Devlet (!) için bir araya geldiklerini söyleyenler, millet için ve milletin temsili için ise bir araya gelemiyorlar. Ne yaman çelişki..?
AKP iktidar partisi ve planladıkları, inandıkları yönde hareket ediyorlar, sayın Cumhurbaşkanı (kendisi ve AKP’nin ifadesi ile) AKP nin doğal lideri ve partili bir Cumhurbaşkanı, dolayısı ile yine kendi istediği ve planladığı şekilde yürüyor; bu nedenle ne kurumsal olarak ne de şahsi olarak kendilerine söylenecek söz yok, sadece onların savundukları sistemin kabul edilemez olduğuna ilişkin görüşlerimizi ve uygulamaya çalıştıkları yöntem ile ilgili eleştirilerimizi belirtebiliriz.. Ancak, kendi parti programlarında tam tersi şeyler yazarken ve güçlü parlementer sistemi savunurken, partinin kurumsal kimliği, tüzüğü ve programına rağmen parti ilkelerine uymayan yönetim ve anlayışı nedeni ile MHP yönetiminin tavır ve davranışlarının MHP ne mal edilerek tepkilerin bu yöne çekilmesi, MHP tabanı ve seçmen üzerinde olumsuz etki yaratmaktadır.
Parti programlarına ve taban görüşlerine tamamen zıt ve iktidar partisi ile sayın Cumhurbaşkanı’nın isteği ile tam örtüşen bu yönetim anlayışı gerek seçmen ve gerek ise parti tabanında tepki doğurmasına ve MHP nin kurumsal olarak oy kaybına sebep olmasına rağmen parti yönetiminin ve dahası genel başkan sayın Devlet Bahçeli’nin ısrarcı tavrının gerisinde derin hesapların varlığı vatandaş tarafından görülmekte ve anlaşılmaktadır.
Millet adına demokrasiyi ve hukuku savundukları söylemi ile ortaya çıkan sayın genel başkan ve yönetim, maalesef konu parti içi demokrasiye gelince ya görmezden geliyor yada yok sayıyor. Kamuoyu araştırmaları oy oranı olarak kaybı net gösterirken; oy oranı araştırmaları yerine lider tartışması araştırmalarına sığınılıyor. Biliniyor ki; oy oranı araştırmalarında seçmen kendi oy vereceği partiyi değiştirmezken, lider araştırmalarında AKP seçmeni Devlet bey ile ilgili manüplasyon yapabiliyor. İktidarın açık destekçisi bir gazete Devlet beyin resmini koyup “Bundan sonra sana dil uzatan karşısında bizi bulur” şeklinde manşet atabiliyor.
"Derin hesaplar" dedik; herkesin ve tarafların mutlaka birer hesabı var. İktidar partisi ve sayın Cumhurbaşkanı içeriğini dahi gizlediği bir başkanlık sistemini uygulamaya koyabilmek için, dün “ayaklar altına alırım” dediği Türk Milliyetçiliğini ön plana çıkartarak, toplum nezdinde temsili kabul edilmiş MHP’nin yönetimini yanına çekebiliyor.
Diğer derin hesap içerisindeki MHP genel başkanı sayın Devlet Bahçeli ve parti yönetimi ise her türlü siyasi başarısızlığa ve taban kaybına rağmen, tabandan gelen dip dalgasına rağmen, ellerindeki yetkili makamları bırakmamak adına parti ilkelerine ters olan ne varsa yapmayı ve hukukun üstünlüğünü savunmaları gerekirken; hukuksuz uygulamaların mucidi olmayı ve diğer derin hesap içerisindekilerin göstermelik desteğine bile bile “lades” demeyi göze alabiliyorlar.
Toplumsal tepki ve beklentilere bakıldığı zaman, bütün bu derin hesapların çok dışında ve hukuk içerisinde, devlet ve millet bilinci ile hareket eden “değişim isteyen” ve bunun öncüsü olan sayın MERAL AKŞENER’e karşı ortak derin hesaplarda ittifak oluşturanların var olduğu bir Türkiye gerçeğindeyiz.
Post kavgasına düşenler ne yazıkki hala fark edemiyorlar, eğer ortada post olmaz ise edilen kavga sadece kendilerini yok eder..
Derin hesaplar çok, ancak köşemiz bu kadarına izin veriyor. Ülkenin derin hesabında olanlar ise yollara çoktan düştüler; bu bağlamda 03 ARALIK 2016 Cumartesi günü sayın MERAL AKŞENER Türk milleti ile buluşma toplantılarının ilkini BURSA’dan başlatıyor.
Merak edenleri, akıla takılanlara çözüm arayanları sayın Akşener, 03 Aralık’ta saat 14.30’da Kervansaray Termal Otel’de aydınlatmak ve dertleşmek adına bekliyor olacak.
