edeceği de açıkça anlaşılıyor.
Görünen o ki;
31 MART seçimlerinde ağır bir yenilgi bekliyor EKREM İMAMOĞLU destekli ÖZGÜR ÖZEL ve ekibini..
.....
Yazarın tüm yazıları için tıklayınız
.....