BURSA ARENA / Haber Merkezi
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Sivas Katliamı'nın kendisini utandırıp utandırmadığına ilişkin soruya, "Kimse valiye, emniyet müdürüne sormuyor bunu. Halbuki onların görevi meydana gelen bu hadiseleri önlemekti. Bu hadiselerin olmaması için tedbir almaktı, hiç alakası olmayan bir insan neden utanç duyacak? Bundan dolayı üzülüyor ve hayıflanıyorum neden önlemedi diye" yanıtını verdi.
Haber Global'de ‘Jülide Ateş'le 40 dakika’ programına konuk olan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, yazar ve sanatçılardan oluşan 33 kişinin Sivas'ta kaldığı otelde yakılarak öldürüldüğü Sivas Katliamı’na ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Temel Karamollaoğlu, Madımak olaylarıyla ilgili elinden geleni yaptığını söyledi. Olayın önlenmesi konusunda asıl sorumluların dönemin valisi ve emniyet müdürü olduğunu ileri süren Karamollaoğlu, “Utanıyor musunuz” sorusuna ise olaydan dolayı üzüntü duyduğunu ancak sorumluluğunun bulunmadığını söyledi.
“İnsanların ölmesi için böyle bir şey yapıldığı kanaatinde değilim” diyen Karamollaoğlu, şu yanıtı verdi:
* Ben bunu itham olarak görürüm. Niye beni utandırsın ki? Ben bunun ne sorumlusuyum ne de bu hadiselerin önüne geçmekle mükellef bir makamdaydım.
* Belediye başkanıydım. Kimse valiye, emniyet müdürüne sormuyor bunu. Halbuki onların görevi meydana gelen bu hadiseleri önlemekti.
* Bu hadiselerin olmaması için tedbir almaktı, hiç alakası olmayan bir insan neden utanç duyacak? Bundan dolayı üzülüyor ve hayıflanıyorum neden önlemedi diye.
* Ben o zaman konuşmaları takip etmemiştim ama şimdi çıkıyor. Yalvar yakar olmuşum insanlara karşı yapmayın etmeyin… Orada bir taşlama vs olmuş emniyet müdürü beni alıp götürdü. O zaman gençlere ‘yapmayın, etmeyin’ diye yalvarmama rağmen buna engel olamamışım.
* O zaman bütün medya bana saldırdı. İşin en üzücü tarafı sanırım Milliyet’teydi, itfaiyenin başındaki bir kişinin fotoğrafını çekti, Karamollaoğlu halkı kışkırtıyor diye yazdı.
* Sizde benim hiç mi fotoğrafım yoktu da bu adamın ben olmadığımı göremediniz? Bunların hepsi kasıtlı olarak Refah Partisi’ne saldırmak için bahaneydi. Neden esas sorumlular hesaba çekilmiyor da bir belediye başkanı çekiliyor ki, ben bir fert olarak üzerime düşenden fazlasını yapmışım.
* Bu konular gündeme gelince benim o konuşmalarım da çıkınca bana telefon edip ‘Hakkını helal et’ diyen birçok insan oldu. ‘Siz kışkırttınız’ zannediyorduk dediler.
* Öbür taraftan da bunu söylerken kimseyi itham etmekle söylemiyorum, ölen ölmüştür. İnsanların canı yanıyor bir şey diyemem. Katliam kasıtlı yapıyor bir şey diyemem.
* İnsanların ölmesi için böyle bir şey yapıldığı kanaatinde değilim. TV’lere bakınca gördüğüm manzara şuydu: Bir adam elinde benzin bidonu arabalara döküyor, perdeleri yakmaya çalışıyor o hengamede insanlar hayatlarını kaybediyor. Bir komplo varsa onu bulmaları gerekir.
“BENDEN BAŞKA KİMSE ÇABALAMADI”
“Sivas katliamının sorumlusu kim” sorusuna “Bence derin devlet” diyen Karamollaoğlu, şunları söyledi:
* Ama kimse derin devletin kim olduğunu bilmiyor. Bu hadise çıkmadan iki gün önce aczmendi Sivas’ta ortaya çıktı. Bunlar dikkate alındığında bir şey var mı diye insanın aklına geliyor.
* 1993 Türkiye’nin en karmaşık yılıdır. Özal hayatını kaybetti, Eşref Paşa’ya suikast o zaman düzenlendi. Bu hadiseyi kınamamak mümkün değil” dedi.
Karamollaoğlu, “Katliamı önlemek için ne yaptınız” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
* Benden başka kimse çabalamadı. Ancak polis bana bağlı değil. Neden bunları onlara sormuyorsunuz? Ben görevden alındım. Ancak bu hadiseler karşısında yorum yapmaktan çekinmedim.
* 15 gün önce Divriği’de terör hadiseleri gelmiş, bir hafta önce başka bir yerde başka bir hadise gelmiş. O gün orada Sivas’ta çevik kuvvet kalmamış. Bir komplo olduğu zaten belli.
“IRKA DAYALI BİR PARTİ TÜRKİYE’DE OLMAMALI”
* Ben Demirtaş ile aynı fikirde değilim. Avukatlığına da soyunmadım. Bir parti genel başkanı olarak Cumhurbaşkanı olarak çıkacaksınız sonra kalkıp başka bir Cumhurbaşkanı adayını hapse atacaksınız. Bu yanlış. Bunu hükümet değil, mahkemeler vermeli.
* Savcılara emrediliyor sonra savcılar içeri alınıyor. Hukuksuzluğa karşı çıkıyorum, Demirtaş’ın avukatlığını yapmıyorum.
HDP’YE NASIL BAKIYOR?
* Buradaki kanaatimiz, Meral Hanım’ın da aynı şekilde. HDP bir türlü PKK ile arasına mesafe koyamıyor. Burada sıkıntı var. Biz de ne olursa olsun prensip itibarıyla ırkçılığa karşıyım. Irka dayalı siyasi partinin Türkiye’de olmaması kanaatindeyim.
* Kürtleri toplum olarak görüyorum, Selahaddin Eyyubi’nin temsilcileri olarak görüyorum. Aynı yolda giden Kürt kardeşlerimi bağrıma basmak istiyorum ama PKK’nın takındığı tavrı onaylamam mümkün değil.
* ABD’nin, siyonizmin desteklediği bir örgüt. Onlar HDP ile arasına mesafe koyamadığı için bütün siyasi partiler HDP’ye karşı mesafe koymayı mecburiyet olarak koyuyor.
“FETÖ’YÜ TÜRKİYE'NİN GÜNDEMİNE AKP TAŞIDI”
FETÖ'nün siyasi ayağı ile nasıl mücadele edilmesi gerektiğine ilişkin açıklamalarda bulunan Karamollaoğlu, şöyle dedi:
* Bazı gerçekler var ki, güneş doğmuşsa güneşin olduğunu insanlara ayrıca göstermeye ihtiyaç olmaz. Birisi ancak gözünü kapatacak ki güneş yok olsun.
* FETÖ'yü kim Türkiye'nin gündemine taşıdı? AK Parti taşıdı. Ben muhalefetteki herhangi bir partinin Gülen hareketini Türk siyasetine soktuğuna şahit olmadım.
* Onun için, bunun aranıyor olmasına ben şaşıyorum. Bunu yapan bugünkü iktidardır, AK Parti'dir. Ha sonradan bir şeyler yanlış gitti, koptu araları.
* Ama bu kopma demek eskiden onlara övgüler dizenlerin artık hâlâ hiç AK Parti'nin içinde kalmadığı manasına gelmez. Ne diyorlar şimdi?
* Hâlâ araştırıyoruz, hâlâ ipuçları arıyoruz. Bunu bulmakta zorlanırlar çünkü bunu dışarıda arıyorlar. Halbuki bu kendi içlerinde.
* Ama orada şunu da hemen ifade edeyim, yani kendi içlerinde geçmişte Fethullah Gülen'e övgüler yağdıranlar bugün aynı kanaati taşıyorlar mı?
* Taşıyorlar diyemem. Ama başkalarını itham etmeden önce kendi içlerine çeki düzen vermek icap eder diye düşünüyorum.
Kaynak: Sözcü / Batuhan SERİM