Türkiye ve İsrail, Çarşamba günü yaptıkları açıklamalarla normalleşme sürecinin tamamlanması açısından en önemli adımı atma ve dört yıl aradan sonra karşılıklı büyükelçi atama kararı aldıklarını açıkladı.
Ankara ve Tel Aviv’den yapılan açıklamalar, karşılıklı atanacak büyükelçiler sayesinde ikili ilişkilerin daha olumlu gelişeceği beklentisine vurgu yaptı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İsrail ile normalleşmenin Filistin davasından vazgeçme anlamına gelmediğini bir kez daha vurguladı.
2018’den bu yana maslahatgüzar düzeyinde yürütülen ilişkilerin büyükelçi seviyesine çıkartılmasıyla ilgili ilk açıklama, dönemin İsrail Dışişleri Bakanı, şimdiki Başbakan Yair Lapid’in 23 Haziran’da Ankara’ya ziyareti sırasında yapılmıştı.
Çavuşoğlu ve Lapid, düzenledikleri basın toplantısında, karşılıklı büyükelçi atama konusunda çalışmalara başlama kararını duyurmuşlardı.
İki yetkili bugün de atama kararı alındığını ve sürecin kısa zamanda tamamlanacağı açıklamasını yaptı.
İlk açıklama Başbakan Lapid’in ofisinden geldi. Türkiye ile tam normalleşme yününde adım atma kararının alındığını belirten açıklama, büyükelçilerin yanı sıra başkonsolosların da atanacağı bilgisini içerdi.
Lapid, Türkiye ile diplomatik ilişkilerin yükseltilmesinin bölgesel istikrar ve ekonomi açısından İsrail vatandaşları için önemli bir gelişme olduğunu kaydetti.
İsrail Başbakanı, büyükelçi atamasının son bir yılda taraflar arasında yapılan üst düzey temasların doğurduğu “pozitif atmosferin” sonucu olduğunu da vurguladı.
Büyükelçilerin atanmasına ilişkin son değerlendirmelerin salı akşamı telefonda görüşen İsrail Dışişleri Bakanlığı Genel Direktörü Alon Ushpiz ile Dışişleri Bakanı Yardımcısı Sedat Önal arasında yapıldığı da aktarıldı.
İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog da, "Türkiye ile tam diplomatik ilişkilerin yenilenmesini takdirle karşılıyorum. Bu, geçtiğimiz yıl öncülük ettiğimiz, İsrail ve Türk halkları arasında daha kapamlı ekonomik ilişkileri, karşılıklı turizmi ve dostluğu teşvik edecek önemli bir gelişme." açıklaması yaptı.
Erdoğan ile Lapid telefon görüşmesi yaptı
Karşılıklı büyükelçilerin atanacağının açıklanmasından saatler sonra, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İsrail Başbakanı Lapid telefon görüşmesi yaptı.
İsrail tarafından yapılan açıklamaya göre liderler bu olumlu gelişmeye katkı sağladığı için birbirlerine karşılıklı olarak teşekkür etti; bu gelişmenin "özellikle ticaret ve turizmde birçok başarının sağlanmasına yol açacak, ilişkilerin güçlendirilmesi için atılmış önemli bir adım olduğunun" altını çizdi.
Açıklamaya göre iki lider, ikili ilişkilerin gelişmesinin "bölgesel istikrarı güçlendireceği" değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı da görüşmenin ardından bir açıklama yaptı. Buna göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni büyükelçinin atanması konusunda gerekli adımları en kısa sürede atacaklarını söyledi.
Erdoğan, Türkiye ile İsrail arasında iş birliği ve diyaloğun "sürdürülebilir bir zeminde ve karşılıklı hassasiyetlere saygı temelinde geliştirilmesini desteklediğini" dile getirdi.
'İlişkilere olumlu yansayacak'
Kırgızistan Dışişleri Bakanı Ceenbek Kulubayev ile düzenlediği ortak basın toplantısında soruları yanıtlayan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ankara-Tel Aviv hattında geçen seneden bu yana devam eden normalleşme çabalarına dikkat çekti ve şunları söyledi:
“Sonuçta ilişkilerin normalleşmesi konusunda atacağımız adımlar içinde karşılıklı büyükelçileri tekrar atamak da vardı. Bu salonda Sayın Lapid'le gerçekleştirdiğimiz basın toplantısında da büyükelçilerin atanması konusunda çalışmaları başlattık diye bir açıklama yapmıştık. Bu çalışmalar neticesinde İsrail’den de böyle olumlu bir adım geldi.
"Tabii biz de Türkiye olarak İsrail’e, Tel Aviv'e büyükelçi atama kararı aldık. Önümüzdeki süreçte zaten kararnamemiz de var, atayacağımız büyükelçiler konusunda isimleri de, diğer atayacağımız büyükelçilerin listesini de Sayın Cumhurbaşkanımıza arz ettikten sonra süreç resmen başlamış olacak.”
Dışişleri Bakanlığı’nca hazırlanan büyükelçiler kararnamesinde İsrail’e atanacak ismin de yer aldığını; kararnamenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından onaylanmasının ardından sürecin gelişeceğini kaydeden Çavuşoğlu, diplomatik temsil düzeyinin artmasının ikili ilişkilerin gelişimine olumlu yansıyacağını belirtti.
Dışişleri Bakanı, büyükelçi olarak kimin atanacağını ise açıklamadı.
Türkiye, 2018 yılının başında ABD’nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma ve İsrail’deki büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıma kararı sonrası İsrail büyükelçisini Ankara’ya çağırmıştı. 2018’deki protestolar sırasında onlarca sivil Filistinlinin güvenlik güçlerince vurulması sonrası İsrail’den Ankara’daki büyükelçisini çekmesini istemişti.
Taraflar o tarihten bu yana maslahatgüzar düzeyinde temsil ediliyor.
Eylül'de Karma Komisyon toplanıyor
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un Mart ayında Türkiye’ye yaptığı ziyaret ve ardından iki dışişleri bakanının Mayıs ve Haziran’da karşılıklı ziyaretlerinin normalleşme sürecinde önemli bir aşamaya gelinmesi sonucunu yarattığını anımsattı.
Bu kapsamda, Türkiye ile İsrail’in havacılık alanında bir mutabakat muhtırası imzaladığını anımsatan Bakan, Türkiye-İsrail Karma Ekonomik Komisyon toplantısının da Eylül ayı başında gerçekleştirileceğini kaydetti. İsrail de siyasi ilişkilerin bozulduğu dönemde kapattığı Ekonomi ve Ticaret Ofisi’ni yeniden açma kararını aldığını Temmuz ayı başında açıklamıştı.
'Filistin davasından vazgeçmek yok'
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, İsrail ile normalleşme sürecinin başladığı ilk günlerden bu yana Ankara’nın aktardığı “İsrail ile ilişkilerin düzelmesi, Filistin davdasından vazgeçme anlamına gelmez” mesajını bir kez daha yineledi.
Türkiye’nin Filistin davasından vazgeçmeyeceğini kaydeden Çavuşoğlu, “Büyükelçilerin atanması, Filistin ve Kudüs’e ilişkin mesajlarımızı doğrudan İsrail tarafına iletilmesi açısından da önemli olacaktır" ifadesini kullandı.
Türkiye ile İsrail arasındaki normalleşme süreci 2021 senesinde başlamış ve taraflar arasında yoğun ikili temaslar sayesinde hızlanmıştı.
Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon zenginliklerinin paylaşılması sürecinde uzunca bir dönem yalnız kalan Türkiye, İsrail ile süratli bir normalleşme ile izolasyonu kırmak isterken, İsrail de bölgede Körfez ülkeleri başta olmak üzere ikili ilişkileri tesis ederek İran’a karşı bir siyasi pozisyon almak istiyordu.
Rusya’nın 24 Şubat'ta Ukrayna’yı işgale başlaması ve bunun yarattığı küresel enerji bunalımı, Türkiye ve İsrail’in normalleşme sürecine katkı yapan unsurlar oldu.
'Güvenlik iş birliği öne çıktı'
Bu unsurları daha da güçlendiren ise Türkiye’nin kendi topraklarında İsrailli turist ve yetkililere dönük suikast hazırlığında olduğu iddia edilen İran gizli servis bağlantılı kişilere karşı aldığı önlemler ve bu süreçte Türk-İsrail gizli servisleri arasında sağlanan işbirliği oldu.
Türk güvenlik güçleri, gelen istihbarat doğrultusunda başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin önemli kentlerinde İsrailli turistlere dönük suikast ve kaçırma eylemlerini önlemiş, bu süreçte birçok İran vatandaşını da tutuklamıştı.
İsrail Cumhurbaşkanı Herzog, İsrailli vatandaşlarının can güvenliğinin korunması için Türkiye’nin gösterdiği çabayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı bizzat arayıp teşekkür ederek takdir etmişti. Bu gelişmeler, taraflar arasındaki güven ortamının güçlenmesi açısından olumlu etki yapmıştı.
BBC Haber Ajansı