Sağlıkla kalın..
AKP iktidar partisi ve planladıkları, inandıkları yönde hareket ediyorlar, sayın Cumhurbaşkanı (kendisi ve AKP’nin ifadesi ile) AKP nin doğal lideri ve partili bir Cumhurbaşkanı, dolayısı ile yine kendi istediği ve planladığı şekilde yürüyor; bu nedenle ne kurumsal olarak ne de şahsi olarak kendilerine söylenecek söz yok, sadece onların savundukları sistemin kabul edilemez olduğuna ilişkin görüşlerimizi ve uygulamaya çalıştıkları yöntem ile ilgili eleştirilerimizi belirtebiliriz.. Ancak, kendi parti programlarında tam tersi şeyler yazarken ve güçlü parlementer sistemi savunurken, partinin kurumsal kimliği, tüzüğü ve programına rağmen parti ilkelerine uymayan yönetim ve anlayışı nedeni ile MHP yönetiminin tavır ve davranışlarının MHP ne mal edilerek tepkilerin bu yöne çekilmesi, MHP tabanı ve seçmen üzerinde olumsuz etki yaratmaktadır.
Parti programlarına ve taban görüşlerine tamamen zıt ve iktidar partisi ile sayın Cumhurbaşkanı’nın isteği ile tam örtüşen bu yönetim anlayışı gerek seçmen ve gerek ise parti tabanında tepki doğurmasına ve MHP nin kurumsal olarak oy kaybına sebep olmasına rağmen parti yönetiminin ve dahası genel başkan sayın Devlet Bahçeli’nin ısrarcı tavrının gerisinde derin hesapların varlığı vatandaş tarafından görülmekte ve anlaşılmaktadır.
Millet adına demokrasiyi ve hukuku savundukları söylemi ile ortaya çıkan sayın genel başkan ve yönetim, maalesef konu parti içi demokrasiye gelince ya görmezden geliyor yada yok sayıyor. Kamuoyu araştırmaları oy oranı olarak kaybı net gösterirken; oy oranı araştırmaları yerine lider tartışması araştırmalarına sığınılıyor. Biliniyor ki; oy oranı araştırmalarında seçmen kendi oy vereceği partiyi değiştirmezken, lider araştırmalarında AKP seçmeni Devlet bey ile ilgili manüplasyon yapabiliyor. İktidarın açık destekçisi bir gazete Devlet beyin resmini koyup “Bundan sonra sana dil uzatan karşısında bizi bulur” şeklinde manşet atabiliyor.
"Derin hesaplar" dedik; herkesin ve tarafların mutlaka birer hesabı var. İktidar partisi ve sayın Cumhurbaşkanı içeriğini dahi gizlediği bir başkanlık sistemini uygulamaya koyabilmek için, dün “ayaklar altına alırım” dediği Türk Milliyetçiliğini ön plana çıkartarak, toplum nezdinde temsili kabul edilmiş MHP’nin yönetimini yanına çekebiliyor.
Diğer derin hesap içerisindeki MHP genel başkanı sayın Devlet Bahçeli ve parti yönetimi ise her türlü siyasi başarısızlığa ve taban kaybına rağmen, tabandan gelen dip dalgasına rağmen, ellerindeki yetkili makamları bırakmamak adına parti ilkelerine ters olan ne varsa yapmayı ve hukukun üstünlüğünü savunmaları gerekirken; hukuksuz uygulamaların mucidi olmayı ve diğer derin hesap içerisindekilerin göstermelik desteğine bile bile “lades” demeyi göze alabiliyorlar.
Toplumsal tepki ve beklentilere bakıldığı zaman, bütün bu derin hesapların çok dışında ve hukuk içerisinde, devlet ve millet bilinci ile hareket eden “değişim isteyen” ve bunun öncüsü olan sayın MERAL AKŞENER’e karşı ortak derin hesaplarda ittifak oluşturanların var olduğu bir Türkiye gerçeğindeyiz.
Post kavgasına düşenler ne yazıkki hala fark edemiyorlar, eğer ortada post olmaz ise edilen kavga sadece kendilerini yok eder..
Derin hesaplar çok, ancak köşemiz bu kadarına izin veriyor. Ülkenin derin hesabında olanlar ise yollara çoktan düştüler; bu bağlamda 03 ARALIK 2016 Cumartesi günü sayın MERAL AKŞENER Türk milleti ile buluşma toplantılarının ilkini BURSA’dan başlatıyor.
Merak edenleri, akıla takılanlara çözüm arayanları sayın Akşener, 03 Aralık’ta saat 14.30’da Kervansaray Termal Otel’de aydınlatmak ve dertleşmek adına bekliyor olacak.
Sağlıkla kalın..