Geçmiş kurban bayramımız mübarek olsun dostlar.
İyi Bayramlar dileyemedik, çünkü iyi değildi. Bizler burada bayramı eda ederken, neden gözaltına alındığını dahi bilmeyen, ifadeleri alınmayan, sırf MHP ve sayın AKŞENER’i destekler yazılar yazdıkları için, imzasız bir “ihbar mektubu” ile “FETÖCÜLÜK” ile itham edilerek sorgusuz sualsiz hala gözaltında tutulan yazarlarımız var bu ülkede.
Bir de onların anneleri, babaları ve evlatları var. Kaygı ile beklerken ve haksızlığa iç isyanlarına rağmen vakur duruş sergilerken nasıl “iyi bayramlar” olacak?
15 Temmuz’dan bu yana görülmemiş bir kampanya var, düne kadar, yani 1 kasım seçimlerine kadar, MHP’ni, Devlet Bahçeli beyi ve ülkücüleri yerden yere çalan güruh, bu tarihten sonra, Devlet bey’i MHP nin sahibi, değişim isteyen ülkücüleri ve önderlik eden Meral hanımı hain, ajan ve akla gelmeyecek bir sürü şey ilan ettiler, MHP nin değil ama Devlet beyin sözcülüğü ve savunuculuğuna soyundular.
Bayram öncesi başlayan karşı kampanya ile önce, Yavuz Selim Demirağ, Servet Avcı, Adnan İslamoğulları, Kürşat Zorlu, Alper Aksoy, gözaltına alındı, Adnan İslamoğulları dışındakiler serbest kaldı, Adnan İslamoğulları’nın ise hala ifadesi alınmadı.
Sebeplere bakıyorsunuz, sebep yok, gerekçeler nedir..? İsimsiz bir ibar mektubu ile bu şahısların FETÖ adına MHP’ne sızma girişimi (!!!!!)
Adamların yıllardır yazdıkları yazılara bakıyorsunuz, iktidar (ki bu iktidar hala aynı iktidar) bu fetöcü hainler ile 17/25 Aralık öncesinde yanyana iken bu yazarlar FETÖ ve benzeri yapılanmaların devlete ve millete verdiği zararları yazıyordu ve hatta kitap haline getiriyordu.
O günlerde başbakan yardımcısı olarak mecliste yaptığı konuşmada; “hoca efendi bu ülkenin yetiştirdiği nadir alimlerden biridir, onun adını ağzınıza alırken dikkat edin” diye meclis kürsüsünden konuşan sayın BEKİR BOZDAĞ, bugün bu devletin ADALET BAKANI olarak “bu haini ABD derhal teslim etmelidir” diyor.
Kim çelişki içerisindedir? Kim bu hainlere hizmet etmiştir? Yaptıkları sadece MHP içerisinde değişim istemek ve Meral hanımı desteklemek olan bu yazarlar mı FETÖcü..?
Dün 17/25 Aralık’ın hesabını ver diyerek, çalışma odasındaki saatin pilini 17:25 te çıkartıp, bunu da kamuoyuna deklare eden MHP genel başkanı sayın Devlet Bahçeli bey, bugün açıklama yapıyor ve "gözaltına alınan ülkücü yoktur” diyebiliyor..(??)
Siyaset toplumun refahı ve güveni için yapılır, ama bugün makamları korumak ve siyasi çıkar adına insanları harcamak olarak tezahür ediliyor.
Hadi bu yazarları ülkücü kabul etmeyerek kişisel çatışmaya sokuyorsunuz, peki değişime destek verdikleri gerekçesi ile kapattığınız Antalya Konyaaltı ilçesine kendi atadığınız yeni ilçe başkanı Ersan Satılmış’ın FETÖ iddiası ile gözaltına alınmasına ne buyuracaksınız..? Bunu da mı değişimciler yaptı..?
Meral Akşener hanımefendi her fırsatta söylediğini tekrar söyledi, “ben buradayım, eğer beni istiyorsanız gelin alın, ama benim arkadaşlarımı, ülküdaşlarımı sırf beni destekledikleri gerekçesi ile iftiraya uğratmayın”
Meselenin özü de tam da burada sanırım.
15 Temmuz’da bu devlete ve millete karşı ihanet şebekelerince bir darbe girişimi yaşanmış ve Türk Milleti tek vücut olarak bu ihanete karşı koymuştur.
Şimdi bu durumda akıllara takılan bir sürü soru oluşuyor.
Bu hainler 15 temmuz’da ihaneti darbe girişimi noktasına taşırken, sayın Cumhurbaşkanımız’dan başlayarak devletin tüm erkanı “bu darbe girişimi millete yapılmış bir ihanettir, Türk Milleti hainlere geçit vermedi” derken, bu ihanet şebekesinin devlete sızma, devleti ele geçirme girişimleri içerisinde Ergenekon davası da gösterilirken 15 Temmuz soruşturmasının miladı olarak neden 17/25 Aralık alınıyor?
Bu FETÖ denen ihanet şebekesinin devlete sızma ve Cumhuriyeti yıkma girişimleri çok daha öncesine dayanmıyor mu?
Meral Akşener hanımefendi’nin MHP ni iktidar yapma isteği ile çıkılan yolda, desteğin %30 lara dayanması neticesinde, neden AKP nin yayın organı gibi hareket eden medya kuruluşları hep bir ağızdan Meral hanım aleyhine yazılar yazarken, 1 kasım’a kadar eleştirdikleri Devlet bey’in savunucusu haline gelmişlerdir?
AKP iktidarının sonunu mu görüp korkuya kapıldılar?
Herhangi bir dokunulmazlık zırhı dahi olmayan sayın Meral Akşener hakkında ufacık bir iz bulsalardı şimdiye kadar çoktan gözaltına almazlarmıydı?
Büyük ve güçlü devletler stratejilerini iyi oluşturur ve gelişen olaylara göre de değişime uğratırlar, yani oyun kurucu olurlar. Suriye’de yaşananlar strateji mi yoksa çaresizlik mi?
Akıllara yağmur gibi düşüyor sorular, ardı kesilmiyor, ancak bayram haftasının gündem yoğunluğunda yormamak gerek siz dostları.
Türkiye Cumhuriyeti’ni bekleyen ciddi tehlikelerden bir sonraki yazıda bahsetmek üzere hoşçakalın.