Hep iç politikamızı eleştirir durur, dış politikamıza pek ilişmezdik. Ama koca Türk devletini öyle hallere düşürdük ki, insanın isyan edeceği geliyor.
Türk insanına ileri, çağdaş, modern ülkeleri kapadılar adeta. Yıllardır çok ağır ve onur kırıcı şartlarda vize veriyorlar, vermemek için bin dereden su getiriyorlar ya da müracaatları reddederek vize paralarının bile haraç alır gibi üstüne yatıyorlar. Vatandaşlarımız yurt dışına çıkabilmek için sayfalar dolusu belge ve bilgi hazırlamak, neye ve nerede sahip olduklarını bildirmek, bankalardaki mevduatlarını resmi belgelerle belirtmek zorunda bırakılıyorlar. İnsan bu belgelerle değil yurt dışına çıkmak, Birleşmiş Milletler Teşkilatının New York merkezinde rahatça işe girebilir.
Komşumuz Yunanistan 145 ülkeye vizesiz girebiliyor, bizden ise 90’dan fazla ülke-ülkecik vize istiyor. Adını sanını hiç duymadığımız avuç içi kadar ada ve adacıklara bile vizesiz adım atamıyoruz. 96 ülke bizim vizeden muaf, 79 ülke vatandaşı ise bizden vize almak zorunda. Daha acısını söyleyeyim, dünya seyahat özgürlüğü sıralamasında 45’inciyiz. Biraz daha acısını da belirteyim ki, gerçek durumumuzu herkes bilsin. Yeşil pasaporta sahip memur ve bürokratlarla, eş ve çocukları, dünyanın pek çok ülkesine vizesiz seyahat edebilirlerken, şimdi içlerinde çok ciddi ülkelerin de bulunduğu 25 ülkeye artık vizesiz giremiyorlar. Örneğin Amerika, İngiltere, Avustralya, Hindistan, Kanada, Kore, Meksika neyse de, Uganda, Nepal, Kongo, Orta Afrika Cumhuriyetine bile gidemiyorlar.
Peki, eskinin kırmızısı şimdinin siyahı “diplomatik pasaporta” ne demeli? Eskiden diplomatik pasaportla her ülkeye vizesiz kolayca girilirdi. Günümüzde ise 26 ülke diplomatik pasaporta bile vize istiyor. ABD, Kanada, Avustralya, Kuzey Kore, Ermenistan, Yeni Zelanda’ya haydi olabilir diyelim, Lesotho, Komorlar Birliği, Mikronezya, Nauru, Papua Yeni Gine, Solomon Adaları’na ne oluyor? Kim bunlar, buralara bile girilemiyor diplomatik pasaportla. Öyle pek uzaklara da gitmeyelim, komşumuz Yunanistan vatandaşları Türkiye’ye elini kolunu sallayarak vizesiz girebiliyor da, bizimkiler yakınımızdaki adalarına bile gidebilmek için, hendeği atlayan deveden beter hale getiriliyor.
Bizimkileri muhatap bile almıyor Yunanistan, sıradan bir seyahat şirketiyle anlaşmış, oraya yönlendiriyor herkesi. İnsanımız önce şirketten randevu almak zorunda. Şirketten randevu almak, vize almaktan da zor hale getirilmiş. İstedikleri belgelerle bankaya gitseniz, dilediğiniz krediyi kolayca alırsınız. İkametgâh belgesi, resmi nüfus örneği, aile kaydı, sahip olduğunuz tapular, bankadaki hesaplarınız ve güncel belgeleri, sağlık sigortası, ölme eşeğim ölme… Bunca soruyu savcılarımız suçlulara bile sormuyorlar. Diyelim evrakları tamamladınız, bu sefer de Sefarete ya da başkonsolosluklara giden belgelerin kontrolü, onayı filan bazen haftalarca sürüyor ve genelde “red” cevabı ile karşılaşıyorsunuz ya da bir aylık vize alabiliyorsunuz.
Şu rezalete bakın. Biz onlara kapılarımızı sonuna kadar açık tutalım, onlar bize gâvur eziyeti yapsınlar. Vize verseler de zulümleri sona ermiyor ki, bu sefer de girişlerde perişan ediyorlar sizi. Şu Bodrum’un karşısındaki Kos adasına bir gidin, yakıcı güneşin ve cehennem sıcağının altında bir saatten fazla bekleyin kuyrukta da göreyim sizi. Hay size de, vizenize de deyip, saydırıp durursunuz komşunuza. Böyle komşuluk olmaz olsun.
Sadece Yunanistan değil, genelde tüm ülkelerde de durum aynı. Ama Yunanistan’a daha bir içerliyor insan. Geçenlerde bir yabancı diplomatla tartıştım konuyu. Kabahati bizde buluyor ve diyor ki;
"Milyonlarca insan sınırlarınızdan girdi. Çoğu da dışarıya kaçmaya çalışıyor. Pasaportunuzu alan gittiği ülkelerde izini kaybettiriyor ve geri dönmüyor. Bunun için mecburen vize işini sıkı tutuyoruz. Biliyoruz sizi kızdırdığımızı ama yapacak bir şey yok. Bu sadece bizim kararımız değil, neredeyse tüm ülkelerin ortak kararı haline geldi.."
İyi de, onca tüccarımızın, iş adamının, sanatçı ve öğrencilerimizin, emeklilerimizin, dünyayı gezmek isteyen vatandaşlarımızın günahı ne? Bizi yönetenler niye aramıyorlar haklarımızı, neden uluslararası anlaşmaları uygulamıyorlar? Devletlerarası ilişkilerde maruz kalınan davranışa aynı şekilde karşılık verme (mütekabiliyet) prensibi vardır. Bize vize vermeyenlere biz de vize vermeyelim. Örneğin Yunanlılara vermezsek, ne kaybımız olur ki? Onların Türk turizminden kaybı çok daha fazla olmaz mı?
Ayrıca insanımızın yapılan bunca zulüme rağmen, vize vermemekte direnen ülkelere yaptıkları turistik seyahatleri de hoş görmek mümkün değil. Biraz oturun yerinizde, insan onurunu ve milli dayanışmayı koruyun lütfen. Üç-beş günlüğüne gitmeseniz yurtdışına, bir yeriniz mi eksilir yani. Ülkemiz gitmek için can attığınız ülkelerden çok daha güzel ve mükemmel değil mi? Evet şimdilik oralardan pahalı ve huzursuzuz ama onun da üstesinden geliriz inşallah. O zaman daha rahat ve daha huzur ve güven içinde çıkarsınız yurtdışına. Öyle değil mi?
.....
Yazarın tüm yazıları için tıklayınız
.....