BURSA ARENA / Haber Merkezi
Sarımsağın kanser riskini azaltıp azaltmadığı konusunda birçok araştırma var. Amerika Ulusal Kanser Enstitüsü sarımsağı anti-kanser besin olarak kabul etmiş durumda. Sarımsağın bileşimindeki maddelerin çoğunda anti-kanser özellikler olduğu savunuluyor.
Fakat bu bileşimlerin içinde en büyük rol oynayanı “alil sülfür”. Araştırmalara göre sarımsağın içindeki maddeler, vücudun kansere neden olan kimyasallardan kurtulmasına yardımcı oluyor ve kanserli hücrelerin doğal olarak ölmesine sebep oluyor (apoptoz). Ayrıca sarımsağın bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiği de kanıtlanmış; bu da kanser hücrelerinin büyümelerini engellemek ve vücudun hastalıklarla savaşması için şart.
San Francisco’da yapılan bir araştırmada, sarımsağı fazla tüketenlerin (günde 8-12 diş) Pankreas kanseri riskini yüzde 54 azalttığı savunuluyor. Ayrıca aynı araştırmaya göre, sarımsak tüketiminin meme kanserine yakalanma oranını da düşürdüğü savunuluyor. İlk bakışta 8 diş sarımsak size fazla gelebilir ama yemek pişirdiğinizde ve sarımsağı doğru pişirdiğiniz taktirde bu esasında hiç de ulaşılması zor bir rakam değil.
Sarımsağı hangi şekilde yemeliyiz?
Toz ve haplar yetersiz
Sarımsağın en faydalı şekli çiğ hali. Ticari şekilde satılan tozu veya tablet hâlinde pazarlanan biçiminin vücuda faydası ne yazık ki minimal. Kimimiz çiğ şekilde yiyemediğimiz için pişirmeyi uygun buluyoruz ama doğru şekilde pişirilmediği taktirde bütün antioksidan özelliklerini kaybediyor ve sağlığımıza faydası olduğunu zannederken sadece tadından faydalanıyoruz.
Sarımsağı pişirecekseniz bu kurala dikkat!
Eğer sarımsağı pişirecekseniz önceden dövüp 15 dakika kadar oda ısısında bırakmanız gerekiyor. Ancak bu şekilde içindeki enzimler aktif oluyor. (kaynak: hayatbilgileri